Samsun Barosu Yapay Zeka ve Hukuk Çalışma Grubu Koordinatörü Avukat Uyan, 'Robotların insanlara ve kamusal yaşantıya zarar vermesi halinde bunun cezai, hukuki ve yasal sorumluluklarının önceden belirlenmiş olması gerek.' dedi.
Bilişim Zirvesi 2017'ye katılmak üzere İstanbul'a gelen Uyan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilk defa bir baro nezdinde "Yapay Zeka ve Hukuk Çalışma Grubu" oluşturduklarını söyledi.
Samsun Barosu bünyesinde, koordinatörü olarak görev yaptığı bu grubun ortaya çıkmasında, son dönemde teknolojide yaşanan hızlı gelişmenin etkili olduğuna işaret eden Uyan, dünyada robotik teknoloji, yapay zeka ve bilinç yazılımı konusundaki gelişmelerin etkisiyle insana benzeyen, insan gibi konuşan, düşünen, reaksiyon veren, duygusal zekaya sahip yeni robotik sistemlerin geliştirildiğinin altını çizdi.
Bu gelişmelere ek olarak Suudi Arabistan'ın bir robota vatandaşlık verdiğini, Birleşik Arap Emirlikleri'nin ise Yapay Zeka Bakanlığı kurarak bu rekabetin içinde olduğunu ilan ettiğini hatırlatan Uyan, şöyle devam etti:
"Biz de Medeni Kanun 2.0'ın vaktinin geldiğini düşündük. Tam yapay zeka yazılımı, bilinç yazılımı yüklü, küresel ve milli onaylama kuruluşundan sertifikalı, tam insan formundaki insansıların hak ve sorumluluklarının düzenlenmesi açısından, Türk Medeni Kanunu'na gerçek ve tüzel kişilerin yanında 'insansılar' başlıklı ek yapılmasına dair ve 2023 yılında TBMM'ye sunulması için çalıştığımız bir kanun taslağı ile ilgili uğraşıyoruz. Amacımız, insan görünümüne sahip, insan gibi konuşabilen, düşünebilen, Turing testini geçmiş yapay zeka donanımlı robotların, gelecekte bizim için hem bir arkadaş hem kamusal hizmetleri yürüten çözüm sistemleri olacağına inanıyoruz. Bu konudaki gelişmeler daha önce hayal edilenden de hızlı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, yapay zeka hukuku, robot ahlakı, robot etiği konusunda çalışma yapılması gerektiğine inanıyoruz."
"Olası zararın hukuki sorumluluğu belirlenmeli"
Avukat Burhan Uyan, robotların gelecekte çocuk veya yaşlıların bakımında kullanılmaya başlayacağını, bunun da onların güvenliğini akla getirdiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla en sevdiğimiz varlıkları korumak için robotların güvenilir çalıştığından emin olmak zorundayız. İkincisi bu robotların faaliyetlerini yürütürken insanlara, çevreye, doğaya, hayvanlara, canlılara, çocuklara ya da kamusal yaşantıya zarar vermesi halinde bunun cezai, hukuki ve yasal sorumluluklarının önceden belirlenmiş olması gerek. Bunun dışında robot teknolojilerinin suç örgütleri tarafından, bilgisayar korsanları tarafından ele geçirilmesi durumunda meydana gelebilecek kamusal zararlardan cezai sorumluluğun şimdiden öngörülmesi gerekir. Birçok anlamda sosyal hayatın düzenleyicisi olan bizim de bir parçamız olacak bu yapay zeka yazılımlı, donanımlı insansı robotların çalışmalarında güven içinde olmak isteriz. Şimdiden kendi milli hukukumuza uygun şekilde, ahlaklı robotlar geliştirilmesi konusunda öncü olacak çalışmalar yapmak zorundayız."
"Yapay zekanın hukuki sınırları belirlenmeli"
Robot teknolojilerinin artık sağlık alanında da sıklıkla kullanıldığını belirten Uyan, ameliyatlarda kullanılan robotların hata yapması halinde sorumluluğun kime ait olacağının mutlaka tartışılması gerektiğini kaydetti.
Teknolojik gelişmelerin en hızlı yaşandığı bankacılık hizmetleri konusunda da benzeri bir yol izlenmesi gerektiğine değinen Uyan, "Yapay zeka artık içine girdiği her sistemi, her aracı neredeyse insan zekasına yaklaştırıyor. Dolayısıyla faaliyetlerimizin ayrılmaz bir parçası haline gelmek üzere. Bu anlamda hem kamusal sorumluluk hem hasar sorumluluğu hem tüketicinin korunması hem de hukukta hangi sınırlar içinde ilerlemeleri gerektiği konusunda düzenleme yapmalıyız." dedi.
Robotların "insansı" yönünün çok daha gelişeceği yılların da çok uzakta olmadığını vurgulayan Uyan, şunları söyledi:
"Şu anda çok ütopik olsa da tam yapay zeka veya bilinç yazılımına sahip duygusal robotlar piyasaya çıktığında, onların da bir hakkı olmalı mıdır ve bu hak biyolojik insan türleri içinde bir sıralamada yer almalı mıdır konusu da dünyada tartışılan bir şey. Biz bunun Türk hukukunda da tartışılmasını istiyoruz."