Suriye'de hiçbir ülkeyle çatışma niyetlerinin olmadığını belirten Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, işgalci İsrail'in saldırılarının bölgeyi istikrarsızlığa sürüklediğini vurguladı.

Bakan Fidan'dan İsrail'e sert uyarı: İzlemekle yetinmeyiz

Bakan Fidan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

Hiçbir ülkeyle çatışma niyetimiz yok
Suriye bağımsız bir ülke ve yeni bir Suriye ile karşı karşıyayız. Bizim bölge ülkeleriyle bir araya gelerek kurduğumuz platform, güvenlik sorunlarını mercek altına alan bu platform çok işe yarıyor. İsrail'in bölgedeki emellerini kullanarak Suriye'de karmaşa çıkarması kabul edilebilir değil. Türkiye olarak, Suriye'de çatışma niyetimiz yok. Milli güvenliği tehdit edecek bir iç karışıklığa maruz kalmasını izleyemeyiz. Sadece bakmakla yetinmeyiz. Türkiye olarak ön alıcı tedbirlerle daha başlamadan sorunu sönümlendirmemiz gerekiyor. Suriye ile bizim birçok alanda işbirliğimiz var. Her şey çok yeni başlıyor. Birçok alanda atulması gereken adımlar var. Suriye, Türkiye'nin desteğiyle birçok sorunların üzerinden gelme niyetinde. Bunu da bölgedeki ülkeler biliyor. Belli miktar güvenlik işbirliği olur, terörle mücadeleyi bölgesel sorun ilan ettik. Dün Ürdün'deki toplantının devamı niteliğine Ankara'da bir toplantı düzenlendi.

Türkiye'nin Suriye'ye destek vermesi doğaldır
Suriye'nin ihtiyacı olan birçok alanda Türkiye'nin destek vermesi doğaldır. Suriye bölgesel bir anlaşma yapmak isterse kendilerinin bileceği bir iştir. Kendi güvenlik değerlendirmelerimize ikili işbirliğimize hizmet edecek her konuya açığız. İsrail, son 4 aydır sistemli şekilde Beşar Esad'ın ülkeyi terk ettiği günden itibaren düzenli ordunun kullanacağı ne kadar hava üssü varsa hepsini tahribat ediyor. Sistemli şekilde yapıldığını görüyoruz. Biz bize saldırmayan hiçbir ülkeye açıktan saldırmayız. Bize etkisi dokunacak bir istikrarsızlık alanı oluşuyorsa, biz sessiz kalamayız. Adımlarımızı atarız. Gazze'yi esas alan bir Ortadoğu perspektifine baktığımızda ABD'nin Netanyahu'ya tabiri caizse ayar vermesi, bir çerçeve çizmesi gerekiyor. Trump iktidara gelirken hem Filistin, hem Ukrayna'da savaşları sonlandırmayı vaat ederek geldi. Hem Ukrayna'da hız kazandı hem de Gazze'de bir adım attı, umarım ikincisi de gelir. İsrail'e bir çerçeve çizilmesi gerekiyor.

Trump-Netanyahu görüşmesi
Bu kendi aralarında bir iktidar savaşı aslında. Burada patron kim savaşı. Burada artık adının konması gerekiyor. Siyonizme sempatisi vardır vs. ama günün sonunda şunu duymak istemez, 'Bu da İsrail'in adamı çıktı'. Cumhurbaşkanımızın karar vereceği bir konu. Benim değerlendirmem şu olur, burada bizim birinci önceliğimiz bölgede herkes kendi güvenlik önlemlerini yerine getirirken kimse kimseyle çatışmamalı. Suriye'de de operasyonlar yaparken, o bölgede uçak uçuran İsrail'le belli bölgede çatışmasızlık olması gerekiyor. Bunu temin edici teknik temasların olması normal. Muhalif unsurların birbirini yanlış anlamasını önleyici teknik temasların olduğunu söyleyebilirim. İhtiyaç oldukça, iki ayda üç ayda bir mesela. Bizim prensipte mutabık kaldığımız husus bölgedeki aktörler orada sadece İsrail değil, Rus askeri gücü var doğuda Irak askeri unsurları var bunlarla bir koordinasyon halinde olmak operasyon yaparken atılması adımlar bunlar.

Temel sorun alanı Gazze'dir
Bizim anormalleşmemiz Gazze sorunu üzerinden oldu. Cumhurbaşkanımız iradesini o şekilde ortaya koydu. Yine bugün 29 kişi öldürüldü. Geçtiğimiz yıl boyunca soykırım devam etti. Bu uzun zamandır devam eden bir sorun. İsrail'e bunu dedik, kasıtlı olarak sivillerin öldürülmesi, Gazze'de soykırım işlenmesi bunu biz anlamayız, düzelmesi gereken budur. Mescid-i Aksa'yla ilgili ilhak konuları bizim için hassas konulardır. Bu sadece Türkiye için değil bölgenin sorunu. Bizim İsrail ve zulmüne karşı ortaya koyduğumuz tavır insanlık onurunun ortaya koyması gereken tavırdır. Suriye'de ihtiyaç oldukça çatışmasızlık durumu var ama temel sorun alanı Gazze'dir.

Trump, cumhurbaşkanımıza saygı duyuyor
Bizim Suriye'de vatandaş olarak kaybımız yok. 8 Aralık'tan itibaren alt yapı ve üs yapı düzenli orduya ait vuruluyor. Bizim deklare ettiğimiz üs bölgemiz yok. Suriye'ye biraz saygılı olmamız gerekiyor. Onların da değerlendirmeleri duruşları önemli. Trump, Cumhurbaşkanımıza saygı duyuyor. Cumhurbaşkanımızla kendisi arasında özdeşlik kuruyor. Bizim liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu başarılar, küresel lider oluşu, Trump gibi gerçek liderlik hususunda hassasiyet gösteren biri için örnek oluşturuyor. Cumhurbaşkanımızın da kendisine yönelik teveccühü var.

Erdoğan-Trump ne zaman görüşecek?
Liderlerin irade beyan ettiği bir konu. Ne zaman ve nerede olacağını şu an konuşuyoruz. Mümkün olan en kısa zamanda gerçekleşecek.

Caatsa yaptırımları
Takılmamızın bir gerekçesi vardı. Trump ve Cumhurbaşkanımızın görüşmesinden sonra başlatılan bir hareketin ivme kazandığını düşünüyorum. CAATSA bir kanun. Kanunda bir takım şeyler yapılması gerekebilir. Bu konuda hukukçular çalışıyorlar. ABD'deki yeni yönetim konuyu çalışıyorlar.

S400 meselesi
CAATSA meselesini bundan kaynaklıydı. CAATSA'nın başlangıç noktası S400'ler zaten. Şimdiki çözüm arayışımız bunu da içerecektir. Durduğumuz yer aynı. Bunu değiştirmiş durumda değiliz. Bunu değiştirsek ABD oradaki hukuki çerçeveyi değiştirmek durumunda kalmaz.

ABD'nin YPG'ye yardım yaptığı yönündeki iddialar ve Suriye'den çekilecek mi?
ABD'de yeni yönetim, Suriye dosyasını yeniden ele alıyor. Görüşünü oluşturmak için teker teker inceliyor. Onlara zaman vermek lazım. Bunlar yapılırken bir takım diplomatik adımların da atılması gerekiyor. PKK'nın ne olacağı meselesi ABD'nin en son derdi. Trump yönetimi bu konuyu değerlendiriyor. Bu noktada da temaslarımız devam ediyor.

PKK'nın kendini feshetme süreci
Her şey kamuoyunu önünde cerayan ediyor. Çağrı yapıldı. Bu çağrıya uyulmasını bekliyoruz. Biz devlet olarak hiçbir zaman için kendi güvenliğimizi başkasının ne karar alıp almayacağına bırakmayız. Kurumlarımız bu yönde çalışıyorlar. Bunlar olayları sulhla çözme fırsatı olur. Biz bunu tercih ederiz ama bu olmuyor diye de kendi kabileyetlerimizi kullanmaktan geri durmayız. Bu konuyu çok detaylı konuşmak istemiyorum. MİT'i 13 yıl yönetmiş birisiyim, 2 yıldır da Dışişleri Bakanıyım. Bu konuya çok girmek istemiyorum. Siyaset merak için tartışılmamalı. Geçtiğimiz sefer de örgüt talimat almıştı. Örgütün dış ülkelerden aldığı talimat yöneticisinden aldığı talimatın önüne geçti. Bu ihtimal tabii ki şimdi de var. Ama dediğim gibi çağrı sürecini bekleyip görelim.

YPG işi ağırdan mı alıyor?
Suriye hükümeti çok yeni. Kendi hükümetini geçen hafta ilan etti. Gerçeklerle karşılaşıyorlar ve durumun farklılıklarını görüyorlar. Örgütün her zaman için anlaşıyormuş gibi görünüp anlaşmaması gördüğümüz bir şey. Bu hareket tarzına aşinayız. Suriye hükümetine bu konuda hassas ve dikkatli olması gerektiğini konusunda uyarılarda bulunuyoruz.

Irak'tan yeni bir adım olur mu?
Irak'tan beklentimiz kafa karışıklığına gitmeden hassasiyet göstermesi gerekiyor. Sincar'ın temizlenmesi gerekiyor. Bağdat hükümeti ve Erbil'in sorumluluk alanları farklı olabiliyor. Bazıları bizimle Irak arasındaki konular. Bir de Bağdat ve Erbil arasındaki konular var.

Gazze'deki durum
Hamas başından beri sivil halkın çektiği zulmü gördükten sonra bir an önce ateşkese varılmasını arzu ediyor. Örgütsel hedeflerini bir kenara bırakarak, sivillerin acısının dinmesini istiyor. Biz de bunu söylüyoruz. Bunun için her türlü konuya evet diyorlar. Netanyahu, Hamas'ın bu çaresizliğini görüyor. Orada Filistinliler kaldığı sürece bir direniş hareketi üretilecek. Netanyahu bunu görüyor.

Gazze'de ne olacak?
Bizim İsrail ile olan normalleşme şartlarını ortaya koyduk. Filistin de bunlardan bir tanesi. Bu ABD'ni çok umurunda olmayabilir. Biz Filistin konusunda çok netiz. Bütün kürenin tek başına çözemedi bir konu varsa bu daha büyük felaketin habercisi. Bence ABD bunu anlıyor. Gazzelilerin olmadığı bir yerde bu sorunun çözülme şansı yok. Bunu neden tartışıyorlar, anlamıyorum. Bunu daha önce söyledi ve bölgedeki ülkeler de gereken cevabı verdi. Oradaki insanlar orada kalıp şehit olmayı tercih ediyorlar. Bunun etkileri başka şekillerde kendilerini gösterecek. Orada toprağa düşen kan, başka gerçekliği besliyor. Bu gerçeklik ortaya çıktığı zaman bu kanın altında çok kişi kalır.

Ukrayna-Rusya savaşı ve ateşkes
Ben ateşkes çağrısının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bunu Türkiye gibi birçok ülke dillendiriyor. Bunu ABD baskısıyla başka ülkeler politika düzeyinde kabul ediyorlar. Trump bazı adımlar attı. Adımlar attıkça bazı detaylarla karşılaştı. Bu konuda irade devam ettikçe olumlu sonuçlar olacaktır diye düşünüyorum. Hem Ukrayna hem Rusya savaş yorgunluğu içerisindeler. Şuan adrenalin yüksek. Kayıpların farkında değiller. Savaş durduğundan kayıplarını görecekler. Önce ateşkese ulaşılması lazım. Rusya ve Ukrayna'nın bu konuda düşünceleri var. Bunlar çok yeni başlamış tartışmalar. Savaş uzun süredir devam ediyor. Herkes birebirinin pozisyonunu yeni öğreniyor. Bu konuda en çok fikri ve tecrübesi olan biziz. Biz bunu ilgili taraflara aktarıyoruz. Cumhurbaşkanımızın da bu konuda çok ciddi telkinleri var.

Türkiye nasıl katkı verebilir?
Cumhurbaşkanımızın genel bir çerçeve ilkesi var. Her iki tarafın da mutabık kaldığı bir ateşkesin gözlemlenmesi bize bir rol düşecekse biz bir rol oynarız. Ama her iki taraf da mutabık olmalı. Belli yerlerde gözlemciyiz zaten. Burası zaten bizim mahallemiz. Buradaki barışa katkı vermeyeceğiz de neye katkı vereceğiz. Bunun altın prensibi her iki tarafın mutabık olması. Kolaya indirgeniyor. Mutabakatın içerisinde ateşkesin nasıl gözetleneceği hususu da giriyor. Tarafların mutabık olduğu konuya sizin katkı veriyor olmanızı taraflar zaten kabul edecektir.

Nato dağılır mı ve AB ordusu
Tartışmalarının başından beri içindeyiz. Tek bir husus netleşti. AB, güvenliğinin sağlanmasında kendi bağımlılığını azaltmak için bir strateji geliştiriyor. Sadece savunma değil, savunma sanayisinde ABD'ye bağımlılığı azaltmayı vurguluyorlar. Bu noktada 150 milyar Euro'luk bir fon var. Borçlanma sınırları kaldırıldı. Almanya 800 milyar Euro'luk bir bütçe ortaya koydu. Trump'ın yeni söylemi etkili oldu tabii.

Ticaret savaşı
Bu dinamik süreç. Dünyanın hazır olmadığı bir süreç. Bir şey gerçekleşmeye başladığı zaman senaryodaki gibi olmayabiliyor. Yakıcı oluyor. Bu bir realite. Sadece Türkiye değil bu değişimi her ülke hissetmekte. Hal böyle olunca ilgili bakanlıklar olarak bir faaliyet içerisindeyiz. Bu noktada yoğun bir çaba var. Değişim getirdiği riskler var ve fırsatlar da var. Düzenin bozulacak olması ve yenisini daha iyi olacağına dair verilerin olmaması endişe getiriyor. Bunu yakından takip ediyoruz. Dünya ticaretine etkisi çok yüksek. Borsaya etkisi çok yüksek. Belli ülkeler için çok iyi belli ülkeler için çok kötü olabilir. Trump'ın adım değişikliğine gidebileceğini düşünüyorum. Geri ileri adımlar sürekli değişebiliyor. Lüks var sonuçta. Dolar oraya göre harekete ettiği için belirli lüksü var.

Türkiye açısından nasıl olur?
Avantaj ve dezavantaj göreceli bir konu. Türkiye birçok yerde var. AB'deki rakipleriniz gerilerse siz ileri gitmiş oluyorsunuz. Dolayısıyla ileri ve geride olma konusunda bir görecelik var. Süper güçten gelen sese, diğer süper güç sessiz kalmaz. Kapalı kapılar ardında bu süreç daha farklı götürülebilirdi.

Özgür Özel'e tepki
Yıllardır bu ülkede siyasette belli bir dilin kullanıldığını görüyoruz. Bu dilin belli sınırları var. Bazı şeyler var ki gayretimize dokunuyor. Manda lafı devlete hakarettir. Bu ülke yıllardır kimsenin görmediği bilmediği bir savaş veriyor. Cumhurbaşkanımız manda peşinde olsaydı, ne siyasi ne de ekonomik krizimiz olurdu. Biz başımızı dik tuttuğumuz için bunlarla karşı karşıya kalıyor. Yoksa her şey tıkır tıkır ilerlerdi. Biz ABD ile saygı içerisinde bir ilişki içindeyiz. Manda lafını tarihin çöplüğünden çıkartıp bugüne taşımak başka bir zihnin ürünü. Belli sorunlarla uğraşırken, hangi araçlarını nasıl kullanacağınızı iyi belirlemeniz gerekiyor. Devlet yönetimi çok zor bir iş. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu çabayı ortaya koysak konuşmaya haftalar yetmez. Devlet yönetimi mesuliyetli bir iştir.

Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve gösteriler
Ortaklarınız size bunları sorar. Başka ülkede gösteri olduğu zaman ben de onlara soruyorum. Bu türden sıkıntılar olduğunda bunları sormak normaldir. Eleştirilerin geldiği yerler şuralar oluyor. Avrupa sol siyasetinin Türkiye'de CHP ile dayanışma içerisinde yaptığı bazı şeyler var. Bazı Avrupa ülkelerinden bize mesajlar da geliyor. Açık yapılan eleştiriler de oluyor. Eleştiriler olunca ben eleştiriyi yapan kişinin prensipten dolayı mı yaptığına bakıyorum. AB bu konuda prensipli olarak tutarlı tavır gösterecek durumda değildir. Sol siyasetin olduğu çevrelerde yönetimler üzerinde baskı var. CHP, yolsuzluk davasının siyasi dava olduğunu Avrupa'da uzun uzun anlattılar. Bunun 3-4 ay öncesinden başlattılar. Savcının kararına müdahale edecek değiliz. Yolsuzluk üzerinden siyasetin finanse edilmesi ayyuka çıkmış durumdaydı. Buna savcılık kayıtsız kalamazdı. Ama en nihayetinde ben uluslararası arenada yönetilemeyecek bir sorun olduğunu düşünmüyorum.

İran'a askeri operasyon yapılması bölgede istikrarsızlık yaratır
İran ve ABD ile temas halindeyiz. ABD'ye gitmeden önce ve gittikten sonra İran ile konuştum. Benim onlara tavsiyem bir an önce yüz yüze görüşmelere başlaması. İran üzerinde askeri operasyon yapılması bölgede istikrarsızlık dışında bir şey yaratmaz. Nükleer kapasitesi var ama silahı yok İran'ın. Trump'ın bir konuşmaya açık olduğunu düşünüyorum. Taraflar bunu kullanırsa güç kullanmadan bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. Müzakere çalışmıyorsa başka şeyler konuşulabilir.

Trump'ın 'vergileri durdurdum' açıklaması
Hep beraber bu süreci yöneteceğiz. Bu konuda tek değiliz.

Antalya'daki diplomasi formu
Antalya Diplomasi Forumu'nun dördüncüsünü yapıyoruz. Uluslararası bir markaya dönüştü. Büyük bir teveccüh var diplomasi formumuza. 60 küsur bakan arkadaşımız geliyor. Hepsiyle dolu dolu 3 gün geçireceğiz. 2'li 3'lü görüşmelerimiz olacak. Cumhurbaşkanımızın görüşmeleri olacak. Afrika'dan yoğun katılım olacak. Yıl boyu yaptığımızın tüm çabaların neye tekabül ettiğini ortaklarımızla konuşacağız. Anlayış birliği oluşacak. Anlayış birliği hareket birliği oluşturacak.
OGÜNhaber