Deloitte’un Harvard Business School ile birlikte, 50 ülkeyi değerlendirerek oluşturduğu Toplumsal İlerleme Endeksi’ne göre,

Türkiye, toplumsal ilerlemede ortanın biraz üstünde

Türkiye 20’nci sırada yer alırken İsveç, İngiltere ve İsviçre ilk üç ülke olarak konumlanıyor.

(Şirket Haberleri) - Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı, kurumsal risk ve kurumsal finansman alanlarında dünyanın en büyük profesyonel hizmet firmalarından biri olan Deloitte, “2013 Toplumsal İlerleme Endeksi”ni yayınladı. Harvard Business School öğretim üyelerinden Profesör Michael E. Porter’ın önderliğinde çalışan grubun tasarladığı endeks, ulusal politikaların, yatırımların ve toplumsal ilerlemenin ekonomik büyüme ile nasıl bir bağlantısı olduğuna ışık tutuyor.

Washington merkezli ve toplumsal gelişim araştırmalarına odaklanan Social Progress Imperative’in Deloitte işbirliğiyle hazırladığı raporda 50 ülke, temel insan ihtiyaçları, refah ve fırsatların dayanakları özelinde toplumsal ve çevresel performanslarına göre incelemeye tabii tutuluyor.  Endekste, her ülkenin bu alanlar arasından hangilerinde kendisine yatırım yapması gerektiği belirtiliyor. Bu sonuçlara ise, uluslararası tanınırlığı olan datalar ve istatistiki teknikler kullanılarak ulaşılıyor.

Deloitte Türkiye Stratejik Planlama, İş Geliştirme ve Pazarlama Lideri Uğur Süel, toplumsal ilerleme için bir zorunluluk olan barış ve ekonomik büyümenin gerekliliğine dikkat çekerek: 'Hem iş, hem de ekonomik açıdan gelişime ihtiyacımız olduğu açık.  Ekonomik istikrara yönelik bugüne kadar ortaya konan gayretler, kendi başlarına çok önemli; fakat bizim bütüncül, kapsamlı ve özenli bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Bu nedenle, Toplumsal İlerleme Endeksi paha biçilemez bir kaynak değerinde. Yatırımların gerçekleştirilmesi ve bütün paydaşların organize bir şekilde bu yatırımları operasyonel hale dönüştürmesi durumunda toplumsal ilerlemenin sağlanacağından hiç kuşkumuz yok.'

Beslenme, hava, su ve besin güvenliği, barınma, kişisel güvenlik, temel bilgiye ulaşım, iletişim ve bilgi araçlarına ulaşım, sağlık ve iyi yaşam, ekosistemin sürdürülebilirliği, kişisel haklar, yükseköğrenime erişim, kişisel özgürlük ve seçme özgürlüğüyle eşitlik ve dâhil edilme gibi 12 kategoriye sahip endekste hiçbir ülkenin bu alanlarda tam puan alamaması ise dikkat çeken bir diğer nokta olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye fırsatta kötü, barınmada iyi
Kanada, Çin, İngiltere, İsveç ve İsviçre gibi ülkeleri geride bırakarak en yüksek altıncı puanı alan ve barınma konusunda iyi bir sıralama yakalayan Türkiye, sağlık ve iyi yaşam (19) ile yükseköğrenime erişebilirlik (18) alanlarında da genel sıralamaya paralel bir eğilim gösteriyor.

Endekse göre toplumsal ilerlemenin en ileri olduğu ilk üç ülke sırasıyla İsveç, İngiltere ve İsviçre. Türkiye ise endeksin 20’nci sırasında bulunuyor. Bu sıralamayla Çin, Rusya, Güney Afrika, Meksika, Kolombiya, Peru, Endonezya ve Hindistan gibi ülkeleri geride bırakan Türkiye, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Bulgaristan, İsrail, Polonya, Kosta Rika gibi ülkelerin gerisinde kalıyor.

'Temel insan ihtiyaçları' açısından gelişmişlik düzeyi sıralamasında, BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerini geride bırakarak 14’üncü sırada bulunan Türkiye, refahın temini konusunda ise, Çin, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni geride bırakarak listede 21’inci sırada yer alıyor. Söz konusu 'fırsatlar' olduğunda ise Türkiye 33’üncü olurken, kadınların eğitimi alanında, Kenya ve Mısır ile birlikte, hızlı bir artış eğilimi gösteren ülkeler arasında sayılıyor. Kadınların eğitimi konusunda ilk iki sırayı Kanada ve Güney Kore alıyor.

ABD, sağlıkta OECD ülkelerinin gerisinde
Temel insan ihtiyaçlarına göre 50 ülkenin en önüne çıkan Japonya iken, refahın en yüksek olduğu ülke İsviçre, fırsatların en iyi olduğu ülke ise ABD olarak belirtiliyor. Endekste dikkati çeken bir diğer konu ise, sağlık ve iyi yaşam kategorisinde elde edilen sonuca göre, listede bulunan 16 OECD ülkesinin GSMH’lerinden sağlığa ayırdıkları payla sağlık ve iyi yaşamın gelişmişliği arasında bir ilişki bulunmuyor. Özellikle, ABD gibi sağlık harcamaları bir hayli yüksek olan bir ülkenin, OECD ülkeleri arasında 11’inci sırada olması dikkatleri çeken bir diğer unsur olarak karşımıza çıkıyor.

Başta geniş doğal kaynaklara sahip Avustralya, Kanada ve ABD dâhil olmak üzere, refah seviyesi yüksek tüm devletlerin ekosistem sürdürülebilirliği konusunda sınıfta kalması ise dikkatleri çekiyor.

OGÜNhaber