İletişim Başkanı Altun, The Washington Times gazetesi için 'Türkiye'nin stratejisi koronavirüs (Kovid-19) salgınının seyrini değiştirdi' başlıklı bir makale kaleme aldı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, The Washington Times gazetesi için "Türkiye'nin stratejisi koronavirüs (Kovid-19) salgınının seyrini değiştirdi" başlıklı bir makale kaleme aldı.
Türk devletinin evrensel sağlık hizmetlerini tüm vatandaşlarına ücretsiz sunduğuna dikkati çeken Altun, zamanında sağlık altyapısına yapılan yatırımların karşılığını son süreçte gördüklerini belirtti.
Attıkları adımlarla salgının gidişatını tersine çevirmeyi başardıklarını, yeni vakaların artış hızının, ilk vakanın tespit edildiği mart ayı başından bu yana en düşük seviyesine gerilediğini vurgulayan Altun, hastanelerden taburcu edilenlerin sayısının, yeni vaka sayısını aştığını aktardı.
Türkiye'deki sağlık yatırımları
Bu duruma rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın krizi yönetemediğine yönelik eleştiriler yapıldığına dikkati çeken Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden birlikte somut verileri gözden geçirelim. Sağlık alanında gerçekleştirdiğimiz reformlar ve yatırımlar neticesinde daha çok insanın sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesinin yolunu açtık. Sağlık ordularına yatırım yapıp, yeni hastaneler açan Türkiye, koronavirüs pandemisinden önce bile nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu yerlerde 10 yeni hastanenin planlamasını yapmıştı. Neticede sağlık sistemimiz, başka ülkelerde olduğu gibi ezici bir baskıyla karşı karşıya kalmadı. Aynı zamanda Türkiye, test sayılarına göre dünyada ilk 5'e girdi. Test ve vaka sayılarının doğru orantılı olduğunun bilinciyle, çok test yaptığımız için enfeksiyon sayılarımızın kısa bir süreliğine yüksek seyredebileceğini kabul ettik. Ancak çok sayıda test yapmadan salgını kontrol almanın başka bir makul yolu yoktu."
Altun, salgının iş dünyasına ve hanelere etkisini azaltmak amacıyla hükümetin borç ödemelerini öteleyerek bazı vergileri düşürdüğünü, ayrıca tüm şirketler için 36 aya varan vadelerle, ödemeleri daha sonra başlayacak faizsiz kredi olanağı sağladığını ifade etti.
Bunlara ek olarak ailelere doğrudan nakit yardımı gerçekleştirdiklerini vurgulayan Altun, "İş dünyasına yönelik 100 milyar liralık bir destek paketi açıklayan hükümetimiz Türkiye Varlık Fonu'nun zor durumda kalan özel şirketleri satın almasını kolaylaştıracak bir plan üzerinde çalışıyor. Elbette bizi eleştirenler, bu gerçekleri görmek istemiyor. Aynı şekilde bizi eleştirenler, milletimize sağlık hizmetlerini ücretsiz verdiğimizi gözardı ediyor. Oysa birçok uzmana göre virüsle mücadelenin etkin biçimde sürdürülmesi için bunun yapılması gerekiyor. Ücretsiz ve evrensel sağlık sistemi olmayan ülkeler ciddi dezavantajlarla karşı karşıya kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.
İletişim Başkanı Altun, 2003'ten itibaren sağlık alanında reformlara imza atarak, bölgede ücretsiz sağlık hizmeti sunan az sayıda devletten biri haline geldiklerini vurguladı.
New England Journal of Medicine dergisinde de yer verildiği gibi, Türkiye'nin sağlık alanında büyük eşitsizlikleri ortadan kaldırarak tüm vatandaşlarını finansal risklerden koruyacak iddialı bir sağlık reformu gerçekleştirdiğinin altını çizen Altun, 10 yıl içinde sağlık hizmetlerinin evrensel hale getirilerek önemli iyileştirmeler yapıldığını aktardı.
Sosyal mesafe kurallarını ciddiye aldıklarına işaret eden Altun, tüm uluslararası uçuşları iptal ederek, iç hat uçuşlarını kısıtladıklarını, okulları, kafeleri ve restoranları kapatarak toplu ibadetleri durdurduklarını, ayrıca büyük şehirlerde haftasonları sokağa çıkma kısıtlaması uygulayarak salgını kontrol altına aldıklarını dile getirdi.
"Ülkeler arasında ayrım gözetmedik"
Türkiye'nin virüsten etkilenen ülkelerle seyahatleri kısıtlayan ve nihayet tamamen durduran ilk ülkelerden biri olduğunu anımsatan Altun, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Uçuşlar iptal edilmeden önce hemen yolcuları kontrolden geçirerek, semptom gösterenleri havalimanlarında tespit etmeye çaba gösterdik. Ülkemiz, insanları hastalıktan korumaya çalışırken hangi ülkeden geldiklerine göre bir ayrım gözetmedi. Yunanistan ile kara sınırımızda bekleyen birçok Suriyeli sığınmacıyı geri getirerek virüsün yayılmasını engelledik. Ayrıca mülteci kamplarında ve Suriye’nin kuzeyindeki yerlerinden edilmiş insanlar nezdinde gerekli önlemleri aldık. Koronavirüs salgınıyla kısıtlı kaynaklarla mücadele ederken, mücadelenin kolektif olduğunu ve hiçbir ülkenin bu süreçte yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade ettik. Bu itibarla Türkiye, aralarında İtalya, İspanya, İran, Kosova, Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya’nın olduğu birçok ülkeye yardımda bulundu."
"Kriz yönetimleri sorgulanmaya açık olmalı"
Altun, yüksek risk grubunda yer alanlara özel ihtimam gösterdiklerini, 65 yaş ve üzerindeki vatandaşların hareketliliğine kendi güvenlikleri açısından kısıtlama getirerek yerel makamların, onların ihtiyaçlarını karşılamasını sağladıklarını vurguladı.
Bu süreçte büyükler gibi gençleri de unutmadıklarını belirten Altun, şunları kaydetti:
"Hatta daha da ileri giderek, salgın döneminde sokak hayvanlarının ihtiyaçlarını bile karşıladık. Attığımız tüm adımlar, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda ve salgınla mücadelede benimsediğimiz insan odaklı ve insani yaklaşım çerçevesinde atıldı. Türkiye’nin Kovid-19 salgınıyla mücadelesinin ve bu süreci nasıl doğru şekilde yönetebildiğinin incelenmesi çok önemlidir. Avrupa ve Asya kıtaları arasında geçiş noktası olan Türkiye, virüs nedeniyle ciddi kaygı duyulan İran ile komşudur. Ayrıca İstanbul Havalimanı, dünyanın en çok trafiğe sahip meydanlarındandır. Tüm devletler, bugün ve önümüzdeki yıllar boyunca kriz yönetimleri hakkında sorgulanmaya açık olmalıdır. Bu süreçte neyin yanlış gittiğini ve gelecekte benzer salgınların nasıl önlenebileceğini düşünmeye başlamak zorundayız."