Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’cülerin Türkiye’ye iadesiyle ilgili, “Yunan yargısına benim bir çağrım var. O da şudur, gecikmiş adalet adalet değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Yunanistan’ın başkenti Atina’da Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Önümüzdeki dönemde işbirliği konseyin 5 dönem toplantısının Selanik’te düzenleneceğini ifade eden Erdoğan, “Konseyin etkisiyle son yıllarda özellikle ticaret alanında, ekonomide, kültürde, Turizmde birçok adımlar attık. 2016 yılında ikili ticaret hacmimiz 2.6 milyar dolar. Belirlediğimiz hedef 10 milyar dolardı. 2014 den sonra bir geri gidiş oldu. Temennim odur ki bunu yeniden toparlarız. İstanbul-Selanik hızlı tren hattı, İzmir-Selanik feribot hattı, İpsala Kipi sınır kapısında 2.köprü inşaası gibi ulaştırma projelerine önem vermeyi hedefliyoruz.
Ülkemizden 800 bin turist Yunanistan’a, Yunanistan’dan 600 bin turist ülkemize geldi bu da bu konuda ciddi bir alt yapımız olduğunu gösteriyor” dedi.
Yunanistan’la kültürel ilişkilerin geliştirilmesini istediğini belirten Erdoğan, “Ortak kültürel mirasımızın aslına uygun şekilde korunarak aktarılması aynı zamanda halklarımızın da kaynaşmasına, yeniden bir özgüven tesisine vesile olacaktır” diye konuştu.
"GECİKMİŞ ADALET ADALET DEĞİLDİR"
Türkiye’nin uzun yıllardır, PKK, DEAŞ, FETÖ gibi eli kanlı çetelerle mücadele ettiğini ifade eden Erdoğan, “Yunanistan da bunlara yabancı değil. 17 Kasım terör örgütünün neler yaptığını biliyoruz. Bu açıdan bizimle en rahat empati kurabilecek ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Yunan güvenlik birimlerinin son dönemde attığı adımları takdirle karşılıyoruz. 15 Temmuz gecesi 251 insanımızı şehit eden FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi büyük önem taşıyor. FETÖ’cü şahısların iadesi ile ilgili sayın Çipras ile olaydan hemen sona başlattığım görüşmede, bugün de Yunan yargısına benim bir çağrım var. O da şudur, gecikmiş adalet adalet değildir. Lütfen bu konu ile ilgili kararı görüşerek, Türkiye’de işkence, idam söz konusu değil, bunların iadesi de mümkündür. Çünkü bunlar darbe gerçekleştiren kişilerdir” dedi.
Türkiye’de şu anda 3 milyonu aşkı mülteci bulunduğuna değinen Erdoğan, mülteciler için Türkiye’nin 30 milyar dolar harcama yaptığını belirtti. Avrupa Birliğinin Türkiye’ye şuana kadar mülteciler için Kızılay’a 850 milyon euro verdiğini belirten Erdoğan, AB’nin Türkiye’ye 2015 ve 2016 yılları arasında 6 milyar euro vereceğini ancak bunun ödenmediğini söyledi.
“LOZAN’I HEMEN EGE’YE HASREDİP İŞİ BİTİRMEYELİM”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan Antlaşması’nın uygulanmasına ilişkin, “Lozan’ı hemen Ege’ye hasredip işi bitirmeyelim. Bizim toprak bütünlüğü ile ilgili sıkıntımız yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Yunanistan’ın başkenti Atina’da Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Özellikle Yunanistan’da gündeme gelen Lozan Antlaşması ile ilgili tanım ve Lozan’ı tanımlama şeklini iyi anlamak gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Lozan denince Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir anlaşma değildir. Lozan, 11 ülkeyi kapsayan bir anlaşmadır. Lozan’da Japonya da var, İngiltere de var, Bulgaristan da Fransa da var. Peki, Lozan sadece Ege’yi mi kapsıyor. Ege’nin dışında Lozan’la ilgili hiçbir şey yok mu? Batı Trakya’daki azınlıkların hukuku yok mu? Şimdi buradaki azınlıkların hukukunu bu anlaşmayla biz nasıl teminat altına alacağız. Şu an batı Trakya’da 150 bin Müslüman Türk Pomak azınlık var. Bunların hukukunu herhalde araştırmak, korumak, özellikle de Yunanistan’daki yönetimin görevi olmalı. Bunu da sayın Başbakan ile de paylaştık” dedi.
Şu anda Yunanistan’ın 15 bin euro milli geliri olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama batı Trakya’da 2 bin 200 euro. Bu fark korkunç bir fark. Bu, oradaki insanların şuanda hangi şartlar içerisinde yaşadığını göstermesi bakımında da önemli” diye konuştu.
“LOZAN’I HEMEN EGE’YE HASREDİP İŞİ BİTİRMEYELİM”
İnançların yaşanması noktasında Yunanistan’da sıkıntılar odluğunu söyleyen Erdoğan, “Hala bir baş müftülük meselesi çözülememiştir. Orada da baş müftünün seçimle değil atamayla geldiğini görüyoruz. Lozan ne diyor Lozan seçim diyor. Aynı şey Türkiye için de geçerli. Türkiye’de şuanda patrik seçimle gelir. Sen Sinod meclisi seçer. Lozan’ı hemen Ege’ye hasredip işi bitirmeyelim” şeklinde konuştu.
“İNANCINA GÜVENEN İNANÇ HÜRRİYETİNDEN KORKMAZ”
Türkiye’nin toprak bütünlüğü konusunda Yunanistan’la ilgili bir sorunu olmadığını ifade eden Erdoğan, “Böyle bir şeyi hiçbir yerde ne ben ne arkadaşlarım gündeme getirmiş değiller. İnanç hürriyeti deniyor. Mesela burada bir Fethiye Cami meselemiz var. Atina’da bir cami sorunumuz var. Ama Türkiye’de biz bugüne kadar Hristiyanların kiliseleriyle ilgili bir sorun yaşamadık. Bugün şuanda Sümela’yı yapıyoruz. Şuanda koşullar zor da olsa bitireceğiz. Tüm Hristiyan dünyasının hizmetine sunacağız. Ocak ayının 7’sinde, Balat’ta patrikhanenin kısa bir mesafede demir kilise namı ile maruf bir kilisesi var. Bitiyor, ve 7 Ocak’ta sayın Boyko ile birlikte oranın açılışını yapacağız. Biz inanç hürriyetinden korkmuyoruz ki. İnancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz. Bizim böyle bir derdimiz yok. Batı Trakya’da bu sorunu bir an önce aşalım” dedi.
"HEP KAÇAMAK BAZI YOLLARA BAŞVURUP YİNE OLMADI DİYORLAR"
Kıbrıs melesine değinen Erdoğan, “Davos’taki bir görüşmede Kofi Annan benden rica etmiştir, demiştir ki bu konuda ne düşünüyorsunuz ben size soruyorum dedim, gel şu işi beraber ele alalım. Dedi ki ben 3 kere teşebbüs ettim başarısız oldum bir daha girmek istemiyorum. Gel dördüncüsüne beraber girelim dedim. Tamam dedi. Beni bir hafta sonra aradı ben görüşmelerimi yaptım başlayabiliriz dedi. Yunanistan, Türkiye, İngiltere garantör ülke. Çalışmalarımıza başladık. Önce dışişleri bakanları çalışmaları yürüttükten sonra final çalışmasını da İsviçre’de yaptık. Kofi Annan ve başbakanlar bir araya geldik. O zaman Karamanlis Yunanistan Başbakan’dı. Görüşmeler bittikten sonra son ana geldiğimizde, hatta Güney Kıbrıs tarafı masadan çekilmek istedi. Kofi Annan dedi ki ben söz verdim, burada bu işi bitireceğiz dedi. İmzalar atıldı. İş referandum safhasına geldi. Türkler evet dedi ama güney bir o kadar tam tersi hayır dedi. Oradan AB’ye Güney Kıbrıs girdi. Bize de orada söz verdiler. Dediler ki bu iş bu şekilde yürürse bir bunu bitireceğiz. O süreci de ben yaşadım. Yine en son Cenevre’de bir araya geldiler. Oturdular konuştular. Sonunda masadan kim çekildi. Güney Kıbrıs çekildi. Biz istiyoruz ki adil kalıcı bir çözüme bu işi kavuşturalım ama Güney Kıbrıs’ın böyle bir derdi yok. Çünkü haklı olduğumuzu görüyorlar. Her şey ortada. Bunu gördükleri için de en kısa yoldan hep kaçamak bazı yollara başvurup yine olmadı diyorlar. Aynı şekilde Ege’deki meselelerde biz bunlardan kaçmıyoruz gene varız. Genelkurmay Başkanım burada biz her zaman bu görüşmeleri yapabiliriz yürütürüz. Ama bütün mesele adil olalım. İşin üzerine gidelim. Bir de çözüme odaklanalım. Bardağın boş tarafı ile uğraşmayalım. Dolu tarafı ile uğraşalım netice isteyelim. Dolu tarafıyla uğraşmazsak zaman kaybı diye bir şey olmaz. Yeni bir dönem diyorsak, yeni dönemi de bizim bu şekilde, adanın gerçekleri ile ilgili olarak adımları atmamız lazım” şeklinde konuştu.