- Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık: - "Amerikan Psikoloji Derneği tarafından yayımlanan Ruh Sağlığı ve Değişen İklim Çocuklar ve Gençler Raporu, aşırı hava olayları ve hava kirliliğine maruz kalmanın ceninin gelişimine zarar verebileceğini ve anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, eğitim eksiklikleri ve daha sonraki hayatta psikiyatrik bozuklukların olasılığını artırabileceğini vurguluyor" - "Aşırı hava olaylarının ardından sağlık hizmetlerinde yaşanan yoğunluk sağlık çalışanlarının psikolojik dayanıklılığını zorladığı için bu kişilere yönelik destek mekanizmalarının geliştirilmesi ve onların ruh sağlığını koruyacak önlemlerin alınması önem taşıyor"

İklim olayları ruh sağlığında değişimlere yol açıyor

İSTANBUL (AA) - YEŞİM YÜKSEL - Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, iklim krizinin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu, özellikle çocukların ve sağlık çalışanlarının dezavantajlı grupta yer aldığını söyledi. ​​​​​​​

Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından ruh sağlığına dikkati çekmek, bu konuda farkındalık oluşturmak ve ruh sağlığı sorunları yaşayanları desteklemek için 10 Ekim, "Dünya Ruh Sağlığı Günü" olarak kabul edildi.

Ruhsal bozuklukların nedenleri arasında genetik özellikler, travmatik olaylar, fiziksel hastalıklar ve sosyal çevre gibi bilinen etkenlerin yanı sıra artık iklim olayları da yer alıyor.

İklim olaylarının ruh sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kocabıyık, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) iklim krizini "sağlık krizi" olarak ilan ettiğini ve bu krizin en belirgin etkilerinin de sağlık alanında görüldüğünü belirtti.

Geçen yaz mevsiminin en sıcak yaz olarak kayıtlara geçtiğini ve bu durumun özellikle yaşlılar, hamileler, çocuklar ve kronik hastalığı bulunan bireyler için risk oluşturduğunu vurgulayan Kocabıyık, iklim krizinin neden olduğu sosyal ve ekonomik baskıların toplumsal dayanışmayı da zayıflatarak psikolojik sorunlara yol açtığını kaydetti.

İklim krizinin ruh sağlığına etkisinin endişe verici bir sorun olarak nitelendirildiğini, son yıllarda eko-anksiyete, ekolojik yas gibi kavramların daha çok kullanılmaya başladığını anlatan Kocabıyık, hızlı fiziksel ve beyin gelişimleri, olgunlaşmamış bağışıklık sistemleri ve vücut sıcaklığını düzenleme yeteneklerinin sınırlı olması nedeniyle çocukların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı daha savunmasız bulunduklarının altını çizdi.

- "Değişen iklimin beyin üzerindeki etkilerini yeni anlıyoruz"

Clinical Psychological Science bilim dergisinde 2021'de yayımlanan bir çalışmada, sıcak hava dalgalarının çocukların ve ergenlerin zihinsel sağlığını olumsuz etkilediğini ve acil servislere yapılan zihinsel sağlıkla ilgili ziyaretlerde artışa neden olduğunun ortaya çıktığını aktaran Kocabıyık, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz yıl Nature Climate Change'de yayımlanan bir başka rapor da iklim krizinin beyin gelişimi ve işlevi üzerinde daha önce düşünülenden daha büyük bir etkiye sahip olabileceğini ortaya koydu. Değişen iklimin insan beyni üzerindeki olumsuz etkilerini yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Benzer şekilde, 2023'ün Ekim ayında Amerikan Psikoloji Derneği tarafından yayımlanan Ruh Sağlığı ve Değişen İklim Çocuklar ve Gençler Raporu, aşırı hava olayları ve hava kirliliğine maruz kalmanın ceninin gelişimine zarar verebileceğini ve anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, eğitim eksiklikleri ve daha sonraki hayatta psikiyatrik bozuklukların olasılığını artırabileceğini vurguluyor. Aşırı hava olaylarının ardından sağlık hizmetlerinde yaşanan yoğunluk sağlık çalışanlarının psikolojik dayanıklılığını zorladığı için bu kişilere yönelik destek mekanizmalarının geliştirilmesi ve onların ruh sağlığını koruyacak önlemlerin alınması önem taşıyor."

- İklim Kliniği projesi

Yuvam Dünya Derneği olarak sağlık sistemlerinde iklim direncini artırmak amacıyla geçen yılın başında Hacettepe ve Koç Üniversitesi ile İklim Kliniği projesini başlattıklarından bahseden Kocabıyık, bu projeyle iklim krizinin etkilerinden insanları korumak için farkındalığı ve bilgi düzeyini artırmayı, kanıta dayalı karar verme sürecine destek sağlamayı ve toplum sağlığını koruyacak müdahaleleri hayata geçirmeyi amaçladıklarını ifade etti.

Kocabıyık, "Küresel çapta tıp öğrencileri ve profesyonelleri, iklim kriziyle mücadeleye yönelik acil ve önemli adımlar talep ediyor ve biz de bu projede öncelikle tıp ve sağlık bilimleri öğrencileriyle ortak olmayı, iklime dayanıklı sağlık sistemleri oluşturmada aktif rol almalarını desteklemeyi amaçlıyoruz. Eğitimlerle sağlık profesyonellerinin kapasitelerini ve iklim kriziyle mücadele becerilerini geliştirirken, beraberinde iklime duyarlı hastalıkların belirlenmesi, erken uyarı sistemlerinin kurulması ve buna yönelik kentsel planlamaların yapılması gibi projelerle ülkemizin uyum kapasitesini güçlendirilmesine katkı vermeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

- "Dünyaya iyi gelen bize de iyi geliyor"

İklim kriziyle mücadele etmek için alışkanlıkların sorgulanması tavsiyesinde bulunan Kocabıyık, iklim krizinin tüketimin tetiklediği bir kültür krizi olduğunu, bu nedenle gerekli haller dışında tüketimden kaçınılması, yeniden kullanımın önünün açılması ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması gerektiğini dile getirdi.

Her bireyin ruh sağlığının fiziksel sağlığı kadar önemli olduğunu hatırlatan Kocabıyık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Özellikle iklim krizi ve diğer birçok sorunla birlikte çoklu krizler çağından, bu uzun soluklu mücadele gerektiren dönemden geçerken beyin ve ruh sağlığımızın durumu daha da elzem. Dayanışmaya, kolektif bir harekete, psikolojik dayanıklılığı artırmaya yönelik birlikte düşünmeye çok daha fazla ihtiyacımız var. Bununla birlikte dünyaya iyi gelenin bize de iyi geldiğini hatırlamamız gerekiyor."

OGÜNhaber