MANİSA (İHA) – Manisa’da inme geçiren 33 yaşındaki Nazife Çimen, ambulansla getirildiği Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’nde (MCBÜ) yapılan başarılı operasyonla sağlığına kavuştu. Bu tür vakalarda erken müdahalenin çok önemli olduğunu belirten uzmanlar, kalp krizi ve inme gibi durumlarda en kısa sürede hastaneye ulaşılması gerektiğini vurguladı.
Manisa’da yaşayan 2 çocuk annesi Nazife Çimen, evde bulunduğu sırada sol tarafında güç kaybı, uyuşukluk ve konuşmada güçlük çekti. Durumu fark eden ailesi hemen sağlık ekiplerine haber verdi. Ambulansla Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesine kaldırılan Çimen’in burada yapılan ilk tetkiklerinde, beyne giden ana şah damarının tamamen tıkalı olduğu ve inme geçirdiği tespit edildi. Acilen Kardiyoloji Anabilim Dalı Hekimleri Dr. Mustafa Uçar ve Doç. Dr. Ferhat Özyurtlu tarafından ameliyata alınan genç hasta, bir saat süren başarılı bir operasyonla sağlığına kavuştu. Yaşadığı rahatsızlık süreci anlatan Nazife Çimen, “Başım çok ağrıyordu, tansiyonum düşüktü. Sol tarafım tutmadı. Hissetmemeye başladım. Annem ve kardeşim fark etti. Ambulansla buraya geldik. Şu an iyiyim. Biraz uyuşukluk var ama iyiyim. Ellerimi ayaklarımı rahat hareket ettirebiliyorum. İlk başlara hareket ettiremiyordum. Çok korktum, çok zorlu bir süreçti benim için. Doktoruma çok teşekkür ederim. Allah razı olsun, hayatımı kurtardı” dedi.
Ameliyat sürecini anlatan MCBÜ Kardiyoloji Anabilim Dalı Hekimi Dr. Mustafa Uçar, erken müdahalenin önemine değindi. Hastanın geçtiğimiz Pazartesi günü sol tarafında uyuşma, güç kaybı şikayetiyle acil servise başvurduğunu belirten Dr. Uçar, “Hastamızın acil serviste yapılan tetkiklerinde sağ ana şah damarının tamamen tıkalı olduğu tespit ediliyor ve bunun üzerine nöroloji görüşü isteniyor. Nöroloji doktorlarımızın incelemesinde, hastanın beyine giden damarlarında yoğun bir pıhtı olduğunu tespit ediliyor. Bu pıhtıya aspirasyon dediğimiz emme işleminin yapılmasının uygun olacağını belirtiyorlar. Biz de hastanın görüntülerini inceledik, hasta yakınlarıyla görüştük ve operasyona başladık. Hastamızın işlemi bir saat kadar sürdü. Gerek beyin içindeki gerekse ana şah damarındaki bütün pıhtı parçacıklarını uzaklaştırmayı başardık ve ondan sonra hastayı yoğun bakımdaki yatağımıza aldık. Hastamız geldiğinde ifade ettiği gibi sol tarafı hiç tutmuyordu ama daha işlem bittikten hemen sonra yatağını alırken bacağında hareketin geldiğini görmeye başladık ve sabahında da yine neredeyse normale yakın bir hareket elde etmiş olduk. Buradaki önemli kısım şu aslında. Hastamızın buraya gelişi ve işlemin gerçekleştirilmesi çok kısa bir zaman zarfı içinde oldu. Hastamızın tedaviye bu denli iyi cevap vermesinin en büyük sebebi erken müdahale olmasıdır. Belki sekizinci veya onuncu saatte gelmiş olsaydı ve biz yine damarı açmış olsaydık bu faydayı görmeyebilirdik. Kalp krizi, inme gibi durumlarda en kısa sürede hastaneye ulaşmak gerekiyor. Tabii bu işleri biz tek başımıza yapmıyoruz. Bu bir ekip işi. Gerek acil servis, gerek nöroloji servisi, gerekse kardiyoloji kliniğindeki diğer arkadaşlarımızla birlikte bu tür operasyonları yapıyoruz. Bu operasyona arkadaşımız Doç. Dr. Ferhat Özyurtlu da destek vermişti. Biz burada bu işlemleri günlük aktif bir şekilde 7/24 hastalarımıza uygulamaya çalışıyoruz. Buradaki en önemli kısım zamandır. Çünkü zaman demek doku kaybı demektir. Ne kadar geç gelirse hastalarımız o kadar çok doku kaybı olur. Damarlar çok güzel açılsa bile geri dönüş çok yeterli olmayabilir. En azından böyle genç bir hastamızda, böyle bir sonuç elde etmek bizi çok mutlu etti. Artık bu aşamadan sonra bu yaşta bu tür bir durumunun neden olduğunu araştırmak kalıyor bize. Biz bunları araştıracağız ve inşallah birkaç gün içerisinde hastamızı evine sağ salim taburcu etmeyi düşünüyoruz” dedi.