Ekonomi Bakanı Zeybekci, kurdaki hareketliliğe ilişkin, 'Merkez Bankasının piyasadaki spekülatif hareketlere müdahale etmesini asla doğru bulmuyorum. Şu anda gelinen kur noktası kesinlikle reel değildir.' dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, son dönemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.
"Ülkemizin hiçbir endişesi yok"
Aşırı değerli doların ABD ekonomisi için iyi ve sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Zeybekci, "Şu anda kendimize inanıyoruz, ülkemize güveniyoruz, ülkemizin bununla ilgili hiçbir endişesi yoktur." ifadelerini kullandı.
Zeybekci, Türkiye'nin coşmuş, çok güzel sonuçlar alınan bir ekonomisi olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bütün dünya mutabık ki bu sene Türkiye yüzde 6'nın çok üzerinde bir büyümeye gidecek. Bütün dünya görüyor, biliyor ki Türkiye yüzde 11-12'nin üzerinde bir ihracat artışı ile bu seneyi kapatacak, tarihi zirveyi yakalayacak. Yıl sonu itibarıyla 2016'ya göre turizmde yüzde 30'a yakın bir iyileşmeyle kapatacak. Bütün bu olumlu gelişmelerin Türkiye'ye mutlaka pozitif etkisi olacak. Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye girişi ile ilgili çok önemli pozitif etkileri olacak.
Türkiye'de özel sektör yatırımları, geçen senelere kıyasla çok büyük oranda artıyor. Tam bunlarla ilgili pozitif anlamda bir değere, bir sonuca, rakama dönüştüreceğimiz ortamlara denk getirilerek, bunlar yapılıyor. ABD'deki, Avrupa'daki, dünyadaki gelişmelere bakıldığında, bu ortamda bile Meksika'dan, Brezilya'dan, Güney Afrika'dan çok iyiyiz. Bunun geçici olduğunu hep beraber göreceğiz, inşallah yıl sonu geldiğinde Türkiye'nin rakamları bütün dünyada parmakla gösterilen, imrenilen rakamlar olacaktır."
"Et ithalatı özel sektör eliyle olmalı"
Ekonomi kamuoyunun ve iş dünyasının enflasyonla mücadelede atılan adımları desteklemesi gerektiğini vurgulayan Zeybekci, enflasyonun kökünü kazıyacak mücadele yönteminin arzı artırmak olduğunu ifade etti. Zeybekci, şöyle devam etti:
"Gıdada en son eylül ayı enflasyonu 0,25 civarında aşağı doğru geldi. Diğer alanlara da üretimi destekleyerek, arzı artırarak müdahalelerimiz devam edecek. Arzı artırmanın diğer bir yöntemi de piyasaya ucuz, bol, kaliteli mal sürmek değil mi? Bunun bir diğer yöntemi de ithalatla ilgili tedbirler almaktır. Gerekirse bu enstrümanı da çok güçlü şekilde kullanmaktan çekinmeyeceğiz, çekinmiyoruz da. Baktık ki olmuyor, çok daha farklı yöntemlerle de müdahale edebiliriz. Etle ilgili mesela... Farklı yöntemlerle müdahale yapmayı da biliyoruz, bunu da en kısa sürede yapacağız. Devlet eliyle etle ilgili piyasayı regüle etmeye karşıyım. Bunu kontrollü bir şekilde, hangi ülkeden sağlık ve hijyen kontrolleri ve hassasiyetlerimizin karşılanması kayıt ve şartıyla doğrudan özel sektör eliyle piyasaya müdahale etmenin daha etkin olduğunu ve olacağını düşünüyoruz."
"Şu anda gelinen kur noktası reel değil"
Kura müdahaleye karşı olduklarını vurgulayan Zeybekci, "Spekülatif hareketlere karşı en etkili çalışma dokunmamak, müdahale etmemektir." diye konuştu.
Merkez Bankası olarak piyasadaki spekülatif hareketlere döviz satarak müdahale edildiğinde, piyasada 20-30 milyon dolarlık bir alanda dönen spekülasyon operasyonunun bir anda milyar dolarlık bir alana geçeceğini ve oyunun büyüyeceğine dikkati çeken Zeybekci, "Onun için Merkez Bankasının buna müdahale etmesini asla doğru bulmuyorum. Esnekliğin sonuçları şu anda daha şeffaf, her şeyin ortada olduğu bir anlatımla, piyasada bunları ortaya koyarak yapılacaktır. Şu anda gelinen kur noktası kesinlikle reel değildir." diye konuştu.
"Bölgesel yönetim merkezi hükümetin içinde sağlıklı bir şekilde yer almalı"
Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen gayrimeşru referandumla ilgili tartışmalara yönelik soru üzerine Zeybekci, söz konusu referandum öncesinde Ekonomi Bakanlığı olarak muhataplarına gerekli uyarıları yaptıklarını anımsatarak, "Avrupa Birliği birlik haline gelirken, Amerika 72 milleti bir araya getirip ortak payda etrafında toplarken, sen 'ben Kürt'üm' diye ayrı devlet kurduğun anda Kürt'ü de ikiye bölerler, üçe bölerler, dörde bölerler. Arap'ı, Türkmen'i ikiye, üçe, dörde bölerler. İstedikleri de bu zaten." diye konuştu.
Zeybekci, Irak'ta "egemen devlet" sıkıntısı yaşandığını ve hükümetin fonksiyonlarını yerine getirmekle ilgili sıkıntıları bulunduğunu belirterek, "Türkiye olarak bizim muhatabımız kesinlikle merkezi hükümettir, merkezi yönetimdir. Çalışmalarımız devam ediyor. Irak'la olan ticaretimiz kesinlikle etkilenmeyecektir. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ilgili bazı tereddütler var ama şu anda ekonomi ve ticaret olarak etkilenen bir şey yok." ifadesini kullandı.
Her türlü imkansızlık ve ihtimale karşı hazırlık yaptıklarına işaret eden Zeybekci, Türkiye'nin merkezi yönetim sınırları içindeki ihracatının tamamını deniz yoluyla göndermeyi planladıklarını anlattı. Bakan Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"12 günde Suveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden Basra Limanı'na getirerek orada teslim etme üzerine çalışmamızı yaptık. Ürdün üzerinden tırlarımızın ulaşmasıyla ilgili de mutabakata vardık ama bunların hiçbirine gerek olmadan da şu anda devam ettiğimizi görüyorsunuz. İnşallah problem olmayacaktır. Aklıselim umarım galip gelir. Bizim istediğimiz, bölgesel yönetimin orada her şekliyle merkezi hükümetin içinde sağlıklı bir şekilde yer alması ve merkezi yönetimin koyduğu kurallara uyarak hayatını devam ettirmesiyle ilgili çözüm bulunması. Şu anda hayat normal seyrinde devam ediyor. Öte yandan, merkezi yönetime doğrudan bağlayabileceğimiz sınır kapıları açma çalışmaları devam ediyor."
"İhracatımızı engelleyen her ülkeye birebir aynıyla cevap veriyoruz"
Zeybekci, ithalat artışının önlenmesine yönelik alınacak tedbirlere ilişkin soru üzerine, bu yıl sonu itibarıyla 220 milyar dolar seviyesinde ithalat rakamı öngörüldüğünü ancak geçen yıla göre miktar bazında yüzde 1-1,5 seviyesinde artış yaşandığını söyledi.
Söz konusu artışın, 2017'de dünyadaki petrol, doğalgaz, enerji, hammadde fiyatlarındaki artışla birebir örtüştüğüne dikkati çeken Zeybekci, Türkiye olarak tüketim malları üzerindeki tedbirlerinin her anlamda devam ettiğini aktardı.
Nihat Zeybekci, Türkiye'ye karşı tedbir alan, ihracatını engelleyen her ülkeye de birebir aynıyla karşılık verdiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Sevindirici olan şey tüketim mallarının ithalatında artış olmaması, hemen hemen sıfır seviyesinde. Artış yüzde 20 civarında ara malı ve hammaddeden geliyor. Bunlar ihracatın da artmasının sonuçları. 2017'ye bakıldığında yaklaşık 15 milyar doların üzerinde sadece ihracat artışından kaynaklanan döviz giriş artışımız olacak. 10 milyar dolar civarında turizm artışından kaynaklı net döviz giriş artışı olacak. İthalatta da 2017'de dış satım ve alım arasındaki dengemiz artıda olacak. Şu anda yapılan her yatırım ithalatı aşağı doğru çekmekle ilgili. Bunun sonuçlarını da 2018'de 2019'da hızlı şekilde almaya devam edeceğiz."
"Türkiye'nin global devlerini yaratma projesi"
Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi'nin dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemi olduğunu belirten Ekonomi Bakanı Zeybekci, sisteme ilişkin şu bilgileri verdi:
"Her şeyin konuşulabildiği, her şeyin pazarlık edilebildiği ve her şeyin bir şekilde hükümet tarafından irade olarak sağlanabildiği özel 'terzi dikimi' teşvik sistemi... Biz buna 'Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi' diyoruz. Şu ana kadar 3 milyar liralık yatırımı destekledik. Elimizde stok olarak bekleyen ve bu sene sonuna kalmadan törenle belgelerini vererek başlatacağımız yaklaşık 100 milyar liralık yatırım var, hatta 103-104 milyar liraya da çıkabilir. Onlar da bitti. Gelecek hafta içinde Başbakanımız başkanlığında Ekonomi Koordinasyon Kurulunda bunun en son sunumunu ve tartışmalarını da bitireceğiz ve en kısa sürede kamuoyu ile paylaşacağız. Bunlar ne? Türkiye'de cari açığımıza sebep olan 20-22 milyar dolarlık petrokimya türevleri, enerji, tarım, sağlık teknolojileri ile ilgili alanlarda 21. yüzyılı veya bu çağı ıskalamayacak teknoloji yatırımlarının yapıldığı alanlar bunlar.
Hükümetimizin almış olduğu bu yetkiden daha geniş bir yetki alınamaz artık. Çünkü her şeyi konuşabiliyorsunuz, verebiliyorsunuz, bedelsiz enerjiyi verebiliyorsunuz, yatırımın tüm faiz giderlerini karşılayabiliyorsunuz ve kişi başına brüt 20 asgari ücret maaş desteği verebilecek, dilediğiniz kadar genişlikte bir alan var. Sıfır vergi şartı koyabiliyorsunuz, arsa verebiliyorsunuz. Tüm bunlar hakikaten inanılmaz. Koruma altına alabiliyorsunuz, diyorsunuz ki 'Arkadaşlar şu alanlarda üretim yaptıktan sonra dışarıdan gelebilecek olan haksız rekabete karşı koruma garantisi veriyorum.' Şu anda bu çok başarılı inşallah yıl sonu gelmeden bu 100 milyar liralık bölümü Türkiye'de hayata geçireceğiz. Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi Türkiye'nin global devlerini yaratma projesi."
"Ya Türkiye'nin kurallarını kabul edecekler ya da bu iş olmayacak"
Yaz tatili öncesinde 'Booking.com' ve benzeri firmaların Türkiye'deki faaliyetlerinin durdurulmasına ilişkin soru üzerine Zeybekci, Booking.com'un yurt dışında yerleşik olarak Türkiye'deki Türklere, Türkiye'deki turizm faaliyetlerini pazarlamaya çalışmasının haksız rekabet olduğunu söyledi.
Konuya ilişkin şikayet nedeniyle yargı sürecinde gerekli ön tedbirlerin alınarak faaliyetlerinin durdurulduğuna işaret eden Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Booking.com'un Türkiye'ye yönelik faaliyetleri engellenmedi, yasaklanmadı. Booking.com, yabancı turistlere, Türkiye'deki turizm ve tatil faaliyetlerini pazarlayabiliyor, bunun önünde engel yok. Sadece Şenol Bey'e satamıyor çünkü bu, bir haksız rekabet. Türkiye'deki firmalar vergi ödeyerek, Türkiye'deki kurallara tabi olarak bu faaliyeti yaparken Booking.com, 'Yok, ben bunu Avrupa'nın falanca ülkesindeki şehirden yaparım, Türkiye'de Şenol Bey'e veya Ahmet Bey'e Türkiye'deki otelleri satarım. Onlardan bununla ilgili komisyon tahsil ederim. Türkiye'yi de tanımam, vergi vermem.' diyor. Bu, kabul edilebilir değil. Kendileriyle de görüştük, anlattık. 'Elimizden gelen her türlü yardımı size yapalım, bununla ilgili yöntemleri gösterelim ama Türkiye'de faaliyet gösteren şirket eliyle bunu yapın. O şirket eliyle faturanızı kesin, o kestiği faturaları toplasın, yine siz o şirkete fatura keserek, paranızı alın, götürün ama bu kurala uyun. Bu kurala uymadığınız zaman sizin için yapabileceğimiz bir şey yok.' dedik."
Booking.com yetkilileriyle iki kere görüştüğünü anlatan Zeybekci, görüşmelerden birini kendisinin yüz yüze yaptığını söyledi.
Yetkililerin, görüşmeye devam ettiğini dile getiren Zeybekci, "Ya Türkiye'nin kurallarını kabul edecekler ya da bu iş olmayacak." diye konuştu. Zeybekci, olma ihtimaline ilişkin soruyu, "Var." diyerek cevapladı.
"Domatesin 1 Kasım itibarıyla yüklemesi başlayacak"
Türkiye'nin Rusya'dan 2 milyar dolar civarında tarıma dayalı ürün ithal ederken bu ülkeye toplam tarım ürünü ihracatının 800 milyon dolar olduğuna dikkati çeken Zeybekci, şunları kaydetti:
"Oradan bizim 3 katımız mal alıyoruz. Aldığımız ürünlerle ilgili de anladık ki re-export şartıyla ithal eden ihracatçılarımız da artık almak istemiyorlar. Bu, tabii karşılık gördü. 'Öyle miymiş?' diyerek oturuldu sanki bunu yeni anlatmışız gibi hızlı bir çözüme girdik. En son domates, patlıcan ve nar kalmıştı galiba. Domates, tabii sembolik kahramanımız. Bu üçlü ile ilgili adım atmakta zorlandılar. Biz hiçbir zaman için Rusya'daki üreticilere rakip olacak bir Türk ihracatından bahsetmiyoruz. Onlara zarar verecek bir şeyden bahsetmiyoruz. Öyle bir şey olduğunda biz kendi ülkemizle ilgili nasıl tedbirler alıyorsak siz de o tedbirleri alabilirsiniz, vergileri yükseltirsiniz ama 'Yasak, engelliyoruz.' diyemezsiniz.
Bize o sırada 'Yaş sebze meyveden falanca şehirden 8 şirkete izin veririz, domatese 4 şirkete izin veririz.' dediler. 20 şehirde bu ürün üretilirken bir şehirde 4 şirkete bunun veriliyor olması, kabul edilebilir değil. Biz de onun üzerine dedik ki: 'Biz de sizden aldığımız ürünlerin şirketlerini, şehirlerini belirleyelim.' Onun için de tespit yapmaya başladık. Bundan rahatsız oldular tabii ki. Geçen hafta Karma Ekonomi Koordinasyon Toplantısı sırasında da açıkça söyledik: 'Yaptığınız her şeye aynısıyla karşılık vermek gibi bir zorunluluğumuz var.' Bu ürünlerle ilgili Türkiye'den şirket tespit edilmesinin kabul edilemeyeceğini altını çizerek söyledik. Muhtemelen onlar da bunu iyi anladılar. Yakın sürede bunlar kalkacak, patlıcan, nar ve domatesin 1 Kasım itibarıyla yüklemesi başlayacak. Onu bekliyoruz, bir problem olacağını zannetmiyorum. Her şey yoluna girdikten sonra bütün karşı olarak hazırlık yaptığımız prosesleri de iptal ederiz, kaldırırız."