Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Güvenliğimizden taviz vermediğimiz gibi değerlerimizin ve çıkarlarımızın yıpratılmasına, örselenmesine, çiğnenmesine de rıza göstermeyeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda 6992 polisin göreve başlaması ve 1573 yeni aracın hizmete alım töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"Emniyet teşkilatı sayımız 56 bin 607'ye yükseliyor"
İstanbul'da görev yapan emniyet teşkilatı mensubu sayımız 56 bin 607'ye, araç sayımız da 8 bin 894'e yükseliyor. Hem personel hem araç bakımında güçlenen İstanbul emniyetimiz, dünyanın en büyük ve önemli metropollerinden olan şehrimize daha iyi hizmet edecektir. Temelini önümüzdeki aylarda atacağımız Hasdal'daki yeni binasına taşınmasıyla İstanbul emniyetimizin hizmet kalitesinin inşallah daha da yükseleceğine inanıyorum.
İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzün terörle, uyuşturucuyla, organize suç örgütleriyle, göçmen kaçakçılığıyla mücadelede gösterdiği başarıları yakından takip ediyoruz. Pek çok ülkenin nüfusundan daha fazla sayıda insanın yaşadığı Avrupa'nın, Asya'nın ve Afrika'nın kavşak noktası olan İstanbul'un güvenliği bizim için hayati öneme sahiptir.
"İstanbul'un huzurunu güvence altına almak için ne yapsak azdır"
Bugünkü atamalar ve araç takviyesiyle İstanbul emniyetimiz Avrupa ülkelerinin tamamının bırakınız polisini, ordularından bile neredeyse daha büyük bir insan gücüne ulaşmıştır. Konumuyla, güzellikleriyle, ticaretiyle, turizmiyle ülkemizin kalbi mesabesindeki İstanbul'un huzurunu güvence altına almak için ne yapsak azdır. İstanbul emniyetimizin tüm mensuplarına bu çerçevedeki özellikle gayret sebebiyle teşekkür ediyorum.
Bugün, şehadetinin 7'nci yıldönümünü idrak ettiğimiz şehit polis memuru Fethi Sekin ile birlikte görevi başında şehit edilen tüm kahraman güvenlik güçlerimizi burada bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Rabbim gayretinizi daim eylesin, Mevla sizleri her türlü kazadan, beladan, musibetten muhafaza eylesin.
"Çok büyük fedakarlıklarda bulunduk"
Her fırsatta altını çizerek tekrar ifade ettiğim bir hakikat var. Biz dünyanın en gözde coğrafyasını kendimize vatan yaparak sadece çok büyük imkanlara değil, aynı zamanda çok büyük tehditlere de maruz kalan bir milletiz. İnsanlık tarihi boyunca bu coğrafyayı yönetmek her toplumun hayali ve hedefi olmuştur. Bin yıldır taşıdığımız bu şerefin üzerimize yüklediği sorumlulukları hakkıyla yerine getirmek için çok büyük fedakarlıklarda bulunduk.
"PKK terörüne ve FETÖ belasına kadar nice sınamalara maruz kaldık"
Alparslan'ın Anadolu kapılarını milletimize açtığı günden beri nerdeyse her anımız mücadeleyle geçti. Çok büyük zaferleri de çok büyük acıları da bu topraklarda yaşadık. Milletimizi tarihten silme hesaplarını parçalayıp atarak kurmuş olduğumuz Cumhuriyet döneminde de bu imtihan devam etti. Tek parti faşizminin yol açtığı sancılardan son 40 yılımıza damgasını vuran PKK terörüne ve FETÖ belasına kadar nice sınamalara maruz kaldık. Hamdolsun bu sınamaların hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık. Bugün de İstanbul başta olmak üzere vatan topraklarının her karışını envaı çeşit tehdide, tehlikeye, saldırıya, tuzağa karşı savunmanın mücadelesini vermeyi sürdürüyoruz.
Sadece son 10 yılda yaşadıklarımıza baktığımızda dahi bu gerçeğin onlarca, yüzlerce örneğiyle karşılaşmak mümkündür. Milletimizi çeşitli bahanelerle bölmek hem birbirine hem devletine karşı kışkırtmak için sayısız denemeye şahit olduk. Gezi olaylarındaki sokak terörü, bunun örneklerinden biriydi. Türkiye'nin gördüğü en büyük ihanet çetelerinden olan FETÖ'nün 17-25 Aralık'tan 15 Temmuz'a kadar giriştiği darbe girişimleri bunun örneklerinden biriydi.
PKK'nın, terörü bitirmek için gerçekleştirdiğimiz onca reforma rağmen 6-8 Ekim olaylarıyla başlayan çukur eylemleri bunun örneklerinden biriydi. Geçmişte sağcı-solcu, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, Türk-Kürt gibi kavramlar üzerinden yürütülen nifak siyaseti, bunun örneklerinden biriydi. Şimdi de aynı oyunun bir tarafıyla yabancı düşmanlığı, diğer tarafıyla ülkemizin sembollerine ve milletimizin mukaddes değerlerine yönelik saldırılar üzerinden yeniden sahnelenmeye çalışıldığını görüyoruz. Milletimiz daha önceki oyunları o eşsiz ferasetiyle nasıl bozduysa, Allah'ın izniyle bu kirli oyunu da yerle yeksan edecektir.
"İstanbullunun verdiği emaneti yeniden ayağa kaldıracağız"
Ülkemizde geri kalmışlığı, altyapı ve hizmet eksikliğini nasıl ortadan kaldırdıysak, çöp, çamur, çukur, bu pisliklerden, bu İstanbul'umuzu nasıl temizlediysek, Allah'ın izniyle 31 Mart itibarıyla yeniden adımları atacak ve İstanbullunun vereceği emaneti inşallah merkezi yönetimle beraber yeniden ayağa kaldıracağız.
Terörü tehdit olmaktan nasıl çıkardıysak, şehir eşkıyalarının başını nasıl ezdiysek, organize suç örgütlerinin nasıl tepelerine binmişsek, vatan topraklarının güvenliğini nasıl sınırlarımızın ötesinden başlattıysak, küresel ve bölgesel güçlerin önümüze çıkardığı engelleri nasıl aştıysak, önce 2023 hedeflerimizle, şimdi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla milletimizin ufkunu nasıl genişletip, derinleştirdiysek, medeniyetimizin ve tarihimizin mirası değerlerimize savaş açanların heveslerini de Allah'ın izniyle kursaklarında bırakmakta kararlıyız.
"Değerlerimizin ve çıkarlarımızın yıpratılmasına rıza göstermeyeceğiz"
Bu tezgahı, inancımıza ve kültürümüze aykırı olmanın yanında milli çıkarlarımıza da darbe vuracak şekilde yabancı düşmanlığı üzerine bina edenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Güvenliğimizden taviz vermediğimiz gibi değerlerimizin ve çıkarlarımızın yıpratılmasına, örselenmesine, çiğnenmesine de rıza göstermeyeceğiz. Tabii biz bu oyunu bozarken en büyük desteği İstanbul'dan, İstanbul'da da sizlerden bekliyoruz. İstanbul'u güvenli, huzurlu, üretken, cazip bir şehir haline getirmeden Türkiye'nin istikbaliyle ilgili programlarımızı arzu ettiğimiz etkinlikte uygulayamayız.
"İstanbul'a aşık olmak, her yiğidin karı değildir"
Bizim bu şehre olan aşkımız, sadece tarihi zenginliğine, fiziki güzelliklerine, manevi derinliğine olan hayranlığımızdan kaynaklanmıyor. Bizim bu şehri kalbimizde ve başımızın üzerinde taşımamızın asıl sebebi milletimiz ve devletimiz için taşıdığı stratejik önemden dolayıdır. İstanbul'a hizmet etmek için önce bu şehri maddi ve manevi tüm boyutlarıyla anlamak, kavramak, hak etmek gerekiyor.
İstanbul'a aşık olmak, her yiğidin karı değildir. Kendini bu şehrin hadimi değil, hakimi gibi görenler, ne İstanbul'u anlamış ne de hak etmiş olur. Biz İstanbul'a hakim olmadık, İstanbul'a hadim olduk. İşte bugün burada yaptığımız şu mütevazı törenle şehre kazandırdığımız hizmetler bile bizim İstanbul'un hadimi olduğunun işaretidir. İnşallah şehrin depreme dayanıksız tüm binalarının yeniden inşa edilmesi başta olmak üzere İstanbul'a hak ettiği hizmetleri vermeyi sürdüreceğiz. İstanbul'daki tüm kentsel dönüşüm hizmetlerimizi inşallah bundan sonra da merkezi yönetim ve İstanbul'daki yerel yönetimle birlikte kararlı bir şekilde devam ettireceğiz.