CANLI YAYIN TAMAMLANMIŞTIR. 23 HAZİRAN SEÇİMLERİNİN ÜLKEMİZE VE İSTANBUL'A HAYIRLI OLMASINI DİLERİZ.

​Yıldırım-İmamoğlu ortak yayını

Moderatör İsmail Küçükkaya; 16 Haziran 2019 Pazar. Tarihi bir akşamdayız. Tarihi dönüm noktasındayız. Uzun yıllar sonra ilk kez iki siyasi rakip canlı yayında birarada halkın merak eden soruları yanıtlamayı kabul ettiler. Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Binali Yıldırım ve Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Ekrem İmamoğlu hoşgeldiniz. Her ikinize medeni davranışınız için teşekkür ederim. Özellikle Babalar Günü'nüzü kutluyoruz.

BİNALİ YILDIRIM; Biz de kutluyoruz. Evlatlarım geldi. Benim kutlayacak babam olmadığı için. Bana hediyeler almışlar. Çok güzel bir an oldu benim için.

EKREM İMAMOĞLU; Ben de öncelikle bu yayın hayırlı olsun, inşallah demokrasi için çok güzel bir gün yaşıyoruz.  Dilerdim ki 31 Mart öncesi olsun. Bunda katkım olduğu için onur duyuyorum. Sayın Yıldırım'a da teşekkür ediyorum. Bizi dinleyen herkese, böyle bir şahitliğe katıldıkları için değerli bir süreci izleyecekler. Burası Kırkpınar meydanı değil. Ben de sayın Yıldırım'ın Babalar Günü'nü kutluyorum. 

KÜÇÜKKAYA: Sayın Binali Yıldırım sizinle başlayalım. Seçimde 31 Mart seçimlerinde oyumu kullandım. Bir hata yapmadım. Şimdi seçimin iptaliyle karşı karşıya kaldım. Gayet tabii 23 Haziran'da oyumu kullanacağım. Sorum şu: Biz bu seçime niye gidiyoruz? 

YILDIRIM: Tabii ki sizin suçunuz yok. Ancak sizin oyunuz sayılırken şaibe karıştı. Bizim tercihimiz bu seçimin yenilenmemesiydi. Çok çabaladık ancak CHP bize yardımcı olmadı. Yenilenme yönündeki talebimizi kabul etmediler. Reddi yönünde karar aldılar. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi. O zaman hiç kimsenin kafasında bir tereddüt, şüphe kalmayacaktı. İstanbullular'ı yormayacaktık.

KÜÇÜKKAYA: Oylar çalındı iddianızda ısrarlı mısınız?

YILDIRIM: Evet oylar çalındı. Yüzde 10'u sayıldı 13 bin 929'a düştü. Geriye kalan yüzde 90 sayılsa farklı sonuç çıkacağı aşikar. Malesef bir dirençle karşılaştığımız için saydıramadık.

KÜÇÜKKAYA: Oyları kim çaldı sorusu...

YILDIRIM: Onu bulacak olan yetkililerdir. Siz yolda gidiyorsunuz birisi cüzdanınızı çekti. Polise gidiyorsunuz 'cüzdanım çalındı' dersiniz. 'Benim cüzdanım yer değiştirdi' demezsiniz. Oyların yer değiştirildi, bu çalınmadır. Nitekim sayımlarda da bu ortaya çıktı. YSK da bu delilleri dikkate alarak seçimin yenilenmesine karar verdi. 

KÜÇÜKKAYA: Aynı soruyu size de seçmek isterim. Ben bir İstanbul seçmeniyim. Herhangi bir kusurum yok. Bu seçime niye gidiyorum?

İMAMOĞLU: Oyların tekrar sayılmasını istedik ama CHP istemedi yorumu tamamıyla yanlış yorum. 31 Mart gecesine dönelim. Hızlıca hatırlayalım. Saat saat hatırlayalım. Öncelikle yaklaşık 1 saat olmadı ki, seçim kapanalı bir televizyon kanallarının bir kısmı burada göründüğü gibi yüzde 63.84, yüzde 33.99 diye yasakları çiğneyerek bir süreç başlattı. Bu süreç devam etti. Veri almama kısmı 12 saate yakın sürdü.

KÜÇÜKKAYA: YSK'nın kararı verildi, biz seçmen olarak zarfın içerisine 4 pusala attık. Nasıl olur da 3'ü geçerli 1'i geçersiz sayılır?

İMAMOĞLU: Geçersiz oylarla beraber sayı 13 bin 888'e indi. Sonra AK Parti yetkilileri sondaj yapacağız dedi. Ve 13 bin 729'a indi. YSK bir karar verdi, 24 binden 14 bin 657'ye inen oy oranı. Şu zarf, 4 oy var burada. Oyları çıkarıyoruz. Muhtarlık seçimi aynı zarfta, ilçe belediyesi meclis üyesi seçimi, pırıl pırıl, ilçe belediye başkanlığı seçimi, 25'i AK Parti kazandı. Bu da pırıl pırıl. Şaibesi Büyükşehir Belediye Başkanlığına dokunuyor. Yani şu 20 TL. Diyorsun ki, 'Senin 20 TL'nin 5 TL'si sahte' Buna hiç kimse inanmaz. Bu süreçte çaldılar, kime? Ben de bilmiyorum olmaz. Bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz? AK Partili sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? İYİ Parti CHP'lilere mi söylüyorsunuz? Mektupta çaldılar diye bir tarif yok. Meydanlarda, caminin önünde çaldılar sözü var.

KÜÇÜKKAYA: O gün ne oldu?

YILDIRIM: Olayları çarpıtmanın gereği yok. İsmail Bey, halka konuşuyorum. Aradaki nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta 29 bin 504 küsür. Kaldı ki Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 9'da yaptı. '9 puan öndeyiz' dediği açıklama. Benim ilk açıklamam 11.25'tir. Eldeki bilgilere göre 'biz seçimi kazandık' dedi.

KÜÇÜKKKAYA: Bu hata mıydı?

YILDIRIM: Hayır orada bir hata yok. AA niye yayını kesti, kesmedi, benim işim değil. Mazbatalar işleniyor ona göre genel merkezimizden teyit de ediyoruz. 4 pusula meselesine gelelim. Bu tamamen aldatmacıdır. 4 ayrı pusula var. Ama itiraz edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyu. İlçeler için itiraz var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AK Parti, Sancaktepe için CHP. Neden tamamını saydırdı? Demek ki orada şüphesi var. İtiraz olan pusula sayılır. Biri niye çalındı gibi işi çarpıtmanın gereği yok.

KÜÇÜKKAYA: Aynı zarftan çıkanlar için yorum yapılıyor

YILDIRIM: Oylar ayrı sayılıyor, tutanaklara ayrı geçiyor. Ayrı pusulularda. Biz buna itiraz ediyoruz 

KÜÇÜKKAYA: Şimdi tekrar seçime gidiyoruz. Bu seçimi biraz anlatmanızı isteyeceğim. Bu seçim neyin seçimi. Bu seçimin manası ne sizin açınızdan. İki kampanya yapmış oldunuz. Bir takım değişiklikler var kampanyanızda. Sayın Erdoğan geri planda kalmış görünüyor...

YILDIRIM: Doğru 31 Mart’a takılmayalım. Bir kere Ekrem Bey şunu söyledi; 'Biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik' dedi. Bu kocaman bir yalan. CHP’nin itirazı var. Ve beş dakikada alınan bir karar var. YSK da ret kararına uydu. 'Başlayan sayımlar varsa onlar devam etsin' dedi. Tamamı sayılsaydı sonuç değişecekti. Bizim istediğimiz, tamamı sayılsın bu seçim tekrarlanmasın. Maalesef bu konuda beklediğimiz anlayışı görmedik. Şimdi 23 Haziran'a gidiyoruz. Söylemlerimde hiçbir değişiklik yok. Baştan beri İstanbul’u konuşuyorum. Biz bir ittifak ile seçime giriyoruz. Cumhur İttifakı'nın adayı olarak ben Millet İttifakı'nın adayı olarak da Ekrem Bey giriyor. İki ittifakta partiler var. 

KÜÇÜKKAYA: Yeniden sayımı AK Parti söylüyor. Ama özellikle sizde 23 Haziran’a yönelik yorumlarınızı bekliyorum.

İMAMOĞLU: Gerekçeye göre karar veriyor YSK. Sayımı yapanların hukuksuz olduğunu söylüyor. Sayımla ilgili hiçbir şey yok. 'Çaldılar' demiyor YSK. Soyadına göre seçmeni tanıklarını söylediler. Bunlara kimse inanmaz. Yenilenen seçim bir demokrasi süreci mücadelesidir. Ben seçilmiş belediye başkanıyım. Yenilenen seçim bir demokrasi mücadelesidir. 16 milyon insanın hakkını gasp edenlere karşı verilen bir demokrasi mücadelesidir. 'Beka sorunu var' diyenler. Bu süreçte hiç beka sorunu yok. Kul hakkı yenmiştir.

KÜÇÜKKAYA: Ben neden Ekrem İmamoğlu’na oy vereyim?

İMAMOĞLU: O gece her yer gönül belediyeciliği kazandı afişleriyle donatılıyordu. Bu nasıl bir hazırlık? Biz tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık o gece bu iş biterdi. Böyle bir kurgu sürecidir. O işte yüz binlerce görev yapan insanın hakkı vardır.  Biz demokrasi için mücadele ediyoruz. Aynı zamanda biz İstanbul mücadelesi normalleşme mücadelesi veriyoruz. Kibirden arınmış insanlarla kucaklaşan bir mücadele ediyoruz. 23 Haziran'da herkesin oyuna talibiz.

KÜÇÜKKAYA: Ben 23 Haziran’da neden Binali Yıldırım’a oy vereyim?

YILDIRIM: İsmail Bey ithamlar var. Kul hakkı yemek gibi. 'Bunlar kime adres' diyor. Biz açıkça bu seçim sonrası yaşanan olayları bir hukuk mücadelesi vererek hakkımız aradık. Ve bu seçim tekrarlanıyor. Biz çok istemedik tekrarlanmasını. Bu CHP’nin tamamının sayılmasına direnmesiydi, bu seçim tekrarlanmayacaktı. Biz birbirimize yakın oy aldık. Neden benim lehime oylar kazanılıyor da neden Ekrem Bey’in kazanmıyor. Onun kazandığı da var ama ben 10 kazanıyorum Ekrem Bey 2 kazanıyor. Ben AA ile görüşmedim. En tahammül edemediğim şey yalan konuşmaktır. Ben ne bileyim AA’nın veri akışının kesilmesini. Biz ellerimizdeki verileri işleyerek seçimi takip ettik. Onun sebebi araştırılır bulunur. Benim bakanlarla görüşmem bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ben bakanlarla her zaman görüşürüm. Ne ima edilmeye çalışılıyor? Bakanlar seçim sonucunu mu değiştirecek? 

KÜÇÜKKAYA: Vaatlerinize bakınca özellikler sosyal medyada bazı eleştiriler var. 25 yıldır İstanbul’u yönetiyorlar neden şimdiye kadar yapmadılar diye.

YILDIRIM: 25 yıldır İstanbul’a çok büyük hizmetler yapılmıştır. Ağaç alan 10 milyon metrekareydi şimdi 60 milyon metrekare. 1550 otobüs vardı şimdi 6 bin otobüs var. 23 km metro vardı şu an 376 km metro var. Su indirimi bizde de var bizim vaatlerimizde de var. Su indirimi bizim AK Parti grubunun önerisiyle oylandı. Ama Ekrem Bey’in önerdiği değil bizim önerdiğimiz indirim tarzı kabul oldu.

KÜÇÜKKAYA: 31 Mart'tan sonra mazbatayı aldınız bir takım uygulamalarınız oldu. 18 gün ne yaptınız ve ne oldu?

İMAMOĞLU: Ekrem Bey’in 'yalan söylüyor' denmesine kendileri gibi müdahale etmeme nedenim programa olan saygımdandır. Ben yalan konuşmam. Sürece dair 23 Haziran sürecine dair verdiği sayılar tamamen belge üzerindendir. Binali Bey’in lehine oluşan fark budur. Yanlış kampanya yönettiniz. Biz 18 günde vaat ettiklerimizi tek tek yerine getirdik. Bir çok projemiz kopyalanıyor. Biz açıkladığımızda 'parayı nereden bulacaksın' dediler. 'Kimin parasını dağıtıyorsun' dediler. Su indirimini biz gündeme getirdik. 25 yıldır görevdesiniz elbette yapacaksınız. Bizim 18 günde yaptıklarımızı kendinize mal etmenize gerek yok. Su indirimi ulaşım indirimi bizim önerimiz. Dolayısıyla biz taahhüt ettik yerine getirdik. Doğru bir şeye eşlik de etseler 'evet' diyeceğiz. 

KÜÇÜKKAYA: Şimdi birbirinize soru sormanızı istiyorum.

İMAMOĞLU: Binali Bey’e tekrar soruyorum, AA’nın yaptıkları sizin için ne ifade ediyor? Gece yarısı bakanlarla yaptığınız görüşmeleri çok doğal karşılarken, AA ile hiç görüşmediğiniz söylüyorsunuz. Sabaha karşı İBB’nin tüm bilboardları 'gönül belediyeciliği kazandı' pankartlarıyla donatılması talimatını kim verdi? 'Çaldılar'ın muhatabını merak ediyorum.

YILDIRIM: AA yetkilileri bunu açıklamalı. Normal bir şey değil ama sorumlusu ben değilim. 25 tane belediye kazanmış AK Parti. Büyükşehir Belediye Başkanlığı Meclis üyeliklerinin 180 tanesini kazanmış. Ne yapacaktık? 'Seçimi kaybettik' mi diyecektik?

İMAMOĞLU: Talimatı kim verdi diye sordum ben? Bu doğru mudur bu yapılmalı mıydı? YSK kararı açıklamamış. 

YILDIRIM: Herhalde anlatamadık arkadaşa, Ekrem Bey’e. 39 belediyenin 25’ini kazanmışız. İBB Meclis üyelerinin çoğunluğunu kazanmışız. Sonuç buyken 'kaybettik' mi diyecektik? O afişler partimiz tarafından asıldı. 

İMAMOĞLU TARAFINDAN İBB'NİN VERİ TABANININ KOPYALATILMASI

YILDIRIM: Siz gelir gelmez hemen büyükşehirin veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz? Bunun Kişisel Verileri Koruma Kanunu'na aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz, hukukçularınız sizi yanılttı mı?

İMAMOĞLU: Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri kopyalaması yapılır ve yapılır. Verdiğimiz talimat da 31 Aralık, 31 Mart yani seçim gecesi. 18 Nisan bize mazbatanın teslim edildiği gün. Bunları milat kabul edilerek veri tabanlarının yedeklenmesi ve korunması. Afaki değişiklik yapılabilir, bize de ihbarlar geliyordu. Kaldı ki yapamadık, yetişmedi. Kaldı ki hukuksuz bir karar. Ancak veri yedekleme, yani bu kadar basit, kolay bir işlemi başka bir yere taşımak. Güvenlik açısından hiçbir riski yok. Bu yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde olacaktı. Yani ajanlar basmış vs. yazık günah. Böyle kavramlar üretmek, sayın Yıldırım'a süreci daha iyi analiz etmesini dilerim, talep ederim. Bunu da uyarı olarak söyleyeyim, 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi, incelemi yapabilir'. Bu basit kavramla kendisine ifade etmek isterim.

YILDIRIM: Ben mutlaka cevap vermek isterim. Çarpıtma var. Vatandaşlarımız bilsin, teknoloji ile aram iyidir. Ver yedekleme ile kopyalama ayrı iştir. İstanbul'un verileri yedekleniyor hem de iki yerde. Bir bilgisayarınız da bile yedekleme sistemi vardır. Benim söylediğim cümlenin sadece ön kısmını ifade etti. Tabi ki belediye başkanının her şeyi inceleme yetkisi vardır. Ama neden kopyalama ihtiyacı duyuyor. O mahkeme kararı da yanlış dedi. Bu veri kopyalama işi bir FETÖ taktiği, bunu geçmişte onlar yaptı. Üç tane de dışarıdan uzman görevlendirildi. Devletin memurları dururken belediyenin en gizli bilgileri kozmik odasına fışarıdan adam tayin edip görev vermezsiniz.

KÜÇÜKKAYA: Karadeniz'de çok kalabalık mitingler yaptınız ama Ordu’da yaşanan olay çok konuşuldu. VIP'de ne oldu, neden oldu neden sinirlendiniz ve bir Vali'ye hakaret ettiniz mi?

İMAMOĞLU: Biz orada miting değil bayramlaşma çağrısı yaptık. Ama muazzam bir karşılamaya dönmüştür. Bu muazzam süreç bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim oradaki tavırlarım netti. Nasıl sükûnete çağırdığım belli. Benim VIP diye bir derdim yok. Benim öyle bir sıkıntım yok. VIP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir bu ülkede. Ben söylediğimi anlattım. Ben ne söylediğimi biliyorum. Ama bu konu İstanbullunun konusu değil. Hakaret etmedim. 'Basitleşmiştir' demek hakaret etmekse...

KÜÇÜKKAYA: Çok güçlü bir isim olmanıza rağmen İzmir'den aday olup kaybettiniz. İstanbul'daki seçimde geride kaldınız. Bunu analizini yaptınız mı?

YILDIRIM: İzmir seçimi çok geride kaldı. 17-25 Aralık’ın gölgesinde bir seçime gidildi. İzmir tarihinde alınabilecek en yüksek oyu aldık. Buradaki seçim sonuçlanmadı. Buradaki seçimin kaybedeni kazananı yok.Hayretle izliyorum. Ekrem Bey doğru söylememeyi alışkanlık haline getirdi. Ne dedi? 'Soruları İsmail Bey’den aldı' dedi. 'Saadet adayının çocuğu İGDAŞ'tan çıkarıldı' dedi. Kendisi çıktı yalanladı. Web sitesi iddiaları yalanlandı. En yakına arkadaşı Fatih Portakal bile 'Ordu işi RTÜK’e takılacağı için yayınlamıyoruz' dedi. İki gün düşündü taşındı, 'basitlik' diye bir icatta bulundu.

Aslında validen özür dilemesi gerekir demiştim şimdi diyorum ki İstanbullulardan ve milletten özür dilemesi gerekir. Çünkü millete yalan söylemiştir.

KÜÇÜKKAYA: Ben kimseye soru filan vermem. Fatih Altaylı Habertürk’te size soruları verdiğimi ve İmamoğlu’nu arayıp soruları size verdiğimi söyledi. Bu absürt.

İMAMOĞLU: Sayın Yıldırım yanlış bilgilendirilmiştir. Burada üzücü ifadelerde bulunmuştur. 'Yalan söylemiştir' sözünü üzerine basa basa söylemiştir bu kibirli bir tavırdır. Benim ifademde İsmail Küçükkaya yok. Ama Sayın Yıldırım öyle söyledi. Ben dedim ki 'Bana gelen bilgi soruların belirlenmesi ve moderatöre verilerek öyle sorulması.' 'Bana yalan söylemiştir' dediniz ama öyle sabırlı durdum ki. Son sözüm. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiş' cümlesini 'kötü söz sahibine aittir' diyerek kapatıyorum. 

KÜÇÜKKAYA: Sayıştay raporunda 700 milyonluk bir zarardan bahsediliyor. İBB’nin zararları iddiasıyla ilgili ne söylemek istersiniz?

YILDIRIM: Sayıştay raporunu siz gördünüz mü. Sayıştay raporunda öyle bir ifade yok. Bu yalan. Yalan olduğu İBB tarafından açıklandı. Değerli arkadaşımızın bu konularda daha ilkeli davranmasını isterim. Ortaya atıp kafa bulandırmak istediği bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Belediye vakıflara kaynak aktaramaz. FETÖ nasıl bir belayı başımıza sardıysa o vakıflar bu belayı yaşamamamız için çalışıyor. 

KÜÇÜKKAYA: Belediye başkanı seçilirseniz israf ve kötü ekonomi yönetimini nasıl çözeceksiniz?

İMAMOĞLU: İstanbul’un en büyük sorunu işsizlik ve israf. Kul hakkı meselesini çok önemsiyoruz. Sayıştay denetiminden çıkan raporu ben getirdim. İsterlerse Sayın Yıldırım’a veririm. Raporda toplan yapılan usulsüzlüklerin 753 milyon liraya ulaştığı yazıyor. Yanıltılmış olabilir. Kendisine bilgi verenleri gözden geçirsinler. Şu anda bile israf yapıyorlar. İstanbul’un bütün billboardlarına bunlara cevap yazıyorlar. Şu anda bile israf yapıyorlar. Şu anda bu afişleri oralara kim asıyor? bin 810 araç 7 personele bir binek araç düşüyor. Tek tek 753 milyonun rakamları burada. İsrafı engelleyeceğiz tasarruf yapacağız, ekonomik bir seferberlik yapacağız.

KÜÇÜKKAYA: Binali bey FETÖ vurgusu yaptı. Siz başkan seçilirseniz İBB’de FETÖ’yle mücadele bağlamında ne yapacaksınız? 

İMAMOĞLU: Siyaset öncesi eleştiren siyasette de buna devam eden birisiyim. Sayın Yıldırım çok talihsiz bir şey dedi. 'FETÖ’yle mücadele için bu derneklere yardım yapılıyor.' dedi. Belediye var. Ben belediyeye güvenemeyeceğim de… TÜRGEV'e 51 milyon. Ben yurt yapamıyorum da vakıflara mı? Benim ne işim var üç beş dernekle.Vakıflarla ortak çalışılır ama yurdu İBB yapacak. Zaten başımızda bir FETÖ belası oluştu. Sorarım size bu nedir? İBB olarak yurtlar yapacağız. Bugüne kadar açılmamış kreşi çok önemli görüyoruz. Biz o işten anlamayız. Devletinin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz.

KÜÇÜKKAYA: FETÖ’yle mücadele konusunda siz ne söylemek istersiniz? 

YILDIRIM: 'Temiz vakıflara veririm' diyor da nasıl yani, deterjanla yıkayarak mı belirlenecek? İstanbul’da 23 bin tane vakıf dernek hemşehri derneği var. Bunların hepsine büyükşehir de ilçe belediyeleri de destek oluyor. Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Vakıflara destek olmak yanlış bir şey değil. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyorlar. Memnun oldum FETÖ’ye yönelik beyanatından. Mahkemelerde hesabını veriyor ihanet kısmı.

KÜÇÜKKAYA: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız?

YILDIRIM: Ekonomik bir sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına öyle veya böyle yansıyor. Birçok müjdemiz vaadimiz var. İstanbul Avrupa’nın 13. Büyük ekonomisi. 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla’da Biyoteknoloji Vadisi kuracağız. Burada 50 bin kişiye istiham sağlayacağız. Yapay zeka merkezinde gençleri istihdam edeceğiz. Buradaki istihdam miktarı da 24 bin 500 olacak. Pendik’te bir teknoloji geliştirme bölgesi kurulacak. Burada da 50 bin istihdam ön görüyoruz. Atatürk Havalimanı hem Millet Bahçesi hem de fuar alanı olacak. Amacımız Avrupa'daki 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10’undan istifa edelim.

KÜÇÜKKAYA: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız? Mesela kadın istihdamı da buna ait. Siz ne vaat ediyorsunuz?

İMAMOĞLU: Öncelikle şu yanlışı düzeltelim. Temiz vakıflarla iş birliği yapacağım dedim. Bu şehir yoksulluğu var. Üç gençten biri işsiz. Okutamamışız meslek sahibi yapamamışız iş sahibi de yapamamışız. Bizim uğraşacağımız şey kesinlikle israf. Belediyenin parasını tasarrufla beraber kullanmak. Dört aileden birisi açlık sınırında. Açlık sınırındaki ailelere 2020 liraya kadar maddi destek sunacağız. Bunu evin kadınıyla paylaşacağız. Eğitim destek paketinin içinde 500 bin öğrencimiz var. Çocuklarına yemek veremeyen ailelere kumaya destek paketi de var. Bölge istihdam ofislerine gelen 200 bin insanımıza iş bulacağız. Ulaşımda 12 yaş altına ücretsiz yapacağız.

KÜÇÜKKAYA: Ben İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli biriyim. Hanginize oy vereyim? Beni ikna edin…

İMAMOĞLU: Yoksulluktan bahsettim değil mi? Ben kimden bahsediyorum. Bunu derken Kürt kökenli mi diyorum Türk kökenli mi diyorum? Bunu derken 16 milyon insanımız diyorum. Genel başkanımızla yola çıkarken dedi mi ben İstanbul İttifakının adayı olmak istiyorum. Partizanlığı söküp atacağız. Partiler araçtır. Amaç olmamalıdır. Sadece ittifak partilerinin adayı değilim. Sadece ittifakı partilerinin başkanı da olmayacağım. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz. Bağcılar’daki çocukla Kadıköy’deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Barış eşitlik özgürlük mahallede başlar. Bu kadar keyifli bir İstanbul inşası çabası içindeyiz. Partizanlığın yok edilmesinde sadece ben değil Sayın Yıldırım’da mücadele etmelidir.

KÜÇÜKKAYA: Aynı soruyu size de yöneltmek isterim.

YILDIRIM: Biz hizmet yaparken insanların etnik kökenine bakmayız. İnançlarına bakmayız ve insanlarımızın hizmet götürürken herkese aynı hizmeti götürürüz. Prensibimiz budur. Seçimlerde kampanyada parti vardır. Biz partizanlık yapıyorsak adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir’in toplu taşıması İZBAN'ı biz belediye ile beraber yaptık. Partizanlık asla bizimle beraber telaffuz edilmez. Türkiye’nin her köşesine hizmet götürdük. İstanbul’a yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul'a 1994'ten beri hizmet ediyorum. 4,5 yılda İDO’yu kendi sınıfında dünyada 1 numara yaptım.

KÜÇÜKKAYA: Ülkeye bu akşam çok büyük bir iyilik yaptınız. Her ikinizden mal varlığı beyanınızın açıklanması isteniyor. Başkan seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz? 

YILDIRIM: Mal varlığı beyanından bulunmak bizim keyfimizde değil. Mecbursunuz buna. Ben 16 yıldır mal varlığı beyanı veriyorum. Her sene de değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Ama hiç problem yok. Benim açımdan hiçbir sakıncası yok. Çocuklarımın da hiçbir koruması yok. Onların ki de kamuya açık. Biz hiçbir şekilde mal varlığımızla geçmişimizle her zaman hesap verdik. Bundan sonra da vermeye hazırız.

İMAMOĞLU: Sayın Yıldırım’ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyoruz. Hatta İBB başkanı seçildikten soran da beyan etmiştim. Yeni bir siyasi dönem yeni bir süreç şeffaflık katılımcılık… Başkan olma milletvekili olmak bir meslek değil. Bunlar görev. Ama erdemli ahlâklı hesap vermek noktasında dürüstlüğümüz ortaya koymak adına bu önerinizi Sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Ama ailece olmalı. Bunu beyanında bulunmak yarındaki kaygıları çözüme kavuşturmak gibi olur.

KÜÇÜKKAYA: İstanbul'daki mülteci meselesi hakkında seçilirseniz ne yapacaksınız?

İMAMOĞLU: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Mülteci konusu bir takım evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşanan insanlık dışı olayla sonrası Türkiye yalnız bırakılmıştır. Bunu ben 3,5 yıl önce Fransa'da katıldığım bir toplantıda söyledim. 'Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka bir tehlikeye sürüklüyorsunuz' diyerek katılımcılara seslenmiştim. Kayıtlı 547 bin Suriyeli var İstanbul’da. Kayıt dışıyla birlikte göçmenleri 1 milyona ulaştığı yönünde gözlemler var. Bir masa kuracağız ve aktif olarak çalışacak. İBB'nin böyle bir politikası yok. Sessiz kulakları tıkalı. Bir envanter çalışması yapacağız. Çocuk evlilikleri görüyoruz. Çocuğu ve kadını koruyacağız. Plaja girmesi yasak filan. Yanlış net nokta. Bir anda 3,5 milyon mülteci ülkenin her yerine dağılmamalıydı. Biz uluslararası alanda da bu ülkenin sesi olarak gidip güneyimizde yaşanan olaylarda sadece petrolü düşünerek oradaki barışa katkı sunmayarak bu konuyla bizi yalnız bırakamazsınız. Vatandaşımızı ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor biz aktif rol alacağız.

YILDIRIM: Göçmen konusu özellikle Suriyeliler bu insanlar ölümden kaçtılar. Bize sığındılar. Misafir ettik. Bu işin başlangıcı böyle oldu. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Nerede olurlarsa olsun. Bunların hepsi, kaydı var. Eğitim ve sağlık hizmeti de veriliyor. Şu görüşüne katılıyorum. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Bunlar geçici gidecekler. Afrin Harekatı'nı yaptık. Bir kısmını gönderdik, Cerablus’u El Bab’ı aldık, gönderdik. Şimdi Fırat’ın doğusundaki bölgeyi temizleyip oraya da göndereceğiz. Ama belirli ilçelerde sayı fazla burada bir asayiş sorunu İstanbulluların huzurunu kaçıran olaylara karışırlarsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasına tutar göndeririz. Ama belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümet ile yapılacak. İBB’de mültecilerle ilgili bir birim var. 

KÜÇÜKKAYA: Kadınlara yönelik politikalarınız konusundan neler söylemek istersiniz?

YILDIRIM:  Asıl yoğunlaşmamız gereken kesim ev kadınları. Onların da sosyalleşmeye dışarı çıkmaya ihtiyacı var. Onların el emeği göz nurlarını değerlendireceğiz ve her eve katkı sağlayacağız. İstanbul’un 300 mahallesinde kreş yok. Bu 300 mahallede kreş yapacağız. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde bırakacak. Ekrem Bey Beylikdüzü’nde 12 kreş vaadinde bulunmuş ama 1 tane yapmış.

İMAMOĞLU: Siyasi kalitemiz konusunda bir yorumda bulundu. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı ortaya koyduğu takdirle net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaat verme konusu bize aittir. Sayın Yıldırım’a şunu söylemeye çalıştım. 25 yıla yakındır 15 yıl da AK Parti olmak üzere yönetimdesiniz zaten. Siz bir şey yapmamışsanız ve bugün bunları vaat haline getirdiyseniz sevindirici. Bizim vaatlerimize eşlik ediyor oluşu mutlu edici. Bunu eleştirmem. Biz hızlıca 150 kreş açacağız. En fazla çocuk sayısı olan ve kreşi olmayan mahallelerde açacağız bunu. Kadın emek ofisleri satın alma garantisiyle çalıma hakkı tanımak.. Annelere 0-4 yaşa arası bebekleriyle ücretsiz ulaşım hakkı tanıyacağız. Bütün sosyal tesislerinden yüzde 40 indirim sağlayacağız.

KÜÇÜKKAYA: Az önceki soruya ek olarak sorayım. Siz FETÖ elebaşına gittiniz mi? Yurtlarında kaldınız mı?

YILDIRIM: Yok… Ben ne örgüt elemanı FETÖ’yü görmüşüm ne de yurtlarında kalmışlığım yok.

KÜÇÜKKAYA: İstanbul'daki çarpık yapılaşma ile ilgili neler yapacaksınız?

İMAMOĞLU: İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. 2030 ve 2050 hedeflerini ortaya koyacağız. İstanbul’un 150 mahallesi tarımda kalacak diye bir planlama getireceğiz. İstanbul yeşil alan bakımından dünyanın en sıkıntılı metropollerden biridir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Kuzey ormanlarına verilen tahribattan sonra kuzey kuşağı açıkladık. İstanbul'da kentsel dönüşüm çok önemli bir konu. Bu kenti 25 yıldır yönetenler “bu şehre ihanet ettik” dedi. Ben demedim… Katı sıkı bu şehrin değişmez kurallarını vaat edeceğiz. Nereye gittiğini vaat eden uygar bir kent inşa edeceğiz. 

YILDIRIM: Yeşil alan bir şehir için önemli. Birisi şehrin enfes alması. Bizim de 20 tane yeşil koridor projemiz var. Buralar dere vadisi. Bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave alan kazanmış olacağız. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları ve sonra millet bahçeleri. Hem yeşil alanları artıracağız hem de depremde geçici barınma alanları olarak kullanacağız. Bunu yapınca İstanbul’un kişi başı yeşil alanı 10 metrekarenin üzerine çıkmış olacak. Dikey yapılanma kötü bir şey. İlçeler bazında bir inceleme yaptım. 22 ilçede yoğunlaşmış 18 tanesi CHP’li belediye. 

KÜÇÜKKAYA: Ulaşım konusunda ne vaat ediyorsunuz?

YILDIRIM: Ulaşım benim işim. Tevazuya gerek yok. Türkiye’de bu işi hallettim. İstanbul’da ne yapacağız? Biz 2024’e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmalarını sağlayacağız. Yapacağımız raylı sistemlerle. Metronun payı süre sonunda yüzde 48’e çıkacak. Bugün yüzde 18. Yüzde 30 artmış olacak. Bu en önemli projemiz. Bilmiyorum Ekrem Bey Marmaray’ı kullandı mı? Bugüne kadar 350 milyon kişi faydalandı. Metrobüs güzergahı biz otonom ve akıllı metrobüs araçlarıyla değiştireceğiz. Üstelik bu güzergahta bir otoyol daha yapacağız. Ayrıca Levent ile Mahmutbey arasındaki metroyu da açmış olacağız. Bunu ben yaparım çünkü daha önce Türkiye’de yaptım.

İMAMOĞLU: Ulaşım işi bütüncül bir yaklaşım ve insanla çözüm bulmadır. Bütün aktörlerle birlikte çalışacağız. Biz taksicinin minibüsçünün köprüleri ücretsiz kullanımı konunda girişimde bulunacağız. gişelerin şehir dışına çıkması konusunda girişimde bulunacağız. İstanbul’u halledemediler. İstanbul dünyanın en sıkışık ikinci kenti. Durakta bekleme süresi ortalama 20 dakikayı geçiyor. Trafikte geçirilen süre 91 dakika. İstanbul’u bütünleşik ulaşım ağıyla biz çözeceğiz. Evet Marmaray’dan geçtim. Çok teşekkürler. Senede sadece 8,3 km yaptılar. Deniz ulaşımı yüzde 10’lardan yüzde 3’lere düştü. TEM'de megabüs hattı kurarak metrobüs hattının yükünü hafifleteceğiz. 

KÜÇÜKKAYA: Buyurun söz sizlerin

İMAMOĞLU: Buradan çıkışta kendisi de uygun görürse iki hanımefendinin beraber olduğu bir fotoğrafı vermek isterim. Bu şehrin kucaklaşmaya ihtiyacı var. Adayların dışında üretilen dilleri bir kenara bırakalım. Belediye tesislerinde alkol olacakmış. Ben 9 tane tesis açtım hiçbirinde alkol yok. Bu şehir akılla bilimle bir arada barış içinde elit paylaşarak katılımcılığı hakim kılarak muazzam bir kent var edeceğiz. Benim en büyük ekibim 16 milyon İstanbullu. Adil bir kent var etme konusunda çabamızı gösteriyoruz. 23 Haziranda herkes sandığa gitsin.

YILDIRIM: İstanbul müjdelenmiş bir şehirdir. 15 milyon 67 bin nüfusu vardır. İstanbul’un ilk defa geçen yıl 60 bin nüfusu azaldı. Anadolu’da alt yapıyı çok güzel yaptığımız için vatandaşlarımız dönüyor. İstanbullulara söyleyeceğim şudur. 16 ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Bu şehir beni 11 yaşındaki Binali’den Binali Yıldırım yaptı. Beni Binali Yıldırım yapan bu şehre çok güzel hizmetler yapmaya hazırım. Daha önce yaptıklarımı yeni yapacaklarımla taçlandıracağım. İstanbul’un ulaşımını 5 yıl içinde çözeceğim. Deniz taşımacılığını aktarmada bedava yapıyoruz. Son sözüm vatandaşlarıma İstanbul’da herkes sandığa gitsin. Sözlerini 23 Haziran’da söylesinler diyorum. Ekrem Bey’i çaya davet ediyorum.
OGÜNhaber