Almanya'nın Köln kentinde iftara yetişmek için tren istasyonuna aceleden maskesiz girdiğini söyleyen Volkan Koyugöz, Alman polisinin uyarısı sonrasında maske taktığını fakat buna rağmen polis tarafından şiddet görüp burnunun kırıldığını iddia etti.
Almanya’da koronavirüs salgını ile mücadelede alınan önlemler kapsamında, toplu taşımada maske kullanma zorunluluğu getirilmişti. Köln’de yaşayan Volkan Koyugöz, iftara yetişmek için tren istasyonuna aceleden maskesiz girince polis şiddetine maruz kaldığını iddia etti.
Polis tarafından tartaklanıp darp edildiğini söyleyen Koyugöz, “İş arkadaşımla alışverişteydim. Niyetliydim iftar vaktine az kalmıştı. Son treni yakalamaya çalışıyorduk, telaşlıydık. Tren garına varmadan önce polis memuru beni bağırarak uyardı. Maskemi takmamı istedi. Ben de tamam takarım dedim" şeklinde konuştu. Maskesini çantasından çıkarıp taktığını söyleyen Koyugöz, “Tren garına girdim sağıma soluma baktım kimse maskesini takmamıştı. Yine takayım dedim. Takar takmaz memurun arkamdan koştuğunu gördüm. Gelir gelmez bağırdı, orada olay çıkarmak istediğini anladım” dedi. Polisin 100 Euro ceza kesmek istediğini söyleyen Koyugöz, “Baya bağırdı ve olay çıkardı, iş arkadaşım araya girdi. ‘Niye bu kadar abartılıyor’ diye sordu polise. Benim maskeyi yavaş taktığımı söylediler” ifadelerini kullandı.
Polislerin etrafına dizildiğini ve kendisini iteklemeye başladığını söyleyen Koyugöz, “10 kişiydiler, 4-5’i beni itekliyorlardı. ‘Ben bir yere kaçtığım yok sakinim ben dedim. Şu an biraz abartılıyor durum’ dedim. Niye bu kadar polis var etrafımda dedim. Sen polisle oynayamazsın biz sana yerini göstereceğiz dediler. Sakin olduğumu söyledim. Ceza kesmek istiyorsanız kimliğimi vereyim ceza kesin dedim” ifadelerini kullandı. Polislere oruçlu olduğunu ve iftara yetişmek istediğini söylediğini dile getiren Koyugöz şu şekilde devam etti:
"İtekleyip durdular sonra polis kolunun altına aldı. Yere indirdi o arada zaten hepsi üzerime zıpladı. Kafamı betona çarptılar, kaburgalarımı tekmelediler, yumruk attılar. Yerdeyken kolumu kelepçelediler. Vuruyorlardı şoktaydım anlamadım kendimi filmde sandım o an. Bağırdım yardım edin dedim. Bunlara rağmen vurmaya devam ettiler. Üzerime çıktılar, ezdiler. Milletin içerisinde rezil ettiler."
Polise karşı hiçbir şey yapmadığını söyleyen Koyugöz, “Şiddet uygulamalarına gerek yoktu. Karşı gelmedim, tehdit etmedim. Buna rağmen dizüstü yürümemi istediler. Yerde sürüklediler. Zaten beni yeterince rezil ettiniz dedim, bırakın da dik yürüyeyim dedim. Milletin bana ne yaptıklarını görmelerini istemiyorlardı. Bana nasıl istiyorsam öyle yürüyeceksin dedi. Benim istediğim gibi yürüyeceksin” şeklinde konuştu.
Polisin kendisini karakola götürdüğünü söyleyen Koyugöz, şu ifadeleri kullandı:
“Üzerime çıktı uyuşturucu aradı. Yani her yabancının veya her Türk uyuşturucu satıcısı olduğu anlamına mı geliyor onu anlamadım. Tipim mi o ifadeyi verdi kendisine. Ona baya şaşırdım. Beni yüzlerce kişi arasından seçmeleri çok saçma bir olay oldu. Alkollü olup olmadığımı sordu hayır dedim. Zaten öncede oruçlu olduğumu söylediğimi alkol kullanmadığımı söyledim. Neden alkol kullanmadığımı sorguladı bunun sebebi nedir dedi. Kimliğimi istedi verdim. Sen Türk’sün pasaportunu istiyorum dedi."
Burnu kanadığı için mendil istediğini fakat polisin vermediğini söyleyen Koyugöz, orucunu açmak için su istediğini bu isteğinin de polis tarafından geri çevrildiğini söyledi. Maske takmadığı için ceza almadığını söyleyen Koyugöz, “Maske takmadığıma dair ceza keseceklerdi o gün, ne ceza var ortada ne de ceza verildi. Dayak yedim eve gittim” diyerek sözlerini tamamladı.