İSİPAB Türk Grubu Başkanı Atalay, İran'daki protestolara ilişkin, 'Türkiye'deki Gezi olaylarında yapılmak istenen bugün İran'da yapılmaya çalışılıyor.' dedi.

Gezi olaylarında yapılmak istenen İran'da yapılmaya çalışılıyor

İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İSİPAB'in Genel Sekreterliğinin İran'da olması dolayısıyla İran'daki gelişmeleri yakından takip ettiğini, 15 gün önce İran'da bulunduğunu ve dün de İran'daki bazı yetkililerle görüşme yaptığını bildirdi.

İran'da hayat pahalılığı bahanesiyle yapılan protestolara değinen Atalay, şunları kaydetti:
"İran'ındaki olaylar ile ilgili uzun uzun bir tahlile, analize ihtiyacı var. Ama kısacası şunu söyleyeyim: İran'da yıllardır süren bir ambargo var. İranlılar, Irak ile 8 yıl süren kanlı savaşın ardından bir ambargoya maruz kaldılar. Bu ambargonun iyice ağırlaştırıldığı zaman dünyada sadece Türkiye, İran'ın yanında yer almıştı. Türkiye, bunun bir zulüm olduğunu söylemişti. İran böyle bir süreç yaşadı."

"Bu yangını tutuşturmaya çalışanlar İran'ın ezeli düşmanlarıdır"

Atalay, söz konusu olayların büyük yangını tutuşturacak malzeme olduğuna işaret ederek, "Bu olayı büyük yangını tutuşturacak bir kıymık, bir malzeme olarak görüyorum. Bu büyük yangını tutuşturmaya çalışanlar, İran'ın ve halkının ezeli düşmanlarıdır. Özellikle ABD ve İsrail. İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında başka ülkelerin de adı sayılıyor. Ama bu işin başını kesinlikle ABD ve ABD'nin İsrail kolu temsil ediyor." dedi.

"Türkiye'deki Gezi olaylarında yapılmak istenen bugün İran'da yapılmaya çalışılıyor." diyen Atalay, Türkiye'nin ekonomik altyapısının güçlü olması nedeniyle Gezi ve benzeri 17-25 aralık olaylarının tutmadığını vurguladı.

"İran bu olayları doğru okumalı"

Atalay, bugün de İran'daki birkaç yetkili ile yaptığı görüşmede olumlu sonuç aldığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran'ın bunun üstesinden geleceğini düşünüyorum. Bu protestoların ateşi yavaş yavaş serinliyor. Fakat dikkat çekmemiz gerek şey şu: Devlet muhtemelen bunu bekliyordu ki sert bir karşılık vermedi. Yani Ruhani, 'insanların protesto etme hakları vardır. Düşüncelerini ifade etme hakları vardır. Yönetimi eleştirme, tenkit etme hakları vardır. Bunu protestolarıyla, sokak eylemleriyle de ifade edebilirler. Ama yakıp yıkmadan, şiddete baş vurmadan bunları yapma hakları vardır.' dediği için bu protesto daha serinkanlı şekille karşılandı. İran toplumunun bu tahrik eden eli, aklı gördüğünü düşünüyorum. Bunu gördükleri anda bu protestoların yatışabileceğini ama İran yöneticilerinin de bu olayı en üst düzeyde doğru okuması gerektiğini düşünüyorum."
OGÜNhaber