Dünya sağlık örgütünün verilerine göre Covid-19’da ölüm riskinin yüzde 2.4, hastaneye yatma oranının yüzde 20, yoğun bakıma yatış oranının yüzde 5 ve yoğun bakımda solunum cihazına bağlananlarda ölüm oranının yüzde 50 olduğunu belirten Prof. Dr. Siren Sezer, “Covid-19 enfeksiyonu 65 yaş üstü bireylerde, kanser hastası, hipertansiyon hastası, akciğer hastalığı olan, şeker hastası, kalp hastası olan ve bağışıklığı baskılayıcı ilaç kullanan kişilerde daha ağır seyrediyor” dedi.
Medicana International Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Siren Sezer, Covid-19 enfeksiyonunun takibinde yaşlı ve kronik hastalığı olanlarda artan ölüm oranına dikkat çekmek gerektiğini belirterek, hipertansiyon, şeker, diyabet ve benzeri hastalıkları olanlarda Covid-19 enfeksiyonunun daha şiddetli seyrettiğini, hastaneye ve yoğun bakıma yatış oranlarının arttığını, yoğun bakımda kaybedilenlerin çoğunda birden fazla kronik hastalık olduğunu ifade etti. Dünya Sağlık Örgütünce açıklanan verilere dikkat çeken Prof. Dr. Sezer, “Çin’deki verilere göre kronik hastalığı olmayan hastalarda ölüm oranı yüzde 1.4 iken, kardiyovasküler hastalığı olanlarda yüzde 13.2, şeker hastalarında yüzde 9.2, hipertansiyonda yüzde 8.4, akciğer hastalığı olanlarda yüzde 8 ve kanser hastalarında yüzde 7.6 oranında saptandı. Amerika Birleşik Devletleri verilerine göre hastaneye Covid-19 tanısı ile yatırılan hastaların yüzde 71’inde beraberinde şeker, kalp, akciğer hastalığı gibi ek bir hastalık vardı. Yoğun bakımda izlenen hastaların yüzde 78’inde ise ek bir hastalık bulunmaktaydı” dedi.
"Kronik hastalığa yönelik ilaçları düzenli kullanalım, tedavimizi aksatmayalım"
Covid-19 pandemisinde kronik hastalığı olanların maksimum dikkat ile mevcut tedavilerine devam etmeleri gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Siren Sezer, “Kan basıncı ve kan şekerinin dengeli olması, kalbinize yönelik ilaçlar ile kalp fonksiyonunun stabil ve düzenli seyretmesi, olası enfeksiyona karşı daha güçlü girmelerini sağlamaktadır. Hastaneye Covid-19 enfeksiyonu ile yattığı sırada evde tedavisini ihmal etmiş hastalar için ek tıbbi takip gerekecektir ve tedavi yanıtı güçleşecektir. Tedavi değişikliği talebi varsa ilgili hekime danışarak değişim yapmaları gerekmektedir” diye konuştu.
Çin’de yapılmış ilk verilerde hipertansiyon tanısı olan kişilerde Covid-19’dan ölüm riskinin belirgin olarak artmasının çok şaşırtıcı olduğunu söyleyen Dr. Sezer, “Erişkin toplumun yaklaşık üçte birinin hipertansiyon tanısının olması, ileri yaş hastalarda hipertansiyon oranının çok daha yüksek olması nedeniyle (yüzde 80’lere çıkıyor) hipertansiyon ve ölümün daha çok dolaylı bir ilişkisi olduğunu düşündürdü. Sadece hipertansiyon tedavisi olan, aktif, başka hastalığı olmayan kişilerde Covid-19 ile ölüm riskinin belirgin arttığını düşünmek mantıklı değil. Bu konuda kesin konuşmak için verilerin analizlerine ihtiyaç var. Yine de diğer kronik hastalıklar gibi hipertansiyonu olan kişilerin koruma önlemlerini maksimum uyuma dikkat edilmelidir. Hipertansiyon ilaçları Covid-19 enfeksiyonu şiddetini arttırıyor mu konusu tartışıldı, analizler yapıldı ve tansiyon ilacı ve Covid-19 enfeksiyonunun daha ağır geçmesi arasında bir ilişki bulunmadı. Dolayısıyla hipertansiyon tedavisi gören hastalarımız, rahatlıkla tansiyon ilaçlarını kullanabilirler” uyarısında bulundu.
Enfeksiyon akciğerde ilerlediğinde kalp kasları zayıf ise kasılmasını etkileyerek kalp bulgularının artışına neden olabileceği uyarısında bulunan Dr. Sezer, “Hastada kalp hastalığı olmasa da genel olarak enfeksiyonun tetiklediği tahribat kalpte hasar meydana getirebilmektedir. Akciğer enfeksiyonu ağırlaştıkça, kan oksijen seviyesi düşecek ve kalp ve dolaşım sistemi zorlanacaktır. Virüsün akciğer gibi kalp kasını da direkt hastalandırabildiği, miyokardit yaptığı gösterilmiştir. Dolayısıyla kalp kasında zayıflık ve ritm problemlerine yol açabildiğini bilmekteyiz. Wuhan bölgesinde hastaneye yatan hastaların yüzde 20’sinde kalp tutulumu bildirilmiştir. Ağır kalp tutulumu, bazen kalp krizini taklit edecek göğüs ağrısına ve kan testlerinde kalp enzim yüksekliklerine neden olabilmektedir. Dolayısıyla kalp krizi ile karışabilmektedir” dedi.
Yoğun bakım hastalarında solunum desteğine rağmen kalp tutulumunun ölüm riskini arttırabileceğini açıklayan Dr. Sezer, “Covid-19 hastalığında tedavi amaçlı kullanılan kinin ve antibiyotiklerinin kalpte iletim bozukluğuna yol açabileceği bilinmektedir ve tedavi sırasında hastaların kalp ritmi takip edilmektedir. Çok ağır enfeksiyon, solunum yetmezliği tanısı ile izlenen yoğun bakım hastalarında çoklu organ yetmezliği dediğimiz kalp, böbrek, beyin ve tüm dolaşımın etkilendiği ölümcül tablo gelişebilmektedir” bilgisini verdi.