Son yapılan araştırmalar gösteriyor ki 'kilo sorunu' sağlıklı yaşam için artan bir tehdit olmaya devam etmektedir.
KURUMSALHABERLER - Herhangi bir maddeye olan bağımlılık gibi karbonhidrat bağımlılığı da kontrol etmeye ya da vazgeçmeye çalıştıkça güçlenen arzuyla kendini belli eder. Yanlış beslenme, hareketsizlik, insülin direnci kilo sorununda birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların bile beslenme tarzını etkilediği bilinmektedir. Stresli dönemler, depresyon yeme içme dengesini bozarak çabuk kilo alımını tetikler. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanır. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durumdur. Fazla kilolar yalnızca estetik kaygılara değil aynı zamanda kalp, tansiyon, şeker hastalığı gibi yaşam kalitesini ve süresini kısaltan pek çok hastalığa da yol açabilir.
Bu sorunun çözümünde, dünyanın pek çok ülkesinde ve Türkiye’de de tamamlayıcı tıp yöntemleri tercih edilmekte. Bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak Mora Terapi, karbonhidrat tüketme alışkanlığından kurtulmak için kişinin yeme isteğini ortadan kaldırma yaklaşımıyla, biorezonans yöntemini başarılı bir şekilde uygulamaktadır. Mora Terapi ile Kilolardan Kurtulma Tedavisinde, kişinin beyaz un, şeker, nişasta, çikolata gibi karbonhidrat ağırlıklı kilo aldırıcı gıdaları tüketme miktarının kolaylıkla azaltılması ve bu gıdalara olan düşkünlüğünün giderilmesi sağlanır. Aynı zamanda kişiye önerilen kolay bir diyet programıyla da yeme alışkanlıklarının düzene girmesi ve daha sağlıklı yeme alışkanlığı geliştirmesi desteklenir. Böylelikle kilo verme çok kolaylıkla gerçekleşir.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Feryal Erverdi Mora Terapi ile yaşadığı deneyimleri ve izlenimleri şöyle aktarıyor: “30 yıllık meslek hayatımda fark etti ki, şişman bir birey tüm kilolarından kurtulsa da, 30 kg, 40 kg verse de mutlu olamıyor. Çünkü istediği şeyleri rahatça, gönlünce yiyemeyeceğinin farkında olmanın mutsuzluğunu yaşıyor. Elbette başlangıç kilosundaki duruma göre düzelen birçok faktör var. Ancak yeterli değil. MORA Terapi ile “Zayıflama ve Kilo Kontrolü” programlarını uyguluyorum. Tek seansta iştah ve besinlere düşkünlük normal hale geldiği için danışanlarım memnun. Tatlı ya da ekmek istemediklerine inanamıyorlar. Mutlular. Hangi yöntemle sonuç alınırsa alınsın Zayıflama ve Kilo Kontrolü programlarında temel esas kilo koruma programlarıdır. Beden Kitle İndeksi (BKİ) nin hesabını günümüzde bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Kilogram cinsinden vücut ağırlığının metre cinsinden boy uzunluğuna oranıdır.
Vücut Ağırlığı (kg) / Boy uzunluğu (m)
Çıkan değerin 25 ve altı olmasını isteriz. Daha genç bireylerde bu oran 21-22 ye kadar düşürülebilir. Bu hesaba göre BKİ 27 ve üstü ise kilo verildikten sonra ki kilo koruma programı en az 6 ay olmalıdır (kilo 3 ayda verilmiş olsa da). Abarttığımı düşünebilirsiniz ama bazı durumlarda bu süre 1 yıla kadar çıkar. Yani kilo veren bir danışan 2-4 hafta da Mora Terapi ile koruma programına gelmelidir. Diğer yöntemlere göre daha etkili ve kesin sonuç alınmasına rağmen danışanların bu koruma döneminin aslında daha mühim ve kalıcı sonucu sağlayacağına dair inançlarının bir türlü oluşmadığını üzüntüyle dile getirmek isterim. MORA Terapi ile Zayıflama ve Kilo Kontrolü programı şişman bireylerin herhangi bir besinin yoksunluğunu hissetmeden zayıflayabilecekleri etkili bir programdır.”
Türkiye'de konuyla ilgili pek çok klinik çalışması bulunan, bir üniversite hastanesinde de kullanılan, sağlık bakanlığı onaylı biyofiziksel terapi cihazı olan Mora Terapi, bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması sebebiyle en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemleri arasındadır.