Hatay’ın Karsu köyünden 1970’de Hollanda’ya göç eden Türk bir ailenin 1990 doğumlu kızı Karsu Dönmez.
Daha 7 yaşında, gurbetçi olan ailesinin araba almak için biriktirdikleri para ile karsu’ya piyano almaları ile Karsu ilk piyanosuna kavuştuğunda, hemen piyano dersleri almaya başlar. Annesi ve babasının Türk olması ve geleneksel Türk müziğine olan merakı onun da geleneksel Anadolu müziğine yönelmesini ve daha sonra doğu ve batı formlarını bir araya getirmesini sağlıyor.
Modern caz şarkıları yanı sıra Chopin, Mozart, Bach ve Beethoven gibi dehaların klasik parçalarını çalmaya başlaması da uzun sürmüyor. Şarkı söylemeye ise bir okul yarışmasında tesadüf eseri başlamış. Karsu gibi bir genç kız için çok ayırt edici bir sese sahip olduğu burada ortaya çıkmış: o olgun ve ilham verici güçlü sese. Profesyonel müzik yaşamı ise 14 yaşında Amsterdam’da babasının Kilim adlı restoranında garsonluk yaparken sahne almasıyla başlıyor. Bu sayede daha fazla insan onun sıra dışı yeteneğini fark ediyor.
Karsu, 17 yaşında The Netherlands American Community Trust Foundation kurumu tarafından New York, Carnegie Hall’da konser vermek üzere seçilen genç sanatçılar arasına giriyor. Hollanda basının yoğun ilgisi ile birlikte çeşitli ülkelerden teklifler geliyor Karsu’ya: Endonezya, Almanya, Belçika, Surinam, İngiltere ve Türkiye’de çeşitli konserler vererek bazı televizyon programlarına katılıyor. 2008 yılında ilk kez kendi orkestrasını kurup Muziekgebouw ann IJ, Turkey Now Festivalinde Amsterdam belediye başkanı ve Türkiye Büyükelçisi gibi konukların da katıldığı önemli bir konser veriyor. Bu konserde 750 kişilik salonun biletlerinin zamanından çok erken bitmesi ve gösterilen talebin çokluğu göz önünde bulundurularak; ünlü Paradiso Pop salonunda ekstra bir dinleti daha düzenleniyor. Bu konserler Türkiye Büyükelçiliği’nin de dikkatini çekiyor ve elçilikte birçok büyükelçinin davet edildiği özel bir dinleti yapılıyor. Bunun yanı sıra Concertgebouw Amsterdam, Melkweg, Heineken Music Hall, Rotterdam De Doelen konser salonlarında da konserler veriyor.
Türkiye ilk defa onu Güneri Civaoğlu’nun Şeffaf Oda programındaki performanslarıyla tanıdı. Ve sürekli olarak Türkiye’deki caz festivallerinin daimi konuğu oldu. 2010 yılında Paramaribo başkentinde yerli müzisyenlerle konserler verdi. Mercan Dede ve Elif Şafak’la Almanya, Belçika ve İngiltere’de sahneler aldı. İngiltere-Oxford’ta TED Global Kongreleri çerçevesinde yer aldı. Türkiye’deki ilk konserini; Hollanda elçisinin daveti üzerine İstanbul Kültür Başkenti çerçevesinde; Taksim meydanı, Caddebostan’da ve İKSV’nin hazırladığı özel gecede verdi. 2012 yılında Hollanda Türkiye 400 yıllık diplomatik ilişkileri kutlama çerçevesinde hem Hollanda hem Türkiye’de konserler verdi. Hollanda’nın Norah Jones’u olarak lanse edilen Karsu Dönmez, Azize Mustafa Zadeh gibi sanatçılarla karşılaştırılmaktadır.
16 yaşında Long İsland Müzik Üniversitesi’nden kazandığındu burs ile gittiği Amerika’da New Orleans’taki underground caz kulüplerinin de müdavimi olan Karsu Dönmez, sabahlara kadar süren dinletilerde siyahi sanatçıların icra ettiği müziğin gerçek müzik olduğunu düşünüyordu.
Konserlerinde Karsu’yu dinleyenler çok zengin bir müzikal seçkiye de tanık oluyorlar. Modern batı müziği ile başladığı bir eserin sonuna bir Karadeniz ezgisi ekleyebiliyor, oradan Latin müziğine de bir selam vererek Salsa’ya geçip yoluna blues, funk, reggea ile devam edebiliyor.
Hollandalı yönetmen Mercedes Stalenhoef tarafından çekilen “Karsu” adlı belgeselde yaşamı konu edilen Karsu Dönmez, caz, blues, funk ve etnik müziklere dayandırdığı ve seslendirdiği eserlerin büyük bölümünü kendisi bestelemekle kalmayıp orkestrasyonları da kendisi yazmaktadır. İlk albüm çalışması, konser performansından oluşturulan ve Sony Music tarafından yayımlanan, Live ann’t IJ’dir. 2012’de piyasaya çıkan yeni albümü ise Cenfession adını taşıyor.
Karsu Dönmez 7 Mart 2015 İstanbul konseri için gün sayıyor.