Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, pazar günü uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının kalkması için vaka sayılarının biraz daha oturması gerektiğini söyledi. İlhan, tatilcilere de uyarı yaptı.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, kısıtlamaların vaka sayısına göre değerlendirildiğini belirtti.
İlhan, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız da söylemişti; biz yeni bir döneme girdik. Bireysel önlemler ve aşılar ile ilerleyeceğiz. Toplumsal kısıtlamayı olabildiğince az yapmaya çalışıyor Türkiye Cumhuriyeti. İyi de bir politika bu, ama bu rakamların biraz daha oturması gerekebilir. 5 binli rakamları gördük. Bu rakamlar bu şekilde devam ederse Sayın Cumhurbaşkanı'mız da 'Temmuz başına kadar' diye ifade etmişti. Belki önümüzdeki hafta değerlendirilebilir. Temmuza da 15 gün kaldığını düşünürsek, temmuz ayında daha rahat bir sosyal ortamın olabileceğini öngörebiliriz şimdiden" diye konuştu.
'3. doz aşıyı pekiştirici olarak düşünmek gerekiyor'
Prof. Dr. İlhan, üçüncü doz aşıya ilişkin olarak şöyle konuştu: "Üçüncü doz aşıyı pekiştirici olarak düşünmek gerekiyor, bağışıklığın daha uzun olmasını amaçlıyoruz. Önce nasıl sırayla başlandıysa nasıl önce sağlık çalışanları, 65 yaş üstü büyüklerimiz ile devam ettiyse aynı şekilde uygulanması düşünülebilir. Dünyada aşıda 9 aylık bir deneyim var. 'Ne zaman yapıldığında acaba aşı ne kadar çok etki yapıyor' bunun sonuçlarına göre bu ay içinde bu da belli olacaktır. Sağlık çalışanlarının aşılanması, 65 yaş üstü ile beraber ocak ayında başlamıştı, ikinci dozları şubatta yapıldı.
Hesabı yaptığımızda temmuz-ağustos aylarında 3. doz aşının da yapılmasının mümkün olacağını düşünebiliriz. Burada sıra benzer bir sıra ile gidecektir. Güz dönemi gelmeden özellikle en riskli meslek grubu olan sağlık çalışanları ve daha ileri yaştakilere yapılması ile beraber sürecin pekiştirici olacağını düşünüyorum."
Tatilcilere uyarı
Prof. Dr. İlhan, tatil sezonunun başlaması ile tatilcilere de uyarılarda bulunarak, "İki görüş ile bu konuyu değerlendirmek gerekiyor. Geçen yıl yaşadığımız bir deneyim var. Geçen yıl haziran ayından sonra açılmanın başlaması ile beraber özellikle Kurban Bayramı sonrasında memlekete, izne giden vatandaşların daha sonra büyük şehirlere dönmesi ile birlikte çok zor günler yaşadık ama bu sefer farklı bir durumdayız" dedi. İlhan, şöyle devam etti: "Hem koronavirüs ile ilgili ciddi bilgiye sahibiz hem de ciddi bir aşılanmamız var. Bu, 'Her şey rahat, gideyim tatilde kurallara uymayayım' anlamına gelmiyor. Biraz daha dikkatli olarak; ama bir parça da içimiz rahat olarak tatil yapmak mümkün elbette. Tatile gittiğimizde aşılı olsak bile açık alanlarda risk biraz daha düşük; ama çok kalabalığa karışmamaya, kapalı alanlara gittiğimizde aşılı olsak da olmasak da maske ve fiziksel mesafeye dikkat edersek daha güvenli yaz dönemi yaşayacağımıza inanıyorum."
Deniz ve havuz riskli mi?
Prof. Dr. İlhan, deniz ve havuzların tehlikeli olup olmadığına ilişkin ise "Deniz ya da havuzda yüzerken koronavirüs bulaşına bugüne kadar rastlanılmış değil ama plajda yan yana otururken ya da denizde çok yan yana duruyorsak 4-5 kişi su şakası yapıyorsak tabi ki orada risk söz konusu olabilir. Açık havada fiziksel mesafenin çok önemli olduğunun altını çizmem gerekiyor. Çok sıkış tıkış plajlara gitmekten vatandaşlar geri durmalı. Memleketlerine gidenler kurallara uydukları takdirde, düğün ve sünnet gibi etkinliklere katılmadıkları takdirde riskin düşük olduğunu söyleyebiliriz. Eğlence mekanları şu an kapalı; ama Cumhurbaşkanı'mız 'Temmuz başında' demişti, o zaman değerlendirme yapmak daha doğrusu olacaktır" diye konuştu.