Günümüzdeki neredeyse bütün âlimler tarafından gerçekten yaşadığı düşünülen İsa'nın varlığının araştırılması için tarihçiler Sinoptik İnciller'i (Matta, Markos ve Luka) en iyi kaynaklar olarak gösterir. Çoğu araştırmacı İsa'nın Celileli Yahudi bir haham olduğu ve kelamını sözel olarak iletip Vaftizci Yahya tarafından vaftiz edildiği ve Roma valisi Pontius Pilatus'un emriyle çarmıha gerildiği konusunda hemfikirdir.
Bugün genel olarak kabul edilen görüşe göre İsa Yahudiliğin düzelmesi için çaba harcayan kıyametçi bir vaizse de kimi önemli araştırmacıya göre kıyametçiliği tartışma konusudur. Hristiyanlar, ölümünün hemen ardından İsa'nın dirildiğine ve kurduğu topluluğun Hristiyan kilisesine dönüştüğüne inanır. Bugün dünyanın çoğu ülkesinde kullanılan miladi takvimdeki milat İsa'nın doğduğu kabûl edilen târihtir.
Hristiyanlara göre İsa'nın "dünyada kendine özgü bir önem"i vardır. Hristiyan doktrinlerine göre İsa Kutsal Ruh tarafınfan Meryem adında bir bakireden dünyaya gelmiş, birçok mucize gerçekleştirmiş, Hristiyan Kilisesi'ni kurmuş, kefaret için kurban edilerek çarmıha gerilerek ölmüş, tekrar dirilmiş ve tekrar geleceği tarihe kadar Cennet'e yükselmiştir. Çoğu Hristiyana göre İsa insanları Tanrı'ya yaklaştırmış ve Mahşer Günü dirilerek insanları bedensel dirilişlerinden önce ya da sonra yargılayacaktır. Kimilerine göre ise İsa'nın kurtarıcı rolü öteki dünyadan çok varoluşçu ya da toplumsal bir kimliktir; ve bazı kayda değer araştırmacılar İsa'nın evrensel uzlaşıyı getireceğini savunur. Çoğu Hristiyan İsa'ya Kutsal Ruh'un insana dönüşmüş hali ve Kutsal Teslis'teki üç tanrısal ilkenin ikincisi olarak inanırken az sayıdaki bazı gruplar teslis inancını kısmen ya da tamamen reddeder.
İslam inancına göreyse İsa Tanrı'nın görevlendirdiği ulu'l azm peygamberlerdendir ve Mesih olması cihetiyle Muhammed'den sonraki en önemli ikinci peygamberdir. Müslümanlara göre İsa bakire bir anadan doğmuş ve kendisine bir kutsal kitap indirilmişse de Tanrı'nın Oğlu değildir. Kuran'a göre İsa çarmıha gerilmemiş ancak Tanrı tarafından fiziksel olarak göğe yükseltilmiştir. Yahudilik ise İsa'nın beklenen Mesih olduğu inancını reddeder ve İsa'nın Tanah'ta belirtilen Mesih kehanetlerini karşılamadığını savunur.
ETİMOLOJİ
Türkçede kullanılan İsa adı Arapça olup Kur'an kökenlidir. İsa isminin kökeni Aramice Yeşua sözcüğüne dayanır. Yahudi toplumlarında oldukça yaygın olan bu ad "kurtuluş Yehova'dadır" anlamına gelir. Batılı dillerde kullanılan Christ, Christus, Cristo vb. unvanları, İbranice 'kutsal yağ ile ovulmuş, kutsanmış' anlamına gelen Mesih kelimesinin Yunanca karşılığı olan Hristos kelimesinden türemiştir. Hristiyan kaynaklarında ve yer yer Kur'an'da ismi İsa Mesih olarak geçer.
YAŞAMI VE SOYU
Bazı araştırmacılara göre İsa, Roma İmparatoru Augustus zamanında, o dönemde Roma İmparatorluğu'na bağlı olan Beytüllahim'de MÖ 4'te dünyaya gelmiştir. Kendisinin, soyunun ve müritlerinin Aramice konuştuğu, bunun yanında İbranice ve Yunancayı da anladığı ifade edilir. Bazı kaynaklara göre Beytüllahim yer adı değil, İsa'nın doğumu sırasında gökyüzünde görülen çok parlak yıldız gibi bir nesnedir. Bu iddiaya göre Beytüllahim tabiri İsa'nın nerede değil, ne zaman doğduğunu göstermektedir.
Doğum ve ölüm tarihleri ile ilgili olarak kimi tarihçiler ve araştırmacılar farklı görüşler belirtirler. Memleketine atfen Nasıralı İsa olarak da bilinir. Yahudi toplumu içinde doğup büyüyen İsa'nın yaşadığı dönemde Yahudilerin geleneksel olarak babalarının ismiyle anılması sebebi ile İsa yaşamı süresince Yusuf'un oğlu İsa olarak bilinmiştir
İsa ve annesi Meryem tasviri
Kitab-ı Mukaddes konusunda araştırma yapan Hristiyan tarihçi ve teorisyenlerin çoğu, İsa'nın Celileli bir öğretmen ve marangoz olduğu, şifa dağıttığı, Yahya peygamber tarafından vaftiz edildiği, "halkı isyana teşvik etmek" suçuyla, Yahudi din adamlarının tahriklerine kanan Roma İmparatorluğu'nun Yahudiye eyaletinin valisi Pontius Pilatus'un emri ile Kudüs'te çarmıha gerildiği konusunda hemfikirdir.
Teolojide kullanılan, İsa'nın yaşamına dair ana kaynaklar Yeni Ahit'teki dört kanonik incildir (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna). Genel kabule göre bunlar İsa'nın ölümünden 60-70 yıl sonra, I. yüzyılda yazılmışlardır.
İbrahim oğlu İshak'ın soyundan geldiğine inanılır. Tanrı tarafından babasız doğduğuna inanıldığı için soyu üvey babası Yusuf'a göre tayin edilir. Dini anlatılara göre annesi Meryem, Levioğulları soyundan geliyordu. Yeni Ahit, Meryem'in kocası ve İsa'nın kanuni babası olarak andığı marangoz Yusuf'un Davud'a kadar çıkan soyağacını verir. Hristiyanlıkta, Eski Ahit'te yer yer İsa'nın ima edildiği düşünülen (beklenen Mesih) inanışı vardır.
YAŞADIĞI DÖNEM HAKKINDAKİ İHTİLAFLAR
Hristiyan kaynakları, İsa'nın miladi birinci asrın başları civarında doğduğunu savunmakla birlikte, ne zaman dünyaya geldiği konusunda herkesin kabul ettiği ortak bir tarih belirlenemedi. Hristiyan kaynaklarında yaşanan ihtilafa nisbetle, Yahudilerin ve Müslümanların kaynaklarında, İsa'nın yaşadığı dönemle ilgili birbirinden birkaç asır fark gösteren rivayetler vardır.
İsa'nın Yahudi toplumlarındaki hayat öyküsü Toledot Yeşu'nun bir versiyonunda İsa’nın MÖ 90 civarında yaşadığı anlatılır.
Taberi'nin rivâyetlerinde, onun zamânında yaşayan Farslar, Makedonyalı İskender’in Babil’i ele geçirmesinin altmış beşinci senesinde (yaklaşık MÖ 266) İsa’nın doğduğunu; aynı dönemde yaşayan Hristiyanlar, İskender’in Babil’i fethinin üç yüz üç sene sonrasında (y. MÖ 28) İsa’nın doğduğunu, onun muasırı olan Zerdüştler ise Makedonyalı İskender’in hakimiyetiyle İsa'nın doğumu arasında ellibir sene geçtiğini savunuyordu (en geç MÖ 272) Ahmed Sirhindî de mektuplarından ikisinde, onun Eflâtun (MÖ y. 427-347) zamanında yaşadığını ve tebliğinin Eflatun'a ulaştığını dile getirir. Taberî'nin Milletler ve Hükümdarlar Tarihi’nde Meryem oğlu İsa ile ilgili, Hristiyan kaynaklarına dayanmayan şecere rivâyetleri, İsa'nın tebliğ dönemini Ahameniş Pers İmparatorluğu dönemine yerleştirmektedir.
İsa'nın yaşadığı devirle ilgili bu kadar farklı iddiaların olmasının en önemli sebebi, onun ne zaman yaşadığını ispatlayacak güçlü bir kanıtın yokluğudur. Tarihsel kanıtların yokluğu, İsa'nın hiç yaşamadığı ve mitolojilerdeki tanrılar gibi bir tanrı inancının unsuru olduğu teorisinin yükselmesine yol açtı.
MESİH EFSÂNESİ TEORİSİ
Bazı tarihçi ve araştırmacılar, İsa'nın gerçek bir şahsiyet olduğu konusunda şüphecidirler. Adının Yeni Ahit kaynaklı dini metinlerde sıkça geçmesine rağmen tarihi belgelerde kendisinden bahsedilmemesi, kendisi hakkındaki bazı anlatıların daha önceki efsanelerde de aynen yer alması gibi sebeplerle onun mitolojik bir karakter olabileceğini düşünmektedirler. Bu görüşte olan araştırmacıların İsa hakkındaki teorilerine genel olarak Mesih Efsânesi teorisi denilmektedir. Bu teoriyi savunanların hemfikir oldukları noktalar şöyle sıralanabilir: İsa'dan bahseden ve miladi birinci asra ait birincil derecede kaynağın olmaması ve Hristiyanlıktaki ibadetlerin, kendisinden önce ortaya çıkmış putperest dinlerde köklerinin olması.
YAHUDİLİKTE İSA
Yahudiler, İsa'nın mesihliğini, peygamberliğini ya da Tanrı'nın oğlu veya enkarnasyonu olduğunu tanımaz..İbn-i Meymun, Nasıralı İsa'nın ve Muhammed'in mevcudiyetlerinin hikmetinin, beklenen Yahudi Mesihi'nin gelişine dünyâyı hazırlamak olduğunu savunur
Miladi takvimi ret
Miladî takvim, İsa'ya göre düzenlenmiştir. Milat, Roma imparatoru Ogüst'ün imparatorluğunun 28. yılıdır. Bu sene, Hristiyan geleneğinde İsa'nın doğum yılı olarak kabûl edilir. Bu yıl, zaman çizelgesinde başlangıç noktasını temsil eder. Milattan Önce (MÖ) ile İsa'dan Önce (İÖ) ve Milattan Sonra (MS) ile İsa'dan Sonra (İS) aynı anlamda kullanılır. "Milattan Sonra" anlamında kullanılan AD (Anno Domini) ise Latince "Rabbin yılı" anlamına gelir.
19. asrın ortalarından itibaren Yahudi akademisyenlerin öncülüğünde, Before Christ (Mesih'ten Önce) ve Anno Domini isimlendirmelerinin terk edilmesi gerektiği yönünde bir gelenek başlatıldı. Bunun yerine CE (İng. Common Era; Tr. Ortak Zaman) ve BCE (İng. Before Common Era, Tr. Ortak Zamandan Önce) tabirleri kullanılmaya başlandı. Bu gelenek, bilimsel çevreler tarafından benimsendi ve yaygın kabul gördü, çünkü, Ortak Zaman ve Ortak Zamandan Önce adlandırmalarında, Anno Domini (Rabbin Yılı) ve Before Christ (Mesih'ten Önce) gibi, Hristiyanlığın miladi takvimdeki belirleyiciliğinin baskınlığının hissedildiği anlamlar öne çıkmıyordu.
HRİSTİYANLIKTA İSA
Hristiyan inancında İsa Tanrı'nın Oğlu ve bizzat Tanrı'nın kendisidir. O, Baba (Tanrı) ile insanlar arasında aracı, Tanrı'nın sözlerinin beden bulmuş biçimi, beklenen mesih, kurtarıcı, rab, Tanrı ile aynı "öz"den olan, güçlü Tanrı, tek insan, dünyanın tek kralı, Kutsal Üçlü Birlik'teki kişilerden "oğul"dur. İsa için kullanılan "oğul" ifadesi biyolojik bir anlam içermemektedir, Tanrı'nın babalığı ruhanî bir babalıktır. Hristiyanlık inancına göre İsa, insanların günahlarının bağışlanması için çarmıhta bedenen can vermiştir.
İsa'nın tanrısal ve insani özellikleri farklı mezheplerce farklı yorumlanır. Hristiyanlığın monofizit görüşüne göre insani tabiatı ile tanrısal tabiatı, tanrısal özü altında erimiş ve ayrılmaz, bölünmez tek bir tabiat meydana gelmiştir. Çarmıhta sadece insanı tabiatı acı çekmiştir. Tanrısal tabiatı acı çekmemiştir.
Diofizit görüşe göre ise insani ve tanrısal olmak üzere birbirinden bağımsız iki tabiatı vardır. Çarmıha gerildiğinde tanrısal tabiatı bedeninden ayrılmış, sadece insani tabiat acı çekmiştir. Meryem, insan olan İsa'nın annesidir, dolayısıyla da ona Theotokos, yani Tanrı anası denemez.
Ortodoks, Katolik ve Protestanlara göre İsa'nın insani ve tanrısal iki tabiatı olup bunlar asla birleşmezler, karışmazlar ve ayrılmazlar.
İslam'da İsa
Kur'an'da İsa'dan, İsa'nın annesi ve Harun'un kız kardeşi olarak Meryem'den, Meryem'in annesinden, Meryem'in babası olarak İmran'dan bahsedilir.
İslam'da İsa saygı duyulan bir peygamberdir. Kur'an'da İsa'nın biyolojik bir babası olmadan, Allah'ın emri ile mucizevî şekilde doğduğu belirtilir ve sık sık "Meryem oğlu İsa" şeklinde anılır.
"Allah nezdinde İsa'nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona "Ol!" dedi ve oluverdi."
Kur'an'da Meryem'in annesinin Meryem'i doğurması anlatılır. İsa'nın daha beşikte iken konuştuğu ve babasının olmadığı, İsa'nın yaratılmasının Adem'in yaratılması gibi yoktan olduğu, onu asanlara asılmış gibi gösterildiği, kendisinin Allah katına yükseltildiği yazılır.
İslam'a göre İsa Ulu'l azm olarak ifade edilen beş büyük peygamberden birisidir. Ayrıca Müslümanlar İncil'in İsa'ya vahiy yoluyla indirilen kutsal bir kitap olduğuna inanırlar. İslamiyet, İsa'nın Tanrı ve Tanrı'nın oğlu olduğunu kabul etmez. Kur'an'da bu durum şöyle açıklanır:
"Şüphesiz, Allah Meryem oğlu Mesîh'dir' diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır."
"De ki: Allah Ehad'dir.Allah Samed'dir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur."
Hristiyan inancına benzer şekilde İslam'da da onun Allah'ın izniyle çeşitli mucizeler göstermiş olduğuna inanılır:
"Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve O'nu, Kutsal Ruh ile destekledik. (Ne var ki) gönlünüzün arzulamadığı şeyleri söyleyen bir elçi geldikçe ona karşı büyüklük tasladınız. Peygamberlerden bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz."
"Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime'yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa Mesîh'tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah'ın kendisine yakın kıldıklarındandır.
Çarmıha gerilmesi ve Mesihliği
İslam'da İsa'nın tarihsel kişiliği Hristiyanlık ile benzerlik gösterse de çarmıha gerilmekten mucizevî bir şekilde kurtulduğu kabul edilir.
"Bir de Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler."
İsa'nın çarmıhta ölüp ölmediği, göğe yükselişin bir mecaz mı, yoksa gerçek mi olduğu, ahir zamanda kurtarıcı Mesih olarak dönüşü konusu İslam bilginlerince tartışılagelen bir konu oldu.
Mesih kavramının İbraniceden gelmesi ve diğer İbrahimî dinlerde de yer alması nedeniyle, Muhammed'in ölümünden sonraki yıllarda bu kavram kimi zaman İslam'ın sözel kültürü olan hadis rivâyetlerinin bir kısmına karışan İsrailiyyat etkisinde İslamî araştırmalara konu oldu. Mesih kavramı Kur'an'da kimi yerlerde İsa Mesih şeklinde kullanılır. Bazı hadis kaynaklarına ve İslamî yorumlara göre o, yükseltildiği gökyüzünden Kıyamet kopmadan önce gelecek, Deccalı öldürecek ve Mehdi ile birlikte İslam'ı hakim kılacaktır.
Muhammed'in geleceğini bildirmesi
Kur'an'da İsa'nın Muhammed'in geleceğini bildirdiği ifade edilir:
"Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: "Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: "Bu apaçık bir büyüdür," dediler."
Bâzı İslâm bilginleri, Yuhanna İncili'nde geçen Faraklit’in İslâm peygamberi Muhammed olduğunu savunur. Hristiyan inanışına göre ise Faraklit, Kutsal Ruh'tur. Evliya Çelebi, Seyahatnâme’de, İslâm'a göre Meryem oğlu İsa'nın havârilerinden kabul edilen Şem'un-u Safa'nın Nakura yakınlarındaki türbesinde bulduğu incil nüshasını defalarca okuduğunu ve incelediğini, İsa Peygamber'e inen ve Muhammed Peygamber'i müjdeleyen ayetin o nüshada mevcut olduğunu yazmaktadır. Evliya Çelebi'nin, bizzat Şem'un-u Safa tarafından yazıldığını naklettiği bu el yazması incil, günümüzde kayıptır.
Bununla birlikte, kanonik incillerde açıkça Muhammed'in geleceğini haber veren bir bilgi yoktur. O yüzden Müslümanların Yuhanna İncili'nde İsa'nın Muhammed'in geleceğini bildirdiğine dair delil kabul ettikleri sözleri, Hristiyan dünyası delil olarak kabul etmez.