Uzun süredir ilaçlarla bir türlü kontrol altına alınamayan şeker hastalığı nedeniyle vücudunda sürekli enfeksiyonlar oluşan, halsizlik nedeniyle yürüyemez hale gelen ve aşırı kilo sorunuyla uğraşan 47 yaşındaki İpek Yelkenkayalar, VM Medical Park Mersin Hastanesi’nde yapılan metabolik cerrahi operasyonuyla 7 ayda 34 kilo vererek 54 bedenden 38 bedene düştü ve hayata yeniden başladı.

7 ayda 54 bedenden 38 bedene düştü

Antalya’da optik satış uzmanı olarak çalışan 47 yaşındaki İpek Yelkenkayalar, tip 2 diyabet hastalığı nedeniyle uzun süredir ilaç tedavisi görüyordu.

Kullandığı ilaçlar ve yaptığı diyetler sonucunda iyileşemeyen Yelkenkayalar, bir süre sonra hem aşırı kilo sorunuyla hem de vücudunda çıkan enfeksiyonlarla mücadele etmeye başladı. Hastalığının etkisiyle 104 kiloya çıkan Yelkenkayalar, aşırı kiloları nedeniyle yürümekte de zorlanmaya başlayınca yaptığı araştırmalar sonucunda VM Medical Park Mersin Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Öğretim Üyesi Dr. Tuna Bilecik’e ulaştı. Dr. Bilecik tarafından durumu değerlendirilen ve ayrıntılı tetkiklerden geçen hastaya metabolik cerrahi operasyonu yapılması kararlaştırıldı. Dr. Bilecik’in liderliğinde 3 kişilik ekip tarafından 1,5 saat süren metabolik cerrahi operasyonuyla sağlığına kavuşan Yelkenkayalar, 7 ayda 70 kiloya düşerek sağlığına kavuştu.

“Hayata yeniden gelmiş gibiyim”

Rahatsızlıkları ve geçirdiği süreçle ilgili konuşan İpek Yelkenkayalar, yapılan operasyon sonucunda kendini hayata yeniden gelmiş gibi sağlıklı ve zinde hissettiğini söyledi. Böyle bir ameliyatla iyileşebileceğini 1,5 yıl önce öğrendiğini, ancak korktuğu için sürekli olarak hekime başvurmayı ertelediğini vurgulayan Yelkenkayalar, Dr. Tuna Bilecik’le görüşmesi sonrasında yaşadığı korkularının yersiz olduğunu anladığını belirtti. Yelkenkayalar, “Ameliyat kararımda bana en çok eşim destek oldu. Ailem olumsuz haberler nedeniyle korkuyordu. Onları eşim ikna etti. Zaten hocamızı da eşim buldu. Eşimle birlikte aileme, şekerin benim için çok tehlikeli ve ölümcül bir sorun olduğunu anlattık, çünkü şeker beni her gün biraz daha tüketiyordu. Tuna hocamız ameliyatla ilgili tüm süreçleri önceden detaylarıyla anlatarak bize çok güven verdi. Hocamızın sayesinde korkusuzca ameliyata girdim. Sağlıklı şekilde taburcu oldum” dedi.

“38 beden bol gelince şaşırıyorum”

Ameliyatının üzerinden 7 ay geçtiğini belirten Yelkenkayalar, yaşadığı değişime kendisinin de şaşırdığını dile getirerek, “Fiziksel olarak eskiden beri hep kilolu olduğum için sanki hala büyük beden giymem gerekiyormuş gibi hissediyorum. Çünkü 52-54 beden giymeye alıştığım için 38 beden artık bol geliyor ve bu durum beni şaşırtıyor. Hala vücudumun yeni halini tanımaya çalışıyorum. Ruhsal anlamda kendimi daha mutlu hissediyorum” diye konuştu.

Ameliyat sonrası yediklerine dikkat ettiğini vurgulayan Yelkenkayalar, “Ameliyattan sonraki süreçte bol bol yürüyüş yaptım, bisiklete bindim. Acı yemekleri, asitli ve soğuk içecekleri hiç tüketmedim. Suyu bile yudum yudum içtim. Doğal ve kaliteli beslenmeye özen gösterdim. Halsiz kalmayayım diye gıdalarıma takviye olarak et suyu, ilik suyu aldım. Ameliyat sonrası en önemli nokta, hekiminizin ve diyetisyeninizin söylediklerine harfiyen uymak. Belli bir süre sonra her şeyin çok güzel olduğunu görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Çok hızlı ve sağlıklı bir şekilde kilo verdi”

İpek Yelkenkayalar’ın tedavisi konusunda bilgiler veren Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Bilecik ise hastalarının kendilerine ilk başvurduğunda hem normalden fazla kilosu olduğunu hem de kan şekerinin çok yüksek olduğunu söyledi.

Hastanın ilaç kullanmasına rağmen kan şekerinin bir türlü kontrol altına alınamaması sebebiyle ameliyatın sağlığına tamamen kavuşması için tek seçenek olduğunu belirten Bilecik, şunları söyledi:
“İpek Hanım için ameliyat öncesinde çok detaylı tetkikler yapılarak operasyon kararı verildi. Ameliyat başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Ameliyattan 15 gün sonra şekeri kontrol altına alınmıştı. Çok hızlı ve sağlıklı bir şekilde kilo verdi. Ameliyat sonrasında ilk 10 gün çok kritik bir süreç, o yüzden hastalarımıza sıvıyla beslenecekleri özel bir diyet uyguluyoruz. Bu süreçte muhakkak günlük yürüyüş yapmalarını istiyoruz. İpek Hanım, ameliyat öncesinde, bu 10 günlük kritik süreçte ve sonrasında tüm uyarılarımıza harfiyen uydu” dedi.

Hem şeker hem de kilo sorunu düzeliyor

Metabolik cerrahi ameliyatının hem hastanın kilo sorununu düzeltmek hem kan şekerini düşürmek için yapılan bir işlem olduğunun altını çizen Bilecik, obezite cerrahisi ile metabolik cerrahi arasındaki farkları ise şöyle anlattı:
“Metabolik cerrahi, sadece mide üzerinde etki etmiyor. Aynı zamanda bağırsaklar da işin içine giriyor. Bağırsakların son kısmında bazı hormonlar salgılanıyor. Bu hormonlar da pankreastan insülin salımını artırıyor. Böylelikle hasta yemek yedikten sonra pankreas hücrelerini uyarmış oluyor ve insülin salgılamaya başlıyor. Dolayısıyla kan şekeri de düşüyor.”
Metabolik cerrahi operasyonu öncesi yapılan tetkikler konusunda da bilgiler veren Dr. Bilecik, “Bu hastalarda ameliyat öncesi yaptığımız detaylı bir inceleme var. Hastanın kan tahlillerine, geçmişe yönelik son 3 aydaki kan şekeri değerlerine ve pankreas rezervine bakıyoruz. Ameliyata uygun olup olmadığını kontrol etmek için endoskopi yapıyoruz. Bunun yanı sıra hasta, göğüs hastalıkları, kardiyoloji, anestezi doktorlarının da kontrolünden geçiyor. Diyetisyenimiz detaylı bir vücut analizi yapıyor ve bir rapor çıkarıyor. Biz de tüm bu raporlara göre, hasta ameliyata uygun mu değil mi karar veriyoruz. Ameliyata uygunluk kararı verildikten sonra ne ameliyatı yapacağımıza karar veriyoruz. Hastanın özelliklerine göre hangi cerrahi yöntemin uygulanacağını belirliyoruz” dedi.
OGÜNhaber