Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Bekteş, genellikle enfeksiyon kaynaklı meydana gelen ateşli havalelerin epilepsi ile karıştırıldığına dikkati çekti.

Uzmanından ebeveynlere ateşli havale uyarısı: “Epilepsiyle karıştırılıyor”

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Derya Bekteş, genellikle enfeksiyon kaynaklı meydana gelen ve ebeveynlerin en büyük kabuslarından biri olan ateşli havale hakkında önemli bilgiler verdi. Dr. Bekteş, tıpta “febril konvülsiyon” denilen ateşli havalelerin nedenlerinin hala tam olarak anlaşılamadığını belirterek, “Her ateşli hastalık ateşli havaleye yol açmaz” dedi.
Nedeni tam olarak bilinmeyen bu durumun genellikle yüksek ateşle ilişkilendirildiğini belirten Dr. Bekteş, “Ateş yükselmesinin kanda bazı hormon ve maddelerin salgılanmasına neden olması ve bu maddelerin beyin deşarj mekanizmasını etkileyerek nöbete sebep olması durumudur. En sık viral enfeksiyon, üst solunum yolu enfeksiyonları, kulak enfeksiyonları, grip ve idrar yolu enfeksiyonları, bazı canlı aşılar, bazen diş çıkarma bile ateşe ve sonrasında da nöbete sebep olabilir” diye konuştu.

“Erkek çocuklarda daha sık rastlanıyor”
Nöbet-ateş ilişkisinin ateşin yüksekliği ile ilgili değil, ateşin yükselme hızıyla ilgili olduğunu, bu nedenle bazen ateş tespit edilemeden bile nöbet olabileceğini ifade eden Dr. Bekteş, ateşli havalelerin 38-40 derece ateşli hastalıkta, 3 ay-6 yaş arası çocuklarda ve erkeklerde kızlardan daha sık görüldüğünü söyledi. Birinci derece akrabalarından biri ateşli havale geçiren çocuklarda riskin biraz daha yüksek olduğunu anlatan Dr. Bekteş, “Kesin kanıtlanmış olmamakla birlikte anne gebelikte sigara içtiyse, çinko eksikliğinde, demir eksikliğinde, melatonin salgılanmasında bozukluk varsa, antihistaminik kullanımı ve hastada yenidoğan dönemindeyken yoğun bakımda yatış öyküsü varsa risk artar diye düşünülmektedir” ifadelerini kullandı.

“Genellikle ocak ayında ve akşamüzeri görülür”
Bir kez nöbet geçirmiş olmak ikinci nöbet için riski arttırsa da hastaların yüzde 70’inde nöbetin tekrarlamadığına dikkat çeken Dr. Bekteş, şunları söyledi:
“İlk nöbetin geçirildiği yaş küçüldükçe tekrarlama riski artar. Ailede nöbet geçiren kişi varsa tekrarlama riski aile öyküsü olmayana göre yüzde 50 artar. Tekrarlayan nöbetlerin yarısı ilk 6 ay içinde olur. Bir nöbet ne kadar tekrarlarsa tekrarlama riski de o kadar artar. Genellikle ocak ayında ve akşamüzeri görülür.”

“Ateşli havale epilepsi değildir”
Genellikle enfeksiyon kaynaklı meydana gelen ve epilepsi ile karıştırılan ateşli havalelerin “epilepsi” olmadığının altını çizen Dr. Bekteş, nöbetlerin çok kısa sürdüğü için beyne zarar vermediğini ancak 15 dakikayı aşan bir nöbetin beyinde oksijensiz kalmaya bağlı hasara yol açabileceğini dile getirdi. Dr. Bekteş, basit febril konvülsiyon olarak isimlendirilen ateşin 39 derece ve üstü olduğu, 15 dakikadan kısa süren, çocuğun nörolojik gelişiminin normal olduğu, ailede ateşli havale geçiren ebeveyn öyküsü olmayan nöbet şeklinin tüm vücutta (jeneralize tip) görüldüğü durumda epilepsi riskinin yüzde 1 olduğunu söyledi. Dr. Bekteş, kompleks febril konvülsiyon olarak isimlendirilen tipinde ise ateşin 38 derece ve altı olduğu, 15 dakikadan uzun süren, altta yatan nörolojik problem varlığı, aile öyküsü olan nöbet şeklinin vücudun tamamında değil bir kısmında görüldüğü durumda epilepsi riskinin yüzde 6 olduğunu sözlerine ekledi. Dr. Bekteş, çocukta daha önceden olan nörolojik anomali varlığı veya birinci derece akrabasında epilepsi varlığında ise riskin yüzde 10’a yükseldiğini ifade etti.

“Hastanın ağzını açmaya çalışırsanız zarar verirsiniz”
Aileler için korkutucu bir tablo olsa da öncelikle sakin kalmak gerektiğini vurgulayan Dr. Bekteş, müdahale sırasında yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı:
“Hastayı düz bir zeminde yan yatırmak gerekir, ki ağız salgılarının hastanın akciğerlerine kaçmasını önleyelim. Başının altına bir yastık veya elimizi koyarak başını çarpmasını önlemek gerekir. Hastanın ağzını açmaya, kaşık, parmak sokmaya çalışarak zarar verirsiniz. Nöbet geçene kadar bekleyip hastayı gözlemlemek ve kabaca kaç saniye veya dakika sürdüğünü belirlemek gerekir. Nöbetin sonlanması, ardından genellikle uykuya dalan hastayı ajite etmemek, uyandırmaya çalışmamak ve stabil şekilde en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırmak gerekir. 3 dakikayı aşan nöbet önemlidir ve hemen 112’ye haber verilmelidir.”
OGÜNhaber