Türkiye'nin en büyük hava kargo terminali Turkish Cargo'nun İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki yeni binası Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli tarafından hizmete açıldı.

Türkiye'nin en büyük hava kargo terminali açıldı

İSTANBUL / İHA - THY’nin alt markalarından biri olan Turkish Cargo’nun yıllık tonaj kapasitesi 1,2 milyon ton olan yeni terminali Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli tarafından hizmete açıldı.

Yeni kargo binasının açılış töreninde konuşan Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, milli şirketin inanılmazı başardığına dikkat çekerek, “2004 yılında 62 uçak sipariş verdiğimiz zaman alınmasınlar ama bazı basın mensuplarımız bu uçaklar ne olacak diye yadırgamışlardı. Allah’ın izniyle hepsi servise verildi. 12 yıldan beri yaptığımız atılımlarla THY Afrika’da Etiyopya Hava Yolları’ndan sonra en çok noktaya çıkan havayolu oldu. Etiyopya Afrika’nın şirketi olmasına rağmen 45 noktaya uçuyor. Biz 42 noktaya uçuyoruz. Açılacak yeni hatlarımızla Afrika’dan uçuşlarımızı 55 noktaya çıkaracağız. Aynı zamanda Avrupalı bir havayolu şirketi olan THY, Avrupa’da da en çok noktaya uçan havayolu. Asya’da ve Ortadoğu’da da iyi bir yere geleceğiz. Bütün bu başarılar İstanbul’u dünyaya en çok bağlantı veren bir merkez konumuna getirdi.

İstanbul’un geçen yıl aldığı 12 milyon turiste bizim çok büyük katkımız oldu. Atatürk Havalimanımız da geçen sene Frankfurt ve Paris’i hayli zorladı. İnşallah bu yıl daha çok zorlayarak Heatrow’dan sonra Avrupa’nın ikinci büyük havalimanı olacak. Almanya’da geçen yıl iç ve dış hatlarda toplam 200 milyon yolcu uçtu. Türkiye’de ise 123 milyon yolcu seyahat etti. Türkiye’de ekonomideki büyüme THY’ye ve havacılık sektörüne de yansıdı. Hangi projeyi yaptıysak hep tuttu. Yeni kargo binamız da yeni havalimanının açılacağı tarihe kadar verimli olacak şekilde kuruldu” diye konuştu.

“YÜKSEĞE ÇIKMAK DEĞİL TUTUNMAK ÖNEMLİ”
Açılışta konuşan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, THY’nin 10 yılda 10 milyon yolcudan 56 milyon yolcuya çıktığını belirterek, “THY son 10 yıllık serüvenine baktığımızda hem altyapı, hem organizasyon yapılanma hem de bakım-onarım tesisleri açısından büyük bir atılım içinde olduğunu görüyoruz. Son 10 yıl içinde, yolcu trafiğimiz yılda 10 milyon yolcudan 56 milyon yolcuya çıktı. Gelirlerimiz 1.2 milyar dolardan iştirakleriyle beraber 17.5 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. Turkish Cargo, filomuzdaki 9 adet Airbus A330 tipi kargo uçağımızla yılda 66 ton kargo taşıyan bir şirket haline geldi. THY olarak hizmet kalitemizi artırmak için yapmamız gereken her türlü yatırımı yapıyoruz. Avrupa’da 4 yıl üst üste en iyi havayolu seçilmemizdeki başarıda burada yatıyor” dedi.

THY’nin taklit eden değil, taklit edilen bir havayolu haline geldiğine işaret eden Topçu, “Birilerini taklit eden hava yolu olmaktan çıkıp artık kendi inovasyonumuzu Ar-Ge’mizi, networkümüzü kuran bir şirket haline geldik.
Tabi yükseğe çıkmak önemli değil, yüksekte tutunabilmek önemli. Bu tutunma adına bir dizi yatırımları peş peşe yapıyoruz. Sabiha Gökçen’de geçen yıl HABOM tesisleri için yerli öz sermayemizle 550 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bu yatırım uçak bakım-onarım kapasitemizi 6 kat artırdı. THY artık sadece kendi uçaklarının bakımını yapan tesislere sahip değil, aynı zamanda bölgesinde güç sahibi olan bir bakım merkezine sahiptir. Son zamanlarda, İstanbul’un çok hareketli bir uçuş merkezi haline gelmesi sebebiyle Atatürk Havalimanı’ndaki daralma ve sıkışıklığı giderme adına Ulaştırma bakanlığımız çok ciddi adımlar atıyor. Şu anda Atatürk Havalimanı’nın geçici de olsa park sahaları yüzde 30’u aşan oranda genişletildi. Çok kısa bir zamanda bu park sahalarının hizmete gireceğini bekliyoruz. Atatürk Havalimanı bütün sıkıntılarına rağmen halen Türkiye’nin dünyaya açılan en büyük çıkış kapısı” şeklinde konuştu.

THY’nin taşıdığı transit yolcusundaki artışın çok ciddi oranlara ulaştığına dikkat çeken Topçu, “2010’da THY’nin toplam yolcu sayısı 10 milyon iken, bugün sadece taşıdığı transit yolcu sayısı 12 milyon. Artık İstanbul önemli bir transit merkezi haline geliyor. Dünya hava trafiğinin yüzde 66’sının üzerimizden geçtiği bir noktada biz hava trafiğinden binde 3 oranında pay alıyorduk. Ama bugün dünya sivil havacılık trafiğinden aldığımız pay yüzde 2’ye yükselmiştir. Türkiye’nin 2023 hedeflerine paralel olarak biz de THY olarak bütün örgütümüzün yapısını, donanımlarımızı planladık, uçak siparişlerimizi verdik. 2023 yılında 450’yi aşkın bir filoya sahip olmak. 100 milyonu aşkın yolcu taşımak, 3 milyar dolar kargo geliri elde etmek, 1.5 milyar dolar bakım-onarımdan pay almaktır” dedi.

Konuşmaların ardından tesislerin kurdelasını kesen THY yönetimi ve bakanlar ofisleri gezerek detaylı bilgi aldı.

“TÜRK HAVA YOLLARI’NIN BAŞARISI ORTADA”
Türk Hava Yolları’nın yeni kargo binasının açılışına katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptığı konuşmada, “Türk Hava Yolları’nın başarısı ortada. Kargo kısmı kar marjı nispeten daha yüksek ve yolcuya oranla çok hızlı büyüyen bir alan. Küresel anlamda son 20 yıla baktığınız zaman yolcu sayısındaki artış yüzde 3’ler civarındaysa, kargoda en az iki katı. THY artık büyük bir holding. 17 milyar dolarlık bir cirodan bahsediyoruz. Gerçekten büyük bir başarı. Bunlar Türkiye’deki istikrarla ve siyasi istikrarla yakından ilişkili. Doğru tercih ve politikalarla doğrudan ilişkili. Biz THY’de devletin payını yüzde 50’nin altına çektik, önlerini açtık. Ortaya büyük bir başarı çıktı.
Gerçekten sadece bir zihniyet devrimi. Ama kolay değil tabiki. Korkularla yaşayan bir Türkiye’den özgüveni yüksek ve bu tür başarıları artık olağan şekilde yaşadığımız bir ülkeye geldik” diye konuştu.

Daha sonra kürsüye gelen Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Bank Asya yönetiminin TMSF’ye devrine ilişkin, "Banka aranan belgeleri gönderirse, bunların da kanunda aranan şartları taşıdığı tespit edilirse ve ayrıca başka ihlaller söz konusu değilse o zaman yönetim hakkı yine imtiyazlı paya sahip olanlara devredilir. Ama tekrar altını çizerek söylüyorum, elbette ilgili mevzuatın başka hükümlerini, mesela mali yapıyı bozacak başka kuralların ihlal edilmemesi şartıyla" dedi.

“TABANI OLMAYAN İTHAMLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Canikli, Türkiye’de son 12 yıldır çok daha istikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomik yapının hayata geçirildiğini söyledi. "Eğer AB ve ABD ekonomisi hapşırırsa, Türkiye ekonomisi zatürree olur" sözünü aktaran Canikli, Türkiye’nin şu anda sahip olduğu en iyi alanlardan birisinin güçlü ve sağlam temeller üzerine oturan bir ekonomik yapısı olduğunu dile getirdi. Ekonomide subjektif kararların alınmadığına dikkat çeken Bakan Canikli, BDDK’nın Bank Asya kararı ile ilgili olarak, "Son bir kaç gündür, bugün de dahil olmak üzere, bunun ekonomik gerekçelerle alınmış bir karar olmadığı, tamamen siyasi olduğu şeklinde çok haksız, tabanı olmayan ithamlarla karşı karşıyayız" dedi.

Söz konusu durumun ekonomik, hukuki ve alınması gereken bir karar olduğunu vurgulayan Canikli, sözlerine şöyle devam etti:
"Bütün dünyada bankacılık sektörü en çok regüle edilen, kurallara bağlanan bir sektördür, bu da son derece doğaldır. Çünkü kırılgandır, parayla alakalıdır, mevduat sahiplerinin haklarının devlet tarafından korunması gerekir. Onun için kurallara bağlanması son derece doğaldır.
Bizim mevzuatımıza göre; imtiyazlı paya sahip olan bankalardaki imtiyazlı paya sahip ortaklarda, kurucularda bazı şartlar aranır. Kanun bunu çok açık bir şekilde bunu emrediyor. Neden? Çünkü yönetimde söz sahibi olan ortakların bankayı iyi yönetmesi gerekiyor. Diyelim ki, bir bankayı batırmış olan herhangi birisinin yeniden banka yönetme imkanı elde etmemesi gerekiyor."

“KANUNUN ARADIĞI ÖZELLİKLERİ TAŞIDIĞINI İSPAT EDEN BELGELERİ SUNAMADI”
Bakan Canikli, Bank Asya’nın yüzde 63’e sahip olan imtiyazlı pay sahiplerinin kanunun aradığı özellikleri taşıdığını ispat eden belgeleri sunamadığını söyledi. Bu gibi durumda kanunun BDDK’ya yönetimi geçici olarak TMSF’ye devredebilme hakkını verdiğini anlatan Canikli, kanunların çok net olduğunu kaydederek, "BDDK bu kararı almamış olsaydı, hukuksuz bir işlem yapmış olacaktı. Kanuna karşı yanlış bir adım atmış olurdu. Mevduat sahiplerinin haklarını korumamış olurdu" ifadelerini kullandı.

Ekonominin bugüne kadar hep bu hassasiyetle yönetildiğini, duygusal davranmanın söz konusu olamayacağını dile getiren Bakan Canikli, “Ancak atılması gereken zorunlu adımlar varsa, bunu da yerine getirmek zorundayız” dedi.

Canikli konuşmasının devamında, "Banka aranan belgeleri gönderirse, bunların da kanunda aranan şartları taşıdığı tespit edilirse ve ayrıca başka ihlaller söz konusu değilse o zaman yönetim hakkı yine imtiyazlı paya sahip olanlara devredilir. Ama tekrar altını çizerek söylüyorum, elbette ilgili mevzuatın başka hükümlerini, mesela mali yapıyı bozacak başka kuralların ihlal edilmemesi şartıyla. Tabi bütün bunlar enine boyuna araştırılacak ve gereği yapılacak" değerlendirmesinde bulundu.
OGÜNhaber