FLORANSA/BRÜKSEL/DUBLİN 10 Nisan 2013 – UNICEF Araştırma Ofisi tarafından bugün açıklanan zengin ülkelerde çocukların iyi olma hali ile ilgili bir araştırmaya göre, Hollanda ile birlikte dört kuzey ülkesi– Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç – çocukların

Çocukların iyi olma hali, sağlanan ilerlemeler tehlikede mi?

Sıralamanın altta kalan diğer yarısında görülen ülkeler arasında ise Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İspanya bulunuyor.

UNICEF Araştırma Ofisi tarafından hazırlanan Karne 11 sanayileşmiş ülkelerde çocukların durumunu inceliyor. Kemer sıkma önlemleri ile sosyal harcamalarda yapılan kısıntıların olumlulu ve olumsuz yönleri üzerinde yapılan tartışmalar birbirine taban tabana zıt görüşlere yol açarken, Karne 11 dünyadaki gelişmiş 29 ekonominin bu yüzyılın ilk on yılında çocukların iyi olma halini sağlama açısından başarısını değerlendirmektedir. Rapora göre bu uluslararası karşılaştırma, bu ülkelerde çocuk yoksulluğunun kaçınılmaz olmadığını, ancak izlenen politikalardan kolay etkilendiğini, kimi ülkelerin ise en güç durumdaki çocukları koruma açısından diğerlerinden çok daha iyi işler yapabildiklerini göstermektedir.

UNICEF Araştırma Ofisi Direktörü Gordon Alexander konuya ilişkin şunları söylemiştir: “İster bugünkü gibi ekonomik kriz dönemlerinde ister daha iyi finansal koşullarda, UNICEF hükümetlere ve sosyal ortaklara, çocukları ve gençleri kendi karar süreçlerinin merkezine yerleştirmeleri çağrısında bulunmaktadır. Düşünülen veya fiilen yürürlüğe konulan yeni her politik önlemde hükümetler, bu önlemin çocuklar, çocuklu aileler, ergenler ve genç yetişkinler üzerindeki etkilerini hesaba katma durumundadırlar. Bu grupların siyasal süreçlerde sesleri ya hiç duyulmamakta ya da nadiren duyulabilmektedir.”

Karne 11: Zengin ülkelerde çocukların iyi olma hali gelişmeyi çocukların yaşamıyla ilgili beş boyuta göre ölçmektedir: maddi açıdan iyi olma hali, sağlık ve güvenlik, eğitim, davranış ve riskler, konut ve çevre.

Araştırma, kişi başına GSYİH (gayrı safi yurt içi hasıla) ile çocukların genel anlamda iyi olma hali arasında güçlü bir ilişki bulmamaktadır. Örneğin, çocukların iyi olma hali açısından Slovenya Kanada’dan, Çek Cumhuriyeti Avusturya’dan, Portekiz ise ABD’den daha üst sıralardadır.

Rapor ayrıca Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin bu alanda daha eski sanayileşmiş ülkelerle arayı kapatmaya başladığını belirtmektedir.

Kimi göstergeler açısından belirli ülkelerde görülen gerilemelere karşın, sanayileşmiş ülkelerde 2000’li yılların genel görünümü çocukların iyi olma hali açısından çeşitli alanlarda sürekli iyileşmeye işaret etmektedir. Elde verisi bulunan her ülkede, bebek ölümlerinde ve ‘aile yoksulluğunda’ azalma ile birlikte eğitimin daha ileri kademelerine katılmada artış görülmektedir.

Bununla birlikte, çocukların yaşamlarıyla ilgili uluslararası karşılaştırılabilirlikteki güncel verilerin bulunmayışı (rapordaki verilerin birçoğu, karşılaştırılabilir en son verilerin bulunabildiği 2010 yılına aittir) nedeniyle Karne 11 hükümet kararlarının kriz öncesi dönemdeki sonuçlarını yansıtmaktadır. Rapor, o zamandan bu yana üç yıl süren ekonomik güçlükler döneminin günümüz ve gelecek için pek parlak mesajlar vermeyeceğini belirtmektedir.

Ancak gene de, bu veriler büyük ölçüde uzun dönemli eğilimleri izlemekte ve çocukların yaşamlarına yapılan uzun dönemli yatırımların sonuçlarını yansıtmaktadır. Örneğin, ortalama okulluluk süresi ya da bağışıklama oranları veya riskli davranışların yaygınlığı, son üç yılın gerilemelerinden önemli ölçüde etkilenmeyecektir. Ayrıca, çocukların iyi olma halinin ‘davranışlar ve riskler’ boyutuna bakıldığında, ortada olumlu bir tablo bulunmaktadır. Örneğin, değerlendirmeye tabi 29 ülkede 11-15 yaş grubundaki çocukların yalnızca yüzde 8’i haftada en az bir kere sigara içtiğini belirtmiştir; yaşamlarında en az iki kere sarhoş olduklarını söyleyenlerin oranı yüzde 15’tir; kızların yüzde 99’u genç yaşlarda gebe kalmaya karşıdır; ve çocukların yaklaşık üçte ikisi ne zorbalığa maruz kalmış ne de herhangi bir kavgaya katılmıştır. Ancak fiziksel egzersiz yapma alışkanlığı azdır. Günde en az bir saat egzersiz yapanların oranı yalnızca ABD ve İrlanda’da %25’in üzerindir.

Karne 11 ayrıca kendi yaşamlarından ne ölçüde hoşnut olduklarına ilişkin çocukların kendi görüşlerine de yer vermektedir. Çocukların yaşam hoşnutluğu sıralamasında yer alan bu bulgular, genel olarak, çocukların iyi olma hallerine ilişkin veri temelli ölçümler doğrultusundadır. Ancak, kayda değer kimi istisnalar da vardır: Estonya, Yunanistan ve İspanya’daki çocuklar kendi ülkelerini çok daha üst sıralara yerleştirirken Almanya, Lüksemburg ve Polonya’dakiler bunun tersini yapmaktadır.

UNICEF’ten Gordon Alexander’in sözleriyle “Çocukların kendi yaşamlarını nasıl görüp nasıl değerlendirdikleri, neyi önemli saydıkları konusunda daha fazlasını bilmemiz ve bunu da sistematik biçimde yapmamız gerekiyor. Yaşları henüz çok küçük olsa bile çocukların sesinin duyulması yaşamsal önemdedir. Bu ses, gerek şimdiki gerekse daha önceki karnelerdeki mesajı yinelemektedir: hükümetler politikalarını, çocuklarının ve ekonomilerinin uzun dönemdeki geleceğini güvenceye alacak şekilde yönlendirmelidir. Bu, hiçbir zaman şimdikinden daha acil bir konu olmamıştır.”

OGÜNhaber