UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Güvercinada Kalesi, Türkiye’nin ilk Deniz Ticaret Tarihi Müzesi’ne ev sahipliği yapmaya başladı. Kuşadası Belediyesi ile Haluk Perk Müzesi ve Haluk Perk Vakfı iş birliğinde kuruluş çalışmaları tamamlanan müze ziyarete açıldı.

Deniz Ticaret Tarihi Müzesi Kuşadası’nda açıldı


Başkan Ömer Günel’in göreve gelmesinin ardından kente eklenen yeni kültürel rotalar ile tarih, arkeoloji ve kültür tutkunlarını ağırlamaya başlayan Türk turizminin amiral gemilerinden Kuşadası, yeni bir müzeye kavuştu. Kuşadası’nın simgesi olan, gerek konumu gerekse de manzarası ile yerli ve yabancı turistler tarafından en sık ziyaret edilen adreslerin başında gelen Güvercinada’da bulunan iç kalede Türkiye’nin ilk Deniz Ticaret Tarihi Müzesi’ni kurmak üzere sürdürülen çalışmalar tamamlandı. Güvercinada Kalesi’nin tarihi geçmişine uygun olarak planlanan Deniz Ticaret Tarihi Müzesi, alanında ilk ve tek tematik müze oldu.

Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ile koleksiyoner Haluk Perk arasında imzalanan protokolle kurulan Deniz Ticaret Tarihi Müzesi’nde denizcilikle ilgili çeşitli objeler, deniz ticaretinin tarihle ilgili gelişiminde kullanılan ticari eşyalar, balıkçılık aletleri ile sikke, mühür ve biletlerden oluşan zengin bir tarihi eser topluluğu sergileniyor.

“Deniz yaşamı”, “Balıkçılık”, “Ticari mallar”, “Anforalar”, “El kantarları ve ağırlıkları”, “Cep terazileri” ve “Sikkeler” şeklinde 7 ana bölümden oluşan müzede, Roma döneminden Osmanlı dönemine kadar geniş bir tarihi döneme ilişkin ve çoğu eşsiz eserlerden oluşan koleksiyonlar sergileniyor. Türkiye’nin ilk, dünyanın ise sayılı tematik deniz ticaret tarihi müzelerinden olan Kuşadası Deniz Ticaret Tarihi Müzesi, genel kültür sağlamasının yanında araştırmacılar için de laboratuvar işlevi görüyor. Eserlerin konularına göre kronolojik olarak aynı vitrinde sergilendiği müzede yer alan koleksiyonlardan el kantarları ve ağırlıkları koleksiyonu, dünyanın en zengin el kantarı ve ağırlıkları koleksiyonu olma özelliğini taşıyor.

Müzenin “Deniz Yaşamı” ismini taşıyan bölümünde istiridye, denizyıldızı, denizkestanesi fosilleri ile insanlar tarafından üretilen balık heykelcikleri, deniz kabuklularından ve istiridyelerden yapılmış kolyeler, ağırlıklar gibi örnekler sergileniyor. Balık avcılığının tarihle ilgili gelişimini ortaya koyan “Balıkçılık” bölümünde oltalar, zıpkınlar, çapalar, balık ağ ağırlıkları ve balık tamir aletleri yer alıyor. “Ticari mallar” bölümünde deniz ticaretine konu olan ve ticari gemi batıklarında bulunan günlük kullanılan kap çeşitleri sergilenirken “Anforalar” bölümünde anfora damga mühürleri, damgalı kulplar ve diğer dönemlere ait hacim ölçü kapları yer alıyor.

Ağır ticari malların tartılmasında önemli rolü olan “El kantarları ve ağırlıkları” bölümü ise Roma Döneminden günümüze kadar kullanılan örnekleri barındırıyor. Dünyanın en zengin koleksiyonlarından birisine ev sahipliği yapan bu bölüm özellikle plastik sanat değeri çok yüksek olan Roma dönemi figürlü kantar ağırlıkları ile dikkat çekiyor. “Cep terazileri” bölümünde geniş bir coğrafya ve döneme ilişkin örnekler yer alıyor. Ticari hayatın vazgeçilmez üçüncü ana unsuru olan “Para ve Sikkeler” bölümünde ise değerli madenlerden farklı dönemlerde üretilmiş sikkeler sergileniyor.
OGÜNhaber