Adalet Bakanlığı, darbecilere gözaltında işkence yapıldığını iddia eden Uluslararası Af Örgütü’ne tepki gösterdi.

Adalet Bakanlığından Uluslararası Af Örgütü’ne tepki

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Uluslararası Af Örgütü’nün 24 Temmuz 2016 tarihinde yaptığı açıklamada, ülkemizde vuku bulan darbe girişimi sonrası yapılan gözaltı uygulamaları kapsamında zanlılara işkence ve kötü muamele yapıldığı yönünde gerçek dışı mesnetsiz iddialara yer verildiği görülmüştür. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin savunucularından biri olduğunu iddia eden UAÖ’nün söz konusu açıklamasında, Hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın silah zoruyla indirilmesi, TBMM’nin feshi ve Anayasanın yürürlükten kaldırılması amacıyla yapılan darbe teşebbüsü sırasında demokrasinin temeli olan TBMM’nin bombalanması, tankları durduran sivil halka ateş edilmesi, yüzlerce sivil ve asker ve polisin ölümü ve yaralanması konusunda hiçbir değerlendirme yapmaması, bu darbeyi ve darbeyi gerçekleştirenleri kınayıp eleştirmemesi, tarafsız ve objektif olmadığını göstermektedir” denildi.

“AF ÖRGÜTÜ TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELERDEN HABERSİZ”
Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye’de yaşananlardan habersiz olduğunun belirtildiği açıklamada, “Açıklamada Türkiye İnsan Hakları Kurumunun kaldırıldığı ve bu konuda inceleme yapacak herhangi bir kurumun olmadığının belirtilmesi, Af Örgütünün Türkiye’deki gelişmelerden habersiz olduğunu göstermektedir. Zira, Türkiye İnsan Hakları Kurumu yeniden yapılandırılmış, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak yetkisi genişletilmiş ve faaliyetlerine devam etmektedir. Diğer taraftan, gözaltına alınanlara yönelik işkence iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olup, olağanüstü hal koşullarında dahi yakalama ve gözaltı işlemleri öncelikle insan haklarına ilişkin ulusal ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde yerine getirilmektedir. Gözaltına alınan kişilerin yakalanma anındaki ve gözaltı sürecindeki sağlık durumları ilgili mevzuat doğrultusunda hekim kontrolüne tabi tutulmaktadır. Nitekim Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 9 uncu maddesinin ‘Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması hâllerinde hekim kontrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenir. Gözaltına alınan kişinin herhangi bir nedenle yerinin değiştirilmesi, gözaltı süresinin uzatılması, serbest bırakılması veya adlî mercilere sevk edilmesi işlemlerinden önce de sağlık durumu hekim raporu ile tespit edilir’ hükmü doğrultusunda yakalama ve gözaltı işlemlerinde şüpheliler sağlık kontrolünden geçirilmektedir. Adli muayene esnasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 94 üncü maddesinde belirtilen işkence, 95 inci maddesinde belirtilen neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence ve 96 ncı maddesinde belirtilen eziyet suçlarının işlendiği yolunda herhangi bir bulguya rastlaması hâlinde, keyfiyeti derhâl Cumhuriyet savcısına bildirmesi ilgili mevzuat doğrultusunda bir zorunluluk olup, herhangi bir işkence ve kötü muamele bulgusuna rastlanılması durumunda Cumhuriyet Savcılarınca doğrudan ilgili kolluk görevlileri hakkında soruşturma başlatılmaktadır. Dolayısıyla şüphelilere gözaltına alındıktan sonra işkence yapıldığına ilişkin iddialar tamamen gerçek dışı,asılsız ve mesnetsizdir” ifadeleri yer aldı.

“GÖZALTI MERKEZLERİ SÜREKLİ DENETLENMEKTEDİR”
Gözaltı merkezlerinin cumhuriyet savcıları tarafından sürekli denetlendiğinin hatırlatıldığı açıklamada, şöyle devam etti:
“Gözaltı merkezleri dâhil bireylerin özgürlükten mahrum bırakıldıkları tüm mekânlar her zaman gerek ulusal kurum ve kuruluşlar, gerekse taraf olunan sözleşmeler doğrultusunda başta Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi olmak üzere uluslararası kuruluşlar ve bağımsız gözlemcilerin ziyaretlerine açık bulunmaktadır. Kaldı ki Türkiye işkenceye sıfır tolerans politikasının bir sonucu olarak işkence suçu için zamanaşımını kaldırmış dünyadaki ender ülkelerden biridir. Söz konusu açıklamada herhangi bir delil ileri sürmeksizin gözaltındakilere yönelik tecavüz girişiminde bulunulduğuna yönelik iddialar da tamamen hayal mahsulü ve iftiradan ibarettir. UAÖ bu şekildeki soyut iftiraları raporuna alarak Fethullahçı Terör Örgütünün algı oluşturmaya yönelik asılsız ve çarpıtma propagandasına alet olmamalıdır. Gözaltı kararları ile tutuklamaya sevk işlemleri Cumhuriyet savcıları tarafından verilmekte ve değerlendirilmektedir. Gözaltına alınan kişilerin hepsinin tutuklamaya sevk edilmesi ya da tutuklanması söz konusu olmayıp olaya karışmayan kişiler serbest bırakılmışlardır. Ayrıca tutukluluk halinin değerlendirilmesine ilişkin mahkemelerce yapılacak incelemeler esnasında duruşma açılması yahut sanık, şüpheli veya müdafi görüşünün alınması yönünden herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir. Bu hususta takdir ilgili hâkim veya mahkemeye aittir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendisine karşı tehdit olduğunu başlattığı kanlı darbe girişimiyle de gösteren FETÖ’ye karşı demokratik reflekslerini göstermesi en doğal hakkıdır. Kamusal kurumlara kümelenmiş bu illegal yapıyla mücadele kapsamında başlatılan adli ve idari soruşturmalar hukuk kuralları içerisinde yürütülmektedir.”
OGÜNhaber