ABD'de George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi, Trump ile Twitter arasındaki gerilim ve Çin'in Hong Kong politikası Alman basınından seçtiğimiz yorum konuları.
Dw.com adlı haber sitesinde geçen habere göre; ABD’de George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi, Trump ile Twitter arasındaki gerilim ve Çin'in Hong Kong politikası Alman basınından seçtiğimiz yorum konuları. Hessische Niedersächsisische Allgemeine gazetesi ABD Başkanı Donald Trump ile Twitter arasındaki krizi şöyle yorumluyor:
"ABD'de kasım ayında yeni başkan seçilecek ve makam sahibi de seçim mücadelesi modunda. 100 binden fazla insan koronadan mı ölmüş? Çin'in kabahati! Selefi Barack Obama mı? Bir suçlu! Ve sonunda Twitter Trump’ın mektup yoluyla verilecek oyların seçim hilesine neden olacağı yönündeki tweetlerine uyarı işareti koydu. Başkanın dikkati kendi hatalarından başka yöne çevirme stratejisi güttüğü anlaşılıyor. Yine de hakikat arayan muhaliflerinin mücadelesi ümitsiz gözüküyor. Twitter'ın tweetlerine gerçeklerle karşılaştırma uyarısı koyması, Trump'ın taraftarları açısından büyük bir değişiklik yaratmayacak. Zira söz konusu medya da onun dostu değil düşmanı."
ABD'nin Minneapolis kentinde beyaz bir polis memurunun George Floyd adlı siyah vatandaşı öldürmesi sonrası protestolar sürüyor. Mitteldeutsche Zeitung'un konuyla ilgili yorumu şöyle:
"Vatandaşlık hareketi gerçi ayrımcı yasalara karşı sahaya çıktı ve eğitim, seçimler ve mülkiyet hakkı konusunda sık sık da başarı kaydetti. Ancak siyah başkan Barack Obama'nın iki görev dönemi sırasında dahi ırkçılığı günlük yaşamdan söküp atmak mümkün olmadı. Koyu renkli insanların sistematik olarak dezavantajlı konumda olması hayatın tüm alanlarına yayılıyor: Acı sona dair istatistikler hep bunu kanıtlıyor. Aynı şekilde ülkedeki refah düzeyine, eğitime, cezaevlerinde bulunma ya da hayat beklentisine dair istatistikler de..."
Hannoversche Allgemeine Zeitung da koronavirüs salgınının en çok can aldığı ABD’de ölümün de adil dağılmadığı yorumunu yapıyor:
"Korona salgını Amerika'da hayatta kalma şansının ne kadar eşitsiz dağıtıldığını ortaya koyuyor. COVID-19'dan hayatını kaybedenlerin sayısı resmi olarak 100 bini geçti. Ölenlerin yaklaşık dörtte biri Afroamerikan, her ne kadar toplumun yüzde 13'ünü oluşturuyor olsalar da. Sık sık virüsün ayrıcalıklara bakmaksızın herkesi eşit şekilde vurduğu söyleniyor. Ancak bu doğru değil. Her ne kadar herkes virüse yakalanabiliyor olsa da beyaz ve refah düzeyi yüksek olmak hayatta kalma şansını yükseltiyor."
Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme gazetesi Çin'in parlamentoda kabul ettiği yeni ulusal güvenlik yasasını sayfalarına taşıyor.
"Çin'in kabul ettiği yeni güvenlik yasası sadece kaybedenleri ön plana çıkartacak. En başta da 2047 yılına kadar güvence altına alınmış özgürlüklerin bir kısmının kaybedilme tehlikesinin bulunduğu Hong Kong var. Merkezi hükümetle protesto hareketi arasında yeni bir çatışma da programlanmış durumda. Ancak Hong Kong açısından ekonomik bir zarar da oluşacağı öngörülebilir. Özel idare bölgesinin bir finans merkezi olarak önemi kaybolabilir. Çin yasa ile eski Britanya kolonisini bütünüyle kendisine katma hedefine biraz daha yaklaşmış oldu. Ülkenin bir anlaşmayı ihlal etmesi halk cumhuriyetinin uluslararası itibarına zarar veriyor. Batı dünyası öfkeleniyor ama pek bir değişiklik de yaratamıyor. ABD yaptırımlarla Çin ile yeni bir soğuk savaşı zorluyor. Almanya ise Çin ile ticarete çok fazla bağımlı. Pekin nihayetinde Hong Kong'daki demokrasiyi gömecek."