Dünyada yeni tip koronavirüs salgınından en fazla etkilenen ülke ABD'de, 2020 virüsün gölgesinde geçti.

2020'de ABD'nin gündemine Kovid-19 salgını damga vurdu

ABD’de yıl boyu süren çeşitli siyasi çalkantılara, 3 Kasım'daki başkanlık seçimlerine ve siyahi George Floyd'un ölümünün ardından patlak veren ırkçılık tartışmalarına rağmen 2020’de ülkenin ana gündemini, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını belirledi.

Salgınla ilgili verileri derleyen Worldometers’a göre, toplam 20 milyona yakın Kovid-19 vakası ve virüs nedenli 340 binden fazla can kaybı ile ABD, "dünyada pandeminin en fazla etkilediği ülkeler listesinde ilk sırada" yer aldı.

Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan ABD'nin nasıl Kovid-19 salgınının merkez üssü haline geldiğine ve bunun hem sağlık sistemine hem de ekonomik yansımalarına ilişkin tartışmalar aylarca sürdü.

İlk Kovid-19 vakası 21 Ocak’ta Washington'da çıktı
Kovid-19 virüsü ABD’de ilk kez 21 Ocak’ta görülürken, Washington eyaletinde yaşayan ve Vuhan kentinden dönüşünde testi pozitif çıkan Amerikalı, ülkedeki ilk vaka oldu.

ABD Başkanı Donald Trump, 22 Ocak’taki basın toplantısında, ilk kez Kovid-19 virüsü hakkında bir değerlendirme yapıp, "Her şey kontrolümüz altında. Çin’den gelen sadece 1 kişi virüse yakalandı. Her şey iyi olacak." ifadesini kullanmıştı.

Çin ise 23 Ocak’ta, Kovid-19 vaka ve ölü sayısının artmasıyla yaklaşık 18 milyon kişinin yaşadığı Vuhan ve çevresini sıkı tedbirlerle karantinaya aldı.

Ocak sonuna gelindiğinde dünya genelinde ölü sayısı 200’ü, vaka sayısı da 9 bin 800’ü geçti. DSÖ, toplum sağlığı konusunda Kovid-19 için "küresel acil durum" ilan etti.

ABD, 2 Şubat’ta Çin’in Hubei bölgesinden yapılan seyahatlere sınırlama getirdi, yabancı ülke vatandaşlarının ülkeye girişini reddederken, ülkeye dönen ABD vatandaşlarına da 2 hafta evde karantina şartı getirdi.

3 Şubat’ta da Trump yönetimi, salgın nedeniyle "halk sağlığı acil durum" ilan etti. Kovid-19 salgınıyla mücadele için "Koronavirüs Görev Gücü" oluşturuldu.

Ancak Trump’ın 10 Şubat'ta Fox News'e verdiği mülakattaki, "Nisanda havaların ısınmasıyla virüs mucizevi şekilde yok olacak." şeklindeki sözleri, kamuoyunda uzun süre konuşuldu.

İlk Kovid-19 bağlantılı ölüm şubat sonunda görüldü
29 Şubat’ta ABD'nin Washington eyaletindeki Evergreen Sağlık Merkezi'nde ilk Kovid-19 kaynaklı ölüm gerçekleşti.

6 Mart’ta California'da 3 bin 500 kişiyi taşıyan Kruz gemisinde 21 yolcunun Kovid-19 testinin pozitif çıkması, ülkedeki salgın endişesini yeni bir boyuta taşıdı. Gemi, günlerce California açıklarında tutularak limana yaklaştırılmadı.

11 Mart’ta DSÖ, salgını küresel ölçekte "pandemi" olarak ilan etti. Trump da 13 Mart'ta ülkede "ulusal düzeyde acil durum" ilan ederek, virüsün yayılmasını engellemek için federal kaynakları harekete geçirdi, aynı gün İngiltere ve İrlanda dışında 26 Avrupa ülkesine "seyahat yasağı" getirdi.

ABD’de günlük verileri takip eden Kovid İzleme Projesi (Covid Tracking Project) verilerine göre, tarihler 16 Mart’ı gösterdiğinde ABD’de Kovid bağlantılı toplam can kaybı 100’ü geçti, vaka sayısı ise 7 bin 400’e yaklaştı.

ABD’deki salgının çıkış noktası olan California, 19 Mart’ta temel hizmetler dışındaki vatandaşlara yönelik "evde kal" emriyle ülkede ekonomisini kapatan ilk eyalet oldu.

New York, ABD’nin "Vuhan"ı haline geldi
New York’ta ilk Kovid-19 vakası, 1 Mart’ta Manhattan’da yaşayan sağlık çalışanı bir kadında çıktı. 25 Şubat’ta ziyaret ettiği İran’dan döndükten 5 gün sonra testi pozitif çıkan kadın, evinde karantinaya alındı.

4 Mart’ta vaka sayısı 11’e, 7 Mart'ta 89’a çıkınca New York Valisi Andrew Cuomo "acil durum" ilan etti.

Vaka sayıları hızla artarken, New York Belediyesi hastaların toplu taşımadan uzak kalması, insanların da mümkünse kalabalıklara karışmaması yönünde uyarılar yapmak zorunda kaldı.

İnsanlar salgın korkusunun sebep olduğu panikle alışveriş yerlerine akın ettiği, başta tuvalet kağıdı olmak üzere su ve gıda stoku için birbirlerini ezdiği görüldü, marketlerde raflar boşaldı. Yüz maskesi ve hijyen malzemeleri kısa sürede tükendi.

Bir hafta içinde New York’ta okullar kapatılarak internet üzerinden eğitime geçildi, Broadway gösterileri, müzikaller, spor müsabakaları iptal edildi veya ertelendi, müzeler kapatıldı.

New York’ta gözde mekanlar, "seyyar hastaneye" dönüştürüldü
Mart ortasına gelindiğinde New York’ta hastaneler dolmaya başladı. Beyaz Saray, donanmaya bağlı 1000 yataklı USNS Comfort Hastane Gemisini yardım için New York’a göndereceğini duyurdu.

İlk ölümün üzerinden 10 gün geçmeden 23 Mart’a gelindiğinde, 125’i New York şehri içinde olmak üzere, eyalet genelinde ölü sayısı 157’ye, vaka sayısı da 21 bine ulaştı.

27 Mart tarihi ise ABD açısından dönüm noktası oldu, yeni tip koronavirüs salgınında ABD, Çin ve İtalya'yı geride bırakarak "dünya sıralamasında ilk sıraya" yerleşti.

Aynı tarihte ABD Senatosu, hastanelere, küçük iş yerlerine, yerel ve eyalet hükümetlerine yönelik 2 trilyon dolarlık Kovid-19 yardım paketini geçirdi, ertesi gün de Temsilciler Meclisinde onaylanarak Trump tarafından imzalandı ve yürürlüğe girdi.

Mart sonunda New York’un en prestijli uluslararası fuar alanı Javit Kongre Merkezi, Kovid-19’la mücadele kapsamında askerler tarafından hastaneye çevrildi ve Central Park’a çadır hastaneler kuruldu.

Sokakların boşalmasıyla "hayalet şehre" dönüşen Manhattan’da dünyaca ünlü markaların olası yağmaya karşı mağaza vitrinlerini boşalttığı, bazılarının da vitrinlerini tahta plaka ve kalaslarla korumaya aldığı görüldü.

Nisan "sancılı" geçti
Nisan, Kovid-19 salgının en zor geçtiği ay oldu. 1 Nisan itibarıyla ABD’de ölü sayısı 5 bin 336 olurken, vaka sayısı 223 bini geçti.

Salgının merkez üssü haline gelen New York’ta vaka sayısı 83 bin 712, ölü sayısı da 1941'e ulaşırken, 2 gün sonra ise vaka sayısı 100 bini aşarken, ölü sayısı da 3 bine yaklaştı.

Ölü sayısındaki beklenmedik artışlar nedeniyle New York’ta hastanelerin morgları yetmemeye başladı, belediye hastanelere 80 soğutucu mobil morg tırı gönderdi.

Trump, Çin ile DSÖ'yü suçladı
Trump, salgının ilk günlerinde "iyi iş çıkarıyorlar" diye övdüğü Çin ve DSÖ'ye, virüsün ABD'de ciddi şekilde yayılmasının ardından savaş açtı.

"Çin'in oyuncağı" olarak nitelediği DSÖ'yü asıl görevini yerine getirmemekle suçlayan Trump, 14 Nisan'da bu kuruluşa ABD'nin sağladığı fonları askıya aldı.

Trump, 27 Nisan'da Beyaz Saray'da yaptığı basın toplantısında, salgına ilişkin ABD'nin Çin'den tazminat talep edebileceğini kaydetti.

Trump, "salgını önleme" ile "ekonomiyi canlandırma" arasında kaldı
Başkan Trump, salgınla mücadelesini övse de birçok uzman ve analist, ülkede ilk vakanın görüldüğü 21 Ocak'tan yönetimin "ulusal acil durum" ilan ettiği 13 Mart'a kadarki süreçte, gerek test yetersizliği gerekse de gerekli tedbirlerin zamanlıca alınmaması nedeniyle salgının ciddi yayılma alanı bulduğunu savundu.

Kovid-19 salgını, 3 Kasım'da yapılan başkanlık seçim yılında, Trump'ın elindeki en önemli "silah" olan ekonomiyi de olumsuz etkiledi.

Perakende devlerinin bile iflas ettiği, işsizlik rakamlarının rekor kırdığı ülkede, Trump, "salgını kontrol altına alma" ile "ekonomiyi hızlıca normale döndürme" arasında sıkıştı kaldı.

10 Nisan’da ülkedeki toplam vaka sayısı yarım milyon eşiğini aştı. 15 Nisan’da Kovid-19 nedeniyle bir günde 2 bin 752 kişi hayatını kaybederek "salgın boyunca kaydedilen en yüksek günlük rakam" olarak kayıtlara geçti.

25 Nisan’da ABD’de toplam can kaybı 50 bini aşarken, 3 gün sonra da vaka sayısı 1 milyonu geçti. Nisan sonu itibarıyla da salgında ekonominin kapanmasıyla 25,5 milyon Amerikalı işsizlik başvurusunda bulundu.

Salgına karşı aşı çalışmaları
İlaç firmaları da aşı geliştirme faaliyetlerine hız verdi. ABD, 21 Mayıs’ta Kovid-19 aşısı üzerine çalışan AstraZeneca firması ile 300 milyon doz aşı için 1,2 milyar dolarlık ön anlaşma yaptı.

ABD Hastalık Koruma ve Önleme Merkezi (CDC), 28 Mayıs’ta ABD’de can kayıplarının 100 bin eşiğini geçtiğini açıkladı, virüse karşı yerel ve federal düzeyde sıkı tedbirlerin uygulanmasına devam çağrısı yaptı.

10 Haziran’a gelindiğinde ABD’de Kovid-19 vaka sayısı 2 milyona ulaştı. Özellikle ülkenin güney eyaletlerinde görülen vaka artışı nedeniyle Teksas ve Florida, ekonomik açılmayı durdurdu.

2 Temmuz’da günlük vaka artışı 50 bin ile salgının başladığı günden bu yana en yüksek seviyesini gördü. 7 Temmuz’da ABD’de vaka sayısı 3 milyona ulaştı.

ABD biyoteknoloji firması Moderna, 14 Temmuz’da geliştirdiği Kovid-19 aşısının küçük gruplar üzerinde yaptığı ilk denemelerde başarılı sonuçlar aldığını duyurdu.

22 Temmuz’da ABD, geliştirdikleri aşının 3 faz klinik deneyleri devam eden Alman BioNTech ve Amerikan Pfizer ile 100 milyon doz aşı alımı için ön anlaşma yaptı. Bu tarihten 5 gün sonra da Moderna, Kovid-19 aşısı 3. faz denemelerine başladığını duyurdu.

9 Ağustos’a gelindiğinde, ABD’de Kovid-19 vakası sayısı 5 milyon eşiğini geçti.

Trump yönetimi, 11 Ağustos’ta Moderna ile 1,5 milyar karşılığında 3. faz klinik deneyleri devam eden 100 milyon doz aşı alımı ön anlaşması yaptı.

ABD kozmetik ve ilaç firması Johnson & Johnson, 21 Eylül’de 60 bin hasta üzerinde denenmek üzere Kovid-19 aşısında 3. faz klinik denemelerine geçtiğini açıkladı.

Trump ve eşi Melania, Kovid-19’a yakalandı
26 Eylül’de Beyaz Saray bahçesinde yargıç Amy Coney Barett’in Yüksek Mahkeme adaylığı için düzenlenen, üst düzey katılımcılar arasında sosyal mesafenin gözetilmediği ve maske kullanılmadığı tören, virüse Beyaz Saray'ın kapılarını açtı.

2 Ekim’de, Trump ve eşi Melania'nın Kovid-19 testlerinin pozitif çıktığı açıklandı. Trump, Walter Reed Ulusal Askeri Hastanesine kaldırıldı. Hastanede, remdesivir ve dexamethasone karışımı ilaç ile tedavi edilen Trump, 5 Ekim’de taburcu edildi.

8 Ekim’e gelindiğinde Beyaz Saray Rose Garden’da törene katılan Trump'ın ekibindeki üst düzey çalışanlarında, Kovid-19’a yakalanan kişi sayısı 34’e ulaştı.

Kasıma gelinirken Kovid-19 salgını, 59. Başkanlık seçimleri nedeniyle ikinci planda kalsa da ana gündemin belirleyicisi olmaya devam etti.

Salgın nedeniyle eyaletlerin izin verdiği ülkede, "postayla oy kullanma" yöntemi seçimlere katılımı rekor seviyede artırırken, Trump yönetimi için de hala devam eden "seçimlerde usulsüzlük" iddialarının temelini oluşturdu.

5 Kasım’da ülkede günlük vaka sayısı ilk kez 100 binin üzerine çıktı. 9 Kasım'da ABD’de toplam vaka sayısı 10 milyonu buldu.

ABD ilaç firması Moderna, 16 Kasım’da yaptığı açıklamada, mRNA yöntemli ilk kez geliştirdiği Kovid-19 aşısının yüzde 94,5 oranında başarılı olduğunu duyurdu. 2 gün sonra BioNTech-Pfizer ortaklığında 44 bin kişi üzerinde klinik deneyleri tamamlanan Kovid-19 aşısının yüzde 95 etkili olduğu bildirildi.

FDA’ya acil kullanım onayı için başvuran BioNTech-Pfizer aşısı 10 Aralık’ta, Moderna’nın aşısı da 17 Aralık'ta bağımsız uzmanlar konseyinden "olur" aldı ve sağlık çalışanları ile bakım evlerindeki yaşlı nüfusa öncelikle uygulanmak üzere ülkede dağıtımına başlandı.

ABD’de aile ve akrabaların bir araya geldiği en önemli tatil olan "Şükran günü" kutlamaları, yetkililerin ısrarlı "seyahat etmeyin" uyarılarına rağmen salgının ülke genelinde tekrar hızla yayıldığı yeni bir dönem oldu.

8 Aralık’a gelindiğinde ABD’de toplam vaka sayısı 15 milyonu geçti. 14 Aralık’ta da ülkedeki toplam ölü sayısı 300 bin rakamını aştı. Haftalık ortalamaya göre, günlük ölümler 2 bin 400 civarında seyretmeye başladı.

2020'nin son haftasına ulaşıldığında ülkedeki vaka sayısı 19 milyonu, ölü sayısı ise 340 bini aşarken, yetkililer "ocakta rakamların tavan yapabileceği" uyarısında bulunuyor.
OGÜNhaber