Bu projede esas, blog yazarlarının blog yazılarını derleyerek yayımlamak değil, bloglarının cazibe unsuru olan dobra ve dosdoğru üsluplarını koruyarak yeni yapıtlar tasarlamaktır. Okuyan Us bu yapıtların oluşum sürecine destek olur ve tıpkı bir blog gibi kolay okunan fakat içeriği ve üslubu herhangi bir sansür mekanizmasıyla zarar görmemiş eserleri, sayıları yüzbinlere ulaşmış okurla buluşturur.
Bu seriden bugüne kadar editörlerimizce dikkate değer bulunan 12 internet yazarının, 14 kitabı yayımlandı.
Dizüstü Edebiyat projesi, genç yazarların okura ulaşan sesi olması sebebiyle çağın önemli tanıklarından birine dönüştü. Bu çağa ayna tutma misyonunu oluşum süreci içinde üzerine alan seri, her kıymetli girişim gibi benzerlerinin oluşumuna vesile oldu.
Kısa bir süre önce, başka yayınevleri benzer mantıkla çeşitli kitaplar yayımlamaya başladılar. Kapaklarından içeriklerine kadar Okuyan Us Dizüstü Edebiyat kitaplarını andıran bu kitapların basında dizüstü edebiyat kitabı olarak anıldığını fark ettik. İçerik ve oluşum süreci açısından bu serilerin birbirlerinden farklılık göstermelerine rağmen aynı isimle anılıyor olması bizi kaygılandırdı.Yayınevimiz 23 Aralık 2011 tarihinde "Dizüstü Edebiyatı" isim hakları tescili için Türk Patent Enstitüsü’ne başvurdu. .
Bizi kasten ve/veya kasti olmadan taklit eden diğer yayınevlerinin benzer kitapları ile ilgili yayınlayacağınız haber metinlerinde "Dizüstü Edebiyat" ifadesini kullanırken titizlik göstermenizi rica ediyoruz. Bu yasal sürecin tamamlanmasından sonra Dizüstü Edebiyat eserlerinin ve yazarlarımızın haklarını korumak amacıyla, avukatlarımız aracılığıyla Dizüstü Edebiyat taklitlerine yasal işlem yürütme hakkımızı kişi ve şirket bazında kullanma yolunu saklı tutuyoruz.
Öte yandan biliyoruz ki yasadaki boşlukları kullanarak fikir hakları kanunlarını ihlal edenlerle siz değerli basın mensubu arkadaşlarımızın desteği ile mücadele etmek, hepimizin ortak çıkarına hizmet eden bir husustur. Eğer bunun icin hep birlikte savaşım verir, yazar ve yayınevlerimizi korursak istenmeyen durumların önüne geçebiliriz. Çünkü haksız rekabet basın ve edebiyat dünyasının süregelen en büyük sorunlarından biridir. Bu sorunu işbirliği yaparak; bu işi bilerek yapanları -isim vererek ve/veya haraket imkanlarını kısıtlayarak (ayıplayarak)- bilmeden yapanları da uyararak, yazar ve yayınevlerimizin geleceğe daha umutla bakmasına yardımcı olabiliriz.