Meme kanseri, ilk aşamalarda belirti göstermeden ilerleyebiliyor. Çakmak Erdem Hastanesi’nin uzman cerrahlarından Op. Dr. Mustafa Arısoy, meme kanserinin gizli tehditleri ve erken tanının hayat kurtarıcı rolü hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Meme kanseri, kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olarak kabul edilmekte ve erken teşhisi, tedavi sürecinin başarısı açısından kritik bir öneme sahip. Çakmak Erdem Hastanesi’nin uzman cerrahlarından Op. Dr. Mustafa Arısoy, meme kanserinin genellikle erken evrelerde belirgin semptomlar göstermediğini belirtti. Bu durumun hastalığın erken teşhis edilmesini zorlaştırdığını ifade eden Arısoy, şunları söyledi:
“Meme kanseri sinsi bir şekilde ilerleyebilir ve ilk aşamalarda çoğu zaman belirgin bir kitle oluşturmaz. Bu nedenle, hastalar çoğu zaman belirgin bir semptom ortaya çıkmadan sağlık kuruluşlarına başvurmazlar. Bu durum, hastalığın daha ileri evrelere gelmesine ve tedavi seçeneklerinin azalmasına yol açar.”
Meme kanserinin gizli tehditleri arasında genetik faktörler, hormonal değişiklikler ve mikrokalsifikasyonlar yer almaktadır. Op. Dr. Arısoy, genetik yatkınlığın önemine dikkat çekerek, “BRCA1 ve BRCA2 genlerinde meydana gelen mutasyonlar, meme kanseri riskini önemli ölçüde artırır. Aile öyküsünde meme kanseri bulunan bireylerin, genetik testler ve düzenli tarama programları konusunda bilinçli olmaları gerekmektedir” dedi.
Erken tanının hayat kurtaran rolü
Meme kanserinin erken aşamalarda teşhis edilmesinin tedavi başarısını artırdığını vurgulayan Op. Dr. Arısoy, erken tanı yöntemlerinin önemini şöyle açıkladı:
“Erken teşhis, meme kanserinin daha az agresif bir şekilde yakalanarak tedavi edilmesine ve hastanın yaşam kalitesinin korunmasına yardımcı olabilir. Mamografi, ultrasonografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi tarama yöntemleri, hastalığın erken aşamada tespit edilmesini sağlar. Özellikle 40 yaşından itibaren düzenli mamografi taramaları yapılması, hastalığın erken evrede yakalanmasını ve tedavi sürecinin daha başarılı olmasını sağlar.”
Hormonal faktörlerin ve yaşam tarzı seçimlerinin de meme kanseri riskini etkileyebileceğine dikkat çeken Op. Dr. Arısoy, “Östrojen ve progesteron hormonları, meme kanseri gelişiminde rol oynayabilir. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak, risk faktörlerini azaltabilir” diye konuştu.
Meme kanserinin erken teşhisi, hastalığın etkilerini en aza indirmede büyük rol oynuyor. Op. Dr. Mustafa Arısoy, kadınların düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemeleri ve düzenli tarama programlarına katılmaları gerektiğini belirterek, “Erken tanı, hem yaşam kalitesini artırır hem de hayatta kalma oranlarını yükseltir. Tüm kadınların, özellikle risk grubunda olanların, düzenli olarak tarama ve kontrollerini yaptırmaları önemlidir” dedi.