Çin'de başlayıp dünyaya yayılan koronavirüs, insanlara şu kısa zamanda bir çok ders verdi.
Koronavirüs insan yaşamının pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve insanoğlunun yalan dünyada verdiği mücadelenin ne kadar boş olduğunu gösterdi. Paranın, rantın hiç bir değerinin olmadığını gördük. Doğa'dan uzaklaştığımızı, oksijen depolayacak alanlarımızın gitgide azaldığını fark ettik. Allah'ın bize bahşettiği nefesin değerini anladık. 1 saat bile içmeden duramadığımız sigara ile ölüme giden o sessiz yolu gördük. Sessiz, ama acılı...
Üstün teknoloji silahlar, tanklar, helikopterler, füze sistemleri üreten ülkelerin, sağlık sistemlerinin nasıl çöktüğünü silahın, füzenin, tankın bir an da ne kadar değersiz olduğunu gördük.
Ama gerçekten gördük mü ?
Dünyada pandemi ilan edildi hemen hemen bütün ülkeler koronavirüs ile mücadele veriyor. Avrupa ülkeleri başka olmak üzere ABD, İran, ve Asya ülkeleri çok ciddi kayıplar veriyor. Ama ülkeleri yönetenler şu durumda bile birilerini suçluyor. ''Onların yardımlarını istemiyoruz.'' ''Ona yardım etmeyeceğiz.'' ''Bu ülkenin yüzünden oldu.'' ''Hayır şu ülkenin yüzünden oldu'' gibi açıklamalar yapılıyor.
Ülkemizde durum ne ?
Koronavirüs ile mücadelede sağlık sistemine yapılan yatırımın meyvesini yiyoruz. Kalabalık ve samimi bir toplum olmamız bu süreçte bize ciddi sorunlar çıkarabilirdi. Yerinde önlemler ile bunun önüne geçilmek istendi. Önce 65 yaş üstü vatandaşlara sokağa çıkma yasağı ilan edildi daha sonra 20 yaş altına. Ve kalabalık oluşturulabilecek işletmeler, yakın temasın yoğun olduğu meslekler İçişleri Bakanlığının talimatı ile kapatıldı.
Ama yeterli miydi ?
Çok çabuk bulaşabilen koronavirüs için bu önlemler yeterli mi sorusu sorulmaya başlandı. Sokağa çıkma yasağı en azından lokal sokağa çıkma yasağı ilan edilir miydi ? Çalışmak zorunda kalan vatandaşlar için gerekli önlemler alınıyor mu ? Sağlık Bakanlığımız ve İçişleri Bakanlığımızın ''Evde Kal'' çağrısı bu süreçte çalışmak zorunda olanlar için ne kadar geçerliydi açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi esnafa can suyu olacak mıydı ?
Sokağa çıkma yasağı
İnsan yoğunluğunu azaltmadan koronavirüsten kurtulmanın zor olduğunu Avrupa ülkeleri tarafından dünya acı bir şekilde tecrübe etti. Sokağa çıkma yasağının gerekli olduğunu ve evde kalan vatandaşlara sağlık personelleri tarafından ''Evde Test Uygulaması''na gidilip virüs taşıyan kişilerin belirlenip izole edilmesi gerektiği gerçeğini yok sayamayız.
Çalışmak zorunda kalan vatandaşlar için gerekli önlemler alınıyor mu ?
Her ne kadar 65 yaş üstü ve 20 yaş altı vatandaşlarımıza sokağa çıkma yasağı getirilirse bile çalışmak zorunda ve bu yaş aralığının içinde olmayan vatandaşlarımız evlerinden ekmek parası kazanmak için her gün sokağa çıkıyor. Toplu taşıma kullanıyor. Çalışma ortamında onlar insan ile temas halinde oluyorlar.
Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi esnafa can suyu olacak mı ?
Ekonomik İstikrar Kalkanı adı altında açıklanan pakette esnafın borçlarının 2-3 ay erteleneceği ve devlet bankaları tarafından verilen düşük faizli kredi ile esnafın bu süreci hasarsız atlatacağı ön görülüyor. 2-3 ay sonra borçların tekrar ödeneceğini var sayarsak eğer bir çok esnafın bu süreç sonunda kepenk kapatacağını düşünmek çok da felaket tellallığı girmez.
Şeyh Edebali'nin; Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Gazi'ye verdiği o meşhur nasihat ''İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'' 2200 yıllık devlet geleneğimizin de bir parçasıdır.
Atalarımızın yıllar önce uyguladığı ''Önce insan politikası'' şimdilerde milletin ağzından düşürmediği sosyal devlet politikasıyla bire bir uyuşmaktadır. Yıllar önce Avrupa'da insanlar köle niyetine satılırken. Ecdadımız insana olan değerini 624 yıl sulh içinde hüküm sürerek göstermiştir. Türk beklenilendir. Türk mazluma uzanan eldir. Avrupa'ya ve diğer ülkelere giden yardımların. Mislisinin öz vatandaşlarına yapılacağının umudu içerisindeyiz.