Siber Güvenlik Uzmanı Vahap Eren, yapay zekanın iş kaybı ve insan güvenliğine yönelik risklerin yanı sıra kısa ve uzun vadeli ekonomik risklere de neden olabileceğini belirtti.
Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) istihbarat topluluğu, dünya genelinde tehditler değerlendirmesi raporunu yayınlamasının ardından, kuantum teknolojisi ve yapay zekanın ulusal güvenliğe ’yeni bir tehdit’ olarak ifade edilmesi yapay zekayı tekrar gündeme getirdi.
Yapay zekanın oluşturabileceği tehditler hakkında konuşan Siber Güvenlik Uzmanı Vahap Eren, yapay zekanın giderek artan sosyal risklerine değinerek, yapay zekanın insan güvenliği ve özel hayat üzerindeki tehditleri hakkında uyardı.
Cambridge Üniversitesince yayınlanan bir raporda, sesini taklit ederek silahlı insansız hava araçları, otonom araçları hackleyebilen bir yapay zeka uygulamasının varlığı konusunda uzmanların uyarılarda bulunduğunu hatırlatan Eren, "Hacklenebilen bu araçlar tam otonom olmamasına rağmen kötü niyetleri kişilerin müdahalesiyle insanlar için bir tehdit halini alacaktır" şeklinde konuştu.
Silahlı insansız hava araçları ve benzeri araçların yakın gelecekte tehditler oluşturacağının altını çizen Eren, "Bu tehditlerden en önemlisi ise Uluslararası Cenevre Sözleşmesi gibi bir sözleşme ile otonom silahların kullanımının yasaklanmamış olmasıdır. Şu an için otonom silahlar yani yapay zeka ile karar alan silahların kullanımını belirleyen kurallar bulunmamaktadır. Ülkelerin insafına bırakılmış olan bu konu, bir ülkenin otonom silahlar üretmeye başlaması ile birlikte tüm Dünya’da hızlı bir otonom silah yarışına girilmesine sebep olabilir” diye konuştu.
Özel hayatın gizliliği ortadan kalkacak
Yapay zekanın kişilerin özel hayatını önemli ölçüde tehdit altına alacağını ifade eden Eren, “Bu duruma örnek olarak Çin’de kullanılmakta olan yüz tanıma sistemini gösterebiliriz. 2014 yılında Çin Hükümeti’nin devreye aldığı bu sistemin, 2020 yılında tam anlamıyla uygulamaya girmesi planlanıyor. Yapılan testlerde aranan bir suçlunun bu sistem yardımıyla yakalanması 7 dakika gibi kısa bir sürede oluyor. Yüz tanıma ile suçluların yakalanması Çin Hükümeti tarafından geliştirilmesi planlanan sistemin sadece bir parçası. Esas sistemin kişileri takip ederek onları davranışları üzerinden yapay zeka ile skorlaması amaçlanmaktadır. Çin Hükümeti, sistem tam anlamıyla aktif olmamasına rağmen, skorlama sisteminden faydalanarak 9 milyon vatandaşına yurt dışı yasağı koymuş bile; ayrıca sistem tam anlamıyla devreye girdiğinde, skoru düşük vatandaşları için ’iyi işlerde çalışmak, iyi okullarda okumak, iyi otellerde kalmak’ gibi bir dizi engellemeler koyacağa söylenmekte” şeklinde konuştu.
Propaganda aracı olarak kullanılabilir
Yanlış bilgilendirme ile propaganda için yapay zekanın kullanılabileceğini söyleyen Eren, “Sahte haberler, seçimler hakkında olumsuz paylaşımlar, kişiler hakkında hayali bilgiler içeren algı operasyonları için yapay zeka kullanılarak kamuoyu oluşturulabilmektedir. Öyle ki yapay zeka tabanlı botlar tarafından yayılan haberler ile hükümet devirir, hükümet getirir hale gelinmiştir. ABD de yapılan son başkanlık seçimlerinde yapay zeka uygulamaları ile seçimleri etkilediği için 13 Rus vatandaşı hakkında ABD’de soruşturma başlatılarak iddianame hazırlandı. Bu kişilerin sosyal medya üzerinde propaganda yaparak seçimleri etkiledikleri iddia edilmekte ve en önemlisi bu faaliyetlerinde yapay zekadan faydalandıkları söylenmekte. Sosyal medya üzerinde oluşturulan trol adı verilen hesaplar üzerinden, diğer başkan adayı Clinton hakkında büyük bir karalama politikası oluşturularak, siyasi itibar kaybına neden oluşturulup, seçimlerde Trump’ın kazanmasının sağlandığı iddia ediliyor” ifadelerini kullandı.
50 yıl içerisinde birçok iş alanına yapay zekanın hakim olacağını belirten Eren, gelecekte robotların insanların işlerini elinden alabileceğini ve yapay zekanın iş gücünü olumsuz etkileyeceğini sözlerine ekledi.