İstanbul'da çeşitli üniversitelerde öğrenim gören gençler arasında yapılan araştırmada, erkek öğrencilerin kız öğrencilere oranla daha fazla siber zorbalık yaptığı ortaya çıktı.
Uzman psikolog Feyza Gökalp, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Adli Tıp Enstitüsü Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdinç Öztürk danışmanlığında hazırladığı yüksek lisans tezinde siber zorbalık konusunu ele aldı.
Tez çalışması sırasında İstanbul'da farklı üniversitelerden 50 kız ve 50 erkek öğrenciyle yüz yüze görüşen Gökalp, çocukluk çağı travmaları, siber zorbalık ve siber mağduriyet deneyimlerini ölçekler aracılığıyla incelerken, algıladıkları sosyal destek düzeyiyle bu değişkenleri karşılaştırdı.
Gökalp'in araştırmasına katılan öğrenciler, zorbalığı, kasıtlı ve bilinçli olarak bir insana zarar verme davranışı olarak tanımlarken, siber zorbalığı ise sanal ortamda sosyal medya aracılığıyla mesaj, e-posta, video veya görsel yayınlama, tehdit mesajları gibi araçlarla zarar vermek olarak yorumladı.
Araştırma sonuçları değerlendirildiğinde, erkek üniversite öğrencilerinin sanal ortamda kız öğrencilere oranla istatiksel olarak daha fazla siber zorbalık davranışı sergilediği ortaya çıktı.
Erkekler kadınlardan 3,5 kat daha fazla siber zorbalık yapıyor
Öğrencilerden alınan cevapların istatistiksel olarak değerlendirilmesi sonucunda, erkeklerin yüzde 2,12'sinin, kadınların ise yüzde 0,60'ının siber zorbalık yaptığı tespit edildi. Bu veriler ışığında, erkeklerin, kadınlardan yaklaşık 3,5 kat fazla siber zorbalık yaptığı belirlendi.
Tez çalışmasının sahibi Feyza Gökalp, siber zorbalığa yönelik yaptığı araştırmada elde ettiği sonuçların, Türkiye ve dünyada yapılan benzer çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlarla benzerlik gösterdiğini söyledi.
Erkekler, interneti daha çok kullanıyor
Erkeklerin interneti kadınlara oranla daha çok kullandığının ve daha fazla internet bağımlısı olduğunun ortaya çıktığına dikkati çeken Gökalp, "Erkeklerin, şiddete eğilimleri de kadınlara oranla yüksek. Bu bağlamda, kadınlara oranla erkeklerin daha fazla siber zorbalık yapmalarının ortaya çıkması beklenen bir sonuç oldu." değerlendirmesini yaptı.
Siber zorbalık ve siber mağduriyet, hızlı ve yoğun iletişimin en olumsuz sonuçlarından biri
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Adli Tıp Enstitüsü Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdinç Öztürk de günümüzde sosyal medya araçlarının yoğun şekilde kullanımının, iletişim adına yeni stillerin oluşmasına neden olduğunu ifade etti.
Bireylerin, sosyal medya araçlarında gerek tanıdığı gerek yeni tanıştığı kişilerle iletişime geçtiklerinde, yüz yüze iletişimin sağladığı kontrolü kuramaz hale geldiklerine işaret eden Öztürk, şöyle konuştu:
"Sosyal medya araçlarında bireyler yüz yüze iletişime oranla daha hızlı bir iletişim sürecine girerler. Genellikle de bu hızlı iletişim sürecinden dolayı daha çok hata yaparlar ve karşı tarafın da daha çok hatalı davranışına maruz kalırlar. Gündelik hayata göre daha hızlı kararların alınmasını gerektiren sosyal medya araçları buna alışkın olmayan çoğu kişi için mantık ve muhakeme hatalarını getirerek bireylerin siber ortamda 'kurban' olmasına yol açabilmektedir. Sosyal medya araçlarında son dönemlerde oldukça sık yaşanan siber zorbalık ve siber mağduriyet, hızlı ve yoğun iletişimin en olumsuz sonuçlarından biridir. Hatta siber mağduriyet yaşayan bireyler, ilerleyen zamanlarda siber zorbalığa da başvurabilmektedir. Siber mağduriyete maruz kalan bireyler, kendilerine siber zorbalık yapan kişilere karşı korunmak amacıyla yaşadıkları olumsuzlukların ardından siber zorbalık da yapabilmektedirler."
Siber zorbalık yapan bireylerin gençlik ve çocukluk dönemlerinde travmalara maruz kaldıkları yönünde birçok çalışma yapıldığını aktaran Öztürk, "Günümüzde internet ortamındaki bireylerin azımsanamayacak kadar bir oranı da siber kimlik kullanmaya başlamıştır. Hatta uzun dönem kullanılan bu siber kimlikler bireyleri etkisi altına almaya başlayabilmektedir. Yani birey sosyal medya araçlarında popüler olmak, kendini gizlemek ya da farklı yönlerini bu kimlikle ortaya koymak için yarattığı siber kimliğinin etkisi altına veya kontrolü altına girebilmekte bu kontrol de onda adeta bir kişilik bölünmesi yaratabilmektedir." diye konuştu.