Antalya Düşünce Platformu (ADP), Kültürel Sürdürülebilirlik Toplantıları kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. ADB Başkanı Okan Özkırmızı, “Antalya’da kültürel sürdürülebilirliği sanat alanında nasıl sağlayabiliriz düşüncesiyle bir çalışma ortaya koyduk. Amacımız, bu çalışmanın sonuçlarını ve çözüm önerilerini kamu kurumlarıyla paylaşmak” dedi.

Antalya Düşünce Platformu’ndan Kültürel Sürdürülebilirlik toplantısı

Antalya Düşünce Platformu, kültürel sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla, Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. Programa, Antalya Düşünce Platformu üyelerinin yanısıra Sanatçı Sümer Ezgü, Akdeniz Üniversitesi Manavgat Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Fatih Uslu ve çok sayıda sanatsever katıldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanı İsmail Oskay, Etkinlik doğrultusunda, Ressam Natava Aliyeva’nın kişisel karakalem sergisi açılırken, “Öz kültür-Yörüklük” ve “Kültür beşiği Antalya” başlıklı paneller düzenlendi. Öz kültür-Yörüklük paneli, Doç. Dr. Fatih Uslu moderatörlüğünde gerçekleşirken, Sümer Ezgü, Kutsal Kaynak, İsmail Oskay ve Boran Eser Kaya panelist olarak yer aldı. “Kültür beşiği Antalya” başlıklı panelde ise Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı Öğr. Gör. Ali Bedel moderatörlük yaptı, Natavan Aliyeva, Yulia Haldiz, Zera Vareldji de panelist olarak Antalya hakkındaki düşüncelerini dile getirdi. Panel öncesinde Antalya’da yaşan yerleşik yabancılardan oluşan Konyaaltı Belediyesi Dostluk Korosu, İstiklal Marşı ve İzmir Marşı’nı seslendirdi. Keyifli anların yaşandığı İzmir Marşı sonrası açılış konuşmasını yapan Antalya Düşünce Platformu Başkanı Okan Özkırmızı, Antalya’nın toplumsal yapısına katkıda bulunmak amacıyla kültürel sürdürülebilirlik üzerine çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

“Bu coğrafyanın değerlerini hepimiz öğrenmeliyiz”
Okan Özkırmızı, şöyle devam etti:
“Gelişen ve büyüyen Antalya’nın toplumsal yapısına katkıda bulunmak amacıyla kültürel sürdürülebilirlik üzerine çalışmalarımızı yapıyoruz, bu dört bacaktan oluşan bir çalışma. Yabancılardan kurulu bir koro İstiklal Marşı’mızı ve İzmir Marşı’mızı söyledi, bu Antalya’nın kültür beşiği olduğunun en güzel göstergelerinden bir tanesi. Çünkü Antalya dünyadan ve Türkiye’den gelen herkese kapısını açmış bir kent. Dolayısıyla gelen herkesin de şehrin kültür yapısına uygun, kültür yapısını geliştirici bir şekilde davranmasını arzu ediyoruz. Panellerimizde, Sümer Ezgü hocamızdan akademisyenlerimize kadar bu alanda gerek sahada profesyonel olarak çalışan gerek akademik çalışmaları olan dokuz konuşmacımızı ağırladık. Panelistlerimizle, Antalya’da kültürel sürdürülebilirliği sanat alanında nasıl sağlayabiliriz düşüncesiyle bir çalışma ortaya koyduk, neticesinde de amacımız bu çalışmanın sonuçlarını ve çözüm önerilerini kamu kurumlarıyla paylaşmak. İlk önce öz kültürümüzü ortaya koymalıyız, çünkü bütün çalışmalar böyle başlar, bu coğrafyanın değerlerini hepimiz öğrenmeliyiz.”

“Yörükler yerleşik yaşama zorlandı”
Açılış konuşmasının ardından düzenlenen “Öz kültür-Yörüklük” panelinde konuşan Sanatçı Sümer Ezgü, Yörüklerin yerleşik yaşama zorlandığını dile getirdi. Ezgü, “Her yaşam biçimi bir kültürdür. Yörüklerin eskisi gibi bir göçü kalmadı, yerleşik yaşama zorlandı. Bir Yörük aile binlerce hayvan yetiştiriyordu, ülke ekonomisine katkı sağlıyordu. Bu insanlar mevsimlerine göre yaylaya çıkıyorlardı, guguk kuşu ötmeye başlayınca baharın geldiğini anlarlardı. Yörük göçünün başındaki kişi de kadındır, kadın olması Türklerin kadına verdiği değerin önemidir” diye konuştu.
Etkinlik, “Kültür beşiği Antalya” panelinin ardından sona erdi.
OGÜNhaber