1.İlk neden, pandemi döneminde “birinci basamak sağlık hizmetlerinin” aksaması. Anlamı şu: Pandemi döneminde özellikle sokağa çıkma yasağı uygulamaları nedeniyle koruyucu sağlık hizmetleri ciddi şekilde aksadı. Çoğu kalp hastası ya da kalp hastası adayı sağlıklı insan yaptırmaları gereken kontrollerini yaptıramadı, kullandıkları ilaçları yeniden reçete ettiremedi, gerekli takipleri gerekli ciddiyetle tamamlayamadı. Kısacası pandemide mevcut ya da muhtemel kalp rahatsızlığı olanların “taranma ve izlenmeleri” ciddi ölçüde aksadı.
2.Hepimiz evlerimizde hareketsiz bir yaşam sürmek zorunda kaldık ve egzersizden uzak tembel bir dönem yaşadık. Bu da kalp damar sağlığımızı olumsuz etkiledi.
3.Çoğumuzun beslenme biçimi değişti ve yine çoğumuz kalbimiz için zararlı olabilecek beslenme hatalarını tekrar tekrar yaptık. Mesela ekmeğe, hamur işi tatlılara, yağlı gıdalara yöneldik.4- Pandeminin getirdiği sosyal izolasyon, ruhsal baskı, depresif duygular ve yalnızlık hissi de bizim kadar kalplerimizi de üzdü, hepimizin kalp krizi riskini yükseltti.
4.Yine aynı dönemde hepimizi derinden etkileyen uyku sorunlarının da kalp sağlığımızı olumsuz yönde etkilediğini unutmayalım.
5.Önemli bir faktör daha var: Enfeksiyon hastalıklarının, özellikle virüs salgınlarının zirve yaptığı dönemlerde mesela grip salgınlarında da kalp krizlerinin beklenenden daha fazla olduğunu zaten biliyoruz. COVID-19 salgınında da COVID-19 hastalarında virüsün kalp sağlığını bozabileceği düşünülmeli. Kısacası sadece pandemideki COVID-19 vakalarının artışı bile kalp krizleri açısından beklenen bir risk faktörüdür.