Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 'Küçük yaşta evlilikleri önlemeye çalışıyoruz. Ama biz böyle yaparken atılan iftiraların kasıtlı olduğunu düşünüyorum.' dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bir süre önce bazı basın yayın organlarında yer alan başkanlığın, kız çocuklarının erken yaşta evlenebilecekleri yönünde açıklamada bulunduğu iddiasına ilişkin, "Küçük yaşta evlilikleri önlemeye çalışıyoruz. Ama biz böyle yaparken atılan iftiraların kasıtlı olduğunu düşünüyorum." dedi.
Erbaş, TVNET'te yayınlanan programda gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları cevapladı.
Isparta'da askeri uçağın düşmesi sonucu üç askerin şehit verildiğini anımsatan Erbaş, şehitleri rahmetle andı, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diledi.
Diyanet İşleri Başkanlığına atfedilen, kız çocuklarının erken yaşta evlenebilecekleri yönündeki haberle ilgili bir soru üzerine Erbaş, Başkanlığın, böyle bir fetva verdiğini söylemenin yalandan öte iftira olduğunu belirtti.
Böyle bir fetvanın Diyanet tarihinin hiçbir döneminde verilmediğini vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti:
"Peki bu nereden ortaya çıktı? Tabii biraz önce bahsetmiş olduğum, birileri, en hafif ifadesiyle 'iyi niyetli olmayan' birileri böyle cımbızla bir yerlerden, 'Ne buluruz da Diyanet İşleri Başkanlığını olumsuz olarak gündeme getirebiliriz' gayreti içerisinde olan birileri, 15 sene önce Diyanet yayınları arasından çıkmış bir sözlükteki büluğ kelimesinin tanımından ve yine nikah kelimesinin tanımından hareketle o iki tanımdaki iki cümleyi bir araya getirip 'Diyanet İşleri Başkanlığı fetva verdi' diye yayınlıyor. Bu tamamen iftiradır. Böyle bir şey yok."
"İftiraların kasıtlı olduğunu düşünüyorum"
Başkanlığın, insanların küçük yaşta evlendirilmemesi gerektiğini defalarca söylediğinin altını çizen Erbaş, "1917'de Osmanlı döneminde kızlar için 17 yaş, erkekler için 17-18 yaşından sonra evlenilebilir gibi bir açıklama yapılmış. Bugün bizim Medeni Kanunumuzda 18 yaş sınırı vardır. Biz de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak insanımıza bunu tavsiye ediyoruz. 17 ve 18 yaşından sonra evlendirilebilir ama ondan önce çocuklarımızın eğitimine ağırlık verelim." ifadelerini kullandı.
Erbaş, 81 ilde 300'e yakın noktada Aile İrşat Bürolarının bulunduğunu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla yapmış oldukları protokoller çerçevesinde Aile Rehberliği eğitimi alan 350'ye yakın görevliyle çalışma yaptıklarını ifade ederek, "Küçük yaşta evlilikleri önlemeye çalışıyoruz. Ama biz böyle yaparken atılan iftiraların kasıtlı olduğunu düşünüyorum." dedi.
Prof. Dr. Erbaş, son zamanlarda sosyal medyada "Diyanet kapatılsın" kampanyası yapıldığının hatırlatılmasına, Başkanlığın kapatılması durumunda her caminin kendi başına bir Diyanet İşleri Başkanlığı olacağını belirtti. Bunun örneklerinin görüldüğüne işaret eden Erbaş, "Diyanet İşleri Başkanlığı bir düzen kuruyor. 'Din hizmetini daha nitelikli bir şekilde nasıl verebiliriz. İnsanımıza bunu en güzel bir şekilde nasıl organize edebiliriz' bunu yapıyor." dedi.
"Diyanet İşleri Başkanlığı varken cemaatlere neden ihtiyaç duyulduğu"na ilişkin bir soru üzerine Erbaş, Kur'an ve sünnet ölçüsüne uyulması şartıyla cemaatlerin her zaman var olabileceğini vurguladı.
Başkanlığın vazifesinin rehberlik etmek olduğunun altını çizen Erbaş, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak herhangi bir cemaatin ortadan kaldırılması, kapatılması... Bu noktada bizim hiçbir yaptırım gücümüz yoktur. Ancak biz ne yaparız, doğrularla yanlışları tespit ederiz. Yanlış olan gruplar ile İslam'a uygun hareket eden, İslam'a uygun insanlara yardımcı olanlara da biz destek veririz, işbirliği de yaparız." diye konuştu.
"Kura çekim usulü 10 yıla yaklaştı"
Programda seyircilerden gelen soruları da cevaplayan Erbaş, hac kuralarında usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin bir soru üzerine, "İnsanlarımız, vatandaşlarımız böyle düşünüyorlarsa ben çok üzülürüm. Şu anda 2 milyon 200 bine ulaştı hacca gitmek için müracaat eden vatandaşlarımızın sayısı. Zannediyorum 10 yıla yaklaştı kura çekim usulü. Bunu en adil, hakkaniyet ölçülerine en uygun bir metod olarak belirledik." değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, "Niyet ettiniz, müracaatınızı yaptınız. Gerisini Allah'a bırakın. Ne zaman kura çıkarsa o zaman gidersiniz. Çıkmazsa da hiç üzülmeyin çünkü siz müracaatınızı yapmışsınız. Niyetiniz inşallah yerine gelmiştir." ifadesini kullandı.
"6 bin kişi daha alacağız"
Diyanet İşleri Başkanlığında İŞKUR aracılığıyla sözleşmeli çalışan imamların bulunduğunun hatırlatılması üzerine Erbaş, "Bu arkadaşlarımız istiyorlar ki görevlerinde devam etsinler, kadroya geçsinler. Biz bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Diyanet İşleri Başkanlığımızdan sorumlu Başbakan Yardımcımıza ne kadar ihtiyacımız olduğunu anlattık. Onlar da Allah razı olsun 6 bin imam kadrosu verdiler bize." değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, Sözleşmeli Kur'an Kursu Öğreticisi, İmam-Hatip ve Müezzin-Kayyım Alımı sınavı başvurularının dün itibarıyla bittiğini hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"6 bin imam kadrosuna 18 bin kişiyi çağıracağız. İŞKUR'lu imam kardeşlerimiz buraya müracaat etmişlerdir inşallah. Eğer müracaat etmişlerse onlar sözleşmeli kadrolu imam olarak göreve başlayacaklar. Bu geçici değil, sözleşmeli diyoruz ama daimi sözleşmeli. Kadrolu imam ne kadar maaş alıyorsa onlar da aynı ücreti alacaklar. Dolayısıyla böyle bir imkanı devletimiz bize sağladı. Ben buradan şükranlarımı arz ediyorum. Hatta şunu da söyleyeyim, 2018 yılının sonuna doğru 6 bin kişi daha inşallah alacağız. Eksiğimiz kalmayacak, kadrolarımızı dolduracağız."
"Cemevlerinin ibadethane olması..."
Diyanet İşleri Başkanlığının Alevi vatandaşlarla ilgili ne tür çalışmalar yapacağına ilişkin bir soru üzerine Erbaş, Başkanlığın 2 bine yakın imamı Alevi vatandaşların bulunduğu köy ve mahallerde görevlendirdiğini söyledi.
Başkanlığı bu konuda aşan birtakım taleplerin olduğuna işaret eden Erbaş, "Cemevlerinin ibadethane olması… Bu bizim yetkimizde değil devletin yetkisinde. Ama biz bilgilendirme noktasında, din hizmeti götürme noktasında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Din hizmeti noktasında, din eğitimi noktasında yeter ki bizden talep etsinler. Biz elimizden gelen her türlü gayreti vermeye hazırız." diye konuştu.
"Kudüs Filistin'in başkentidir"
Prof. Dr. Erbaş, Kudüs konusunda Diyanetin hangi çalışmaları yapacağı sorusuna, Kudüs'ün İsrail tarafından 70 yıldır savaş yurduna dönüştürüldüğünü belirtti.
ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi kararını anımsatan Erbaş, "Kudüs İsrail'in başkenti olamaz. Kudüs Filistin'in başkentidir. Biz bunu yıllar önce, asırlar önce böyle kabul etmişiz. Böyle devam edecek inşallah. Mescidi Aksa inşallah özgürlüğüne kavuşacak." dedi.
Umreye giden Müslümanların Kudüs bağlantılı umre yapmalarını arzu ettiğini dile getiren Erbaş, "29-30 Ocak'ta Diyanet İşleri Başkanlığı olarak İstanbul'da Osmanlı Arşivi'nin içindeki salonda, 20 ülkeden 70'e yakın ilim adamının, dini liderlerin katılacağı 'Vahyin Kutsadığı Şehir Kudüs' programını organize edeceğiz." şeklinde konuştu.
Programın sonunda, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın 30 yıl önce Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi'nde okuduğu ezan dinletildi.