Bir asrı aşkın süredir öncü, cesur ve yenilikçi çalışmalarıyla insanlığa ve tıbba hizmet eden Abdi İbrahim, Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisini kuruyor.

Abdi İbrahim'den 100 milyon dolarlık yatırım

ŞİRKET HABERLERİ - 1912 yılından bu yana tıbba ve insanlığa hizmet eden Abdi İbrahim, Türkiye’nin ihtiyacının tamamına yakınının ithalatla karşılandığı biyoteknolojik ilaçları üretmek için 100 milyon dolarlık bir yatırıma imza attı.

Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi olacak AbdiBio’nun temel atma töreni; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nesrin Barut Esirtgen, Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Kamil Esirtgen, Cenan Esirtgen, İbrahim Barut ve Erman Atasoy ile çok sayıda davetlinin katılımıyla 26 Haziran’da gerçekleşti.

Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut: ''Türk ilaç sektörünün geleceği için umut verici bir adım atıyoruz''
Törende konuşan Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Türk ilaç sektörünün geleceği için umut verici bir adım olarak nitelendirdikleri yeni tesiste, kimyasal yöntemlerle üretilen ilaçlar tarafından tedavi edilemeyen; kanser, diyabet, romatizma, merkezi sinir sistemi ve kan hastalıklarında kullanılan biyoteknolojik ilaçları üreteceklerini kaydetti.

Dünyada en çok kullanılan 10 ilaçtan 7’sinin biyolojik kökenli olduğunu ve dünya ilaç pazarında bir ‘biyoteknolojik devrim’in yaşandığını kaydeden Nezih Barut, ''Dünya ilaç pazarındaki gelişmelere paralel olarak, bugün Türkiye’de %23 seviyelerinde pazar payına sahip olan biyoteknolojik ilaçların, önümüzdeki dönemde kullanıma sunulacak yeni biyoteknolojik ürünler ile %30’ları aşması bekleniyor.'' dedi.

''Biyoteknoloji alanında gerçekleştirilecek üretim ve ihracat,  cari açığın da ilacı olacaktır''
Bugün Türkiye’de biyoteknolojik ürünlerin neredeyse tamamının ithal edildiğine dikkat çeken Nezih Barut, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir büyüme süreci yakalayabilmesi için, sanayimizin daha yüksek katma değer sağlayan ve ileri teknolojiye dayanan bir yapıya dönüşmesi gerekmektedir. İlaç sektöründe IMS verilerine göre son 1 yılda yaklaşık 3,8 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Bu rakamın %35’lik kısmını ise biyoteknolojik ilaçlar oluşturdu. Dolayısıyla biyoteknoloji alanında gerçekleştirilecek üretim ve ihracat, ekonomimizin en önemli gündemi olan cari açığın da ilacı olacaktır.''

Ocak 2017’de tamamlanarak faaliyete geçmesi planlanan AbdiBio’da üretilecek biyoteknolojik ilaçların Türkiye’de kullanıma sunulmasının yanı sıra ihraç edilmesinin de hedeflendiğini aktaran Nezih Barut, “Üreteceğimiz biyoteknolojik ilaçları, yurt dışında faaliyet gösterdiğimiz ülkelere de ihraç etmeyi planlıyoruz. Böylece ithalatın azalmasında olduğu gibi ihracatın artmasında da rol oynayarak, cari açığın düşürülmesi için çift yönlü bir katma değer yaratmak istiyoruz.” diye konuştu.

''Hücre bankasından başlayarak nihai ürüne kadar tüm üretim süreçlerini gerçekleştireceğiz''
İlaç sanayinin kendini devamlı yenilemek, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelere de en hızlı şekilde uyum sağlamak zorunda olduğuna işaret eden Nezih Barut, bu yeni alanlardan biri olan biyoteknolojide, üretim tesisinden çalışanına kadar her konunun özel bir uzmanlık gerektirdiğini söyledi.

Dünya standartlarında ve yüksek teknolojiye sahip olacak AbdiBio adlı yeni tesiste, hücre bankasından başlayarak nihai ürüne kadar tüm üretim süreçlerinin gerçekleşeceğini belirten Barut, ''Sadece yüksek teknolojiye sahip dünya standartlarında bir tesis kurmuyoruz. Yetişmiş insan gücünün az olduğu bu alanda yeni uzmanlar yetiştirerek, sektörümüze ve ülkemize de katkıda bulunacağız.'' dedi.

''Çıtayı her gün biraz daha yukarıya taşımanın sorumluluğu ile hareket ediyoruz''
Kutsal ve sorumluluğu çok büyük bir iş yaptıklarını ve her zaman daha iyiye ulaşmak için çaba sarf ettiklerini kaydeden Nezih Barut, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Merhum dedem Eczacı Abdi İbrahim’in 1912’de Küçükmustafapaşa’da açtığı eczaneyle başlayan ve merhum babam Eczacı İbrahim Hayri Barut’la devam eden “iyileştirme” yolculuğumuzda, üçüncü kuşak olarak bizler de çıtayı her gün biraz daha yukarıya taşımanın sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Çünkü doğup büyüdüğümüz bu topluma teşekkür borcumuz var. Babam her zaman 'Bizim şirket olarak değerimiz, memleketimize olan katkımızla ölçülür' derdi. Biz de bu inançla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemize hizmet etmeye ve insanlara şifa dağıtmaya devam edeceğiz. Bunun için de dünyayı yakından takip ediyor ve ülkemize, insanlarımıza faydalı olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.''

Bugün sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında insanların Abdi İbrahim’in ürettiği ilaçları kullandığını söyleyen Barut, ''Kazakistan’dan Cezayir’e, Kanada’dan İngiltere’ye ihracat yaptığımız 48 ülkede insanları iyileştiriyoruz. Çalıştığımız her an dünyanın herhangi bir yerinde bir çocuğu daha gülümsettiğimizi, bir dedenin daha ağrılarını dindirdiğimizi bilmek kuşkusuz bizlere büyük bir güç veriyor. İşte bu güç ile bugün burada hayallerimizden birini daha gerçeğe dönüştürme yolunda önemli bir adım atıyoruz ve bundan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz.'' dedi.

Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, gelecekte Türkiye’nin biyoteknolojik ilaçta bölgesel bir güç olacağına inandıklarını ve bu alanda yapılacak tüm yatırım ve çalışmaları gönülden desteklediklerini de sözlerine ekledi.

Abdi İbrahim Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Cenan Esirtgen: ''Biyoteknoloji, ilaç sektörüne büyük bir dinamizm kazandıracak''
Törende konuşan Abdi İbrahim Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Cenan Esirtgen de, biyoteknolojik ilaç alanındaki yatırımların hem Türkiye hem de Türk ilaç sektörünün geleceği için son derece önemli bir adım olduğuna inandıklarını söyledi. Biyoteknolojik ürünlerin dünya ilaç sektöründe gün geçtikçe önem kazandığını kaydeden Cenan Esirtgen, ''Ülke olarak henüz yolun başında olduğumuz biyoteknoloji alanında yetkinliklerimizi hızla geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye’de bilim insanları ve akademik dünya ile işbirliğinin önünü açacak olan biyoteknoloji, ilaç sektörüne de büyük bir dinamizm kazandıracaktır.'' dedi.

Biyoteknolojik ürünler hakkında
Biyoteknolojik ürünler; canlı organizmalar kullanılarak biyoteknolojik yöntemler ile üretilen makro moleküllerdir. Bu teknoloji, vücudun kendi ürettiği doğal protein ve hormonların laboratuvar ortamında hücre kültürleri tarafından üretilmesine olanak sağlamaktadır. Biyoteknolojik ürünler, zorlu aşamaları içeren bir geliştirme süreci sonunda elde edilmekte olup, kimyasal yöntemlerle üretilen ilaçlar tarafından tedavi edilemeyen birçok hastalık için çözüm sağlamaktadır.
OGÜNhaber