AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, terör örgütü DAEŞ’e katılacağı iddia edilen yaklaşık 12 bin 500 AB vatandaşının Türkiye’ye girişinin yasaklandığını belirterek, AB ile bu terörle mücadelede birlikte hareket etmemizdir dedi.
İHA -Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, bazı temaslarda bulunmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel’e gitti. Bakan Bozkır, Atatürk Havalimanı VİP Salonu’nda gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Radikalizm ve terörün birleşmemesini arzu ettiklerini ifade eden Volkan Bozkır, "Avrupa Birliği (AB) maalesef bu ikilemle mücadele durumuyla karşı karşıya kaldı. Yılardan beri bizim radikalizm ve terörizm ile verdiğimiz mücadele aslında AB’nin bu yeni karşılaştığı sorunun giderilmesi için de bir katkı olacak. Suriye’de DAEŞ terörünün var olduğunu, çok sayıda Avrupa vatandaşının ise bu terör örgütüne ulaşmak çabasında. Türkiye uzun zamandır Türkiye’ye gelen 39 milyon turist içinde hangisinin terörist hangisinin normal turist olduğunu ayırt edemeyeceğini, istihbarat ve bilgi paylaşımının gerekli olduğunu söylüyordu. Yaklaşık 12 bin 500 kişinin ismi bildirildi ve bunların Türkiye’ye girişini yasaklıyoruz” dedi.
“BİN 500 AB VATANDAŞINI İHRAÇ ETTİK”
Bakan Volkan Bozkır, IŞİD’e gitmek üzere Türkiye’ye giriş yapan yaklaşık bin 500 AB vatandaşının sınır dışı edildiğini kaydederek, “Türkiye’de bu isimlerden hareketle bin 500 kadar DEAŞ’e gitmek üzere Türkiye’ye gelmiş AB ülkesi vatandaşlarını da ihraç ettik. Bu işbirliği sürdüğü takdirde hem bölgenin hem Türkiye’nin hem de Avrupa Birliği’nin yararına olacaktır. Türkiye DEAŞ’ı bir terör örgütü olarak görmektedir. Hiçbir şekilde de bir işbirliği söz konusu değildir. Bizim beklentimiz AB’nin bizimle işbirliği yaparak, bu terörle mücadelede birlikte hareket etmemizdir" diye konuştu.
Basın mensuplarının CHP’li üyelerin Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 76’ncı Toplantısı’na katılmamalarının sebebini sorması üzerine, Bozkır, "Gerçekten CHP’nin bu toplantıyı boykot etmesini hem anlamakta güçlük çekiyorum hem de üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum " dedi.
Bozkır, toplantının Ankara Anlaşması’nın sonucunda kurulduğunu hatırlatarak bu anlaşmanın altında CHP’nin o zamanki Başbakanı İsmet İnönü’nün imzası olduğunu söyledi. Bakan Bozkır, "Ayrıca bugün AB sürecimizin belki de lokomotif rolünü oynayacak partinin CHP olması gerekirken böyle bir davranış içine girmesini kınıyorum. Türkiye’yi şikayet edip, Türkiye’yi şikayet ettikleri kurumlardan, platformlardan Türkiye’ye bir tenkit rüzgarı oluşturmak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde maalesef son 4 yıldır görmekte olduğumuz üzücü olaylar. İnşallah CHP’nin bu temsilcileri, bütün partiyi temsil edecek bir davranış içinde değillerdir. Ancak CHP’den de bugün boykot eden bu milletvekillerini de kınamalarını ben şahsen AB Bakanı olarak bekliyorum” şeklinde konuştu.
“BİZ İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek terör örgütü IŞİD’e katılmak istediği ileri sürülen İngiliz vatandaşı Jalila Nadra H. İle ilgili sorulan bir soruya Bozkır, “Bizim demin söylediğim çerçevede Türkiye olarak bize isim bildirildiği zaman bunların Türkiye’ye girişini yasaklıyoruz. Şayet Türkiye’ye girmişlerse de bunların yurt dışına ihraç edilmelerini sağlıyoruz. Bu bahsettiğiniz 3 kız ve bugün ortaya çıkan vakada bununla ilgilidir. Biz işbirliğine hazırız. Bu terörle mücadelede işbirliği, istihbarat paylaşımı en ön konulardan bir tanesidir. Artık herkesin elini taşın altına koyması gereken bir noktadayız. Dolayısıyla bu mücadeleyi birlikte yapacağız” diye konuştu.
Gençlerin terör örgütüne katılmalarının tek sorumlusunun Türkiye olmadığını kaydeden Volkan Bozkır, “Bütün bu gençlerin zehirlenmesi, terör örgütüne gitmesi Türkiye’nin bir olayı değildir. O ülkelerde yaşadıkları belki sorunlardan belki çok iyi bir aile hayatının olmamasından kaynaklanan terör örgütüne katılacak ölçeğe getiren bir mevhum vardır. Tabiatıyla o ülkelerin de kendi vatandaşlarının neden bu terör örgütüne katılmak için bu kadar yoğun çaba sarf etmekte olduklarını da bu çocukların psikolojilerini iyi değerlendirmeleri, buna yönelecek çalışmaları aile ortamını, sosyal ortamı belki ülkelerinde yerine getirmeleri önem arz etmektedir. AB ülkeleri olsun barış camiası olsun artık gerçekten bazı insanları öteki kabul edip bazı insanları Müslüman diye bazı Müslümanları ırkından dolayı ayrımcı bir kefeye koymak durumunu sona erdirmelilerdir” dedi.