BAKÜ (İHA) – Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam’da bir arada yaşama tecrübesinin sembol şehirlerinden birinin de Kudüs olduğunu belirterek, ”O yüzden Kudüs’ün özellikle barış şehri olmasının yeniden sağlanması gerekiyor. Bunun için, insanlığın meselelerini hep beraber sahiplenmek ve daha iyi bir hayat ve gelecek için birlikte çözüm aramak zorundayız.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş: “Kudüs’ün barış şehri olmasının yeniden sağlanması gerekiyor”


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Dünya Dini Liderleri 2. Bakü Zirvesi’ne katıldı. Düzenlenen panelde konuşma yapan Prof. Dr. Erbaş, “Aynı inancın, aynı tarihin, aynı kültürün mensupları olarak bizler, 7 kıtaya ilim, sevgi, muhabbet taşıyan bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu manada bütün insanlığın aydınlık geleceği, müşterek huzuru ve sorunların akıl ve işbirliği içinde çözümüne dair çabaları ve bu manada gerçekleştirilen bu ve benzeri çalışmaların oldukça önemli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Yine önemle ifade etmeliyim ki, bir soruna çözüm üretmek için öncelikle sorunun sebep ve değişkenlerinin doğru anlaşılması ve iyi tahlil edilmesi gerekir. Bu bağlamda, özellikle son iki asırlık süreçte dünyada yaşananlar iyi analiz edilmelidir. 18. asırdan itibaren bilgi felsefesinde radikal tercihler yapılmış, varlığın aşkın boyutu adeta reddedilerek metafizik ötelenmiştir. Söz konusu süreçte öne çıkan pozitivist anlayış insanın varoluşsal meselelerini izah edemediği gibi, etik, estetik ve hukukla bütünleşen ortak insanî değerleri de temellendirememiş ve nihayetinde yeryüzünü bireysel ve küresel buhranlara mahkûm etmiştir.” dedi. Her fırsatta, hak ve adalet söyleminin dillendirilmesine karşılık, güçlü olmayı hak sebebi sayan bir tavrın öne çıktığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Öne çıkmış, zayıf coğrafyaların güç merkezleri tarafından işgal edildiği ve iktidar mücadelesi alanına çevrildiği bir politika egemen olmuştur. Bu durum, insanlığın iyiliğe ve geleceğe dair ümitlerini de azaltmaktadır. Müslümanlar ırkı, inancı, rengi, dili, coğrafyası, kültürü ne olursa olsun herkesin temel hak ve özgürlüklerini savunmayı inançlarının gereği olarak kabul etmişlerdir” diye konuştu.

“Kudüs’ün barış şehri olmasının yeniden sağlanması gerekiyor”
İslam’da bir arada yaşama tecrübesinin sembol şehirlerinden birinin de Kudüs olduğunu vurgulayan Erbaş, ”O, yüzden Kudüs’ün özellikle barış şehri olmasının yeniden sağlanması gerekiyor. Bunun için, insanlığın meselelerini hep beraber sahiplenmek ve daha iyi bir hayat ve gelecek için birlikte çözüm aramak zorundayız. Bunu yaparken dinlerin itikadı ilkeleri üzerinden değil, hepimizi etkileyen sosyal, ekonomik, çevresel ve benzeri sorunlar üzerinden hareket etmemizin daha makul ve sonuç açısından daha faydalı olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Erbaş, sözlerine şöyle devam etti: “Zira insanların inancını tartışmadan, sorgulamadan, ihtiyaçlarını, acılarını, haklarını konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Nitekim fakirlik, ayrımcılık, gelir dağılımında adaletsizlik, çevre sorunları gibi meseleler dünyadaki herkesin etkilendiği ortak sorunlardır. Bizler Müslüman dini liderler olarak bütün insanları kucaklayacak bir adalet ve merhamet duygusunu kökleştirmek, inançların istismar edilmesini engellemek ve özellikle din üzerinden terör ve anarşi oluşturulmasına engel olmak için ciddi çalışmalar yapmak zorundayız. Bizler din hizmeti ve eğitimi ile milletlerimizin manevi hayatına rehberlik eden kurumlarız. Dini teşkilatlar adeta milletlerin kalbi gibidirler. Zira din hizmeti ve eğitimi doğru bilgi ve yöntemle karşılanmadığında istismara açık hale gelmekte ve pek çok soruna neden olabilmektedir. Bunun için özellikle gençlik, aile gibi konular başta olmak üzere, tecrübe paylaşımı, müfredat, kaynak, materyal geliştirme gibi alanlarda ortak çalışmalar oldukça önemlidir.”

Karabağ meselesinde Azerbaycan’ın yanında olduklarını ifade eden Prof. Dr. Erbaş, ”Bizler aynı mazinin ve istikbalin mensuplarıyız. Kardeşler topluluğuyuz. Dertlerimizi sahiplenmek, sevinçlerimizi paylaşmak zorundayız. Bu manada Karabağ meselesinde dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu açıkça ifade etmek istiyorum. Azerbaycan Dini İcma Başkanlarının Yukarı Karabağ’da bulunan Azerbaycan’a ait cami, mescit ve kabirlerin tahrip edilmesini kınayan bildirisinin her cümlesine katılıyor ve imza atıyorum. Herkes bilsin ki, İslam’ın ilkelerine ve Müslümanların değerlerine karşı saygısız ve saldırgan tavırlar asla kabul edilemez ve başarılı da olamaz” ifadesini kullandı.

15 Kasım’a kadar devam edecek Dünya Dini Liderleri 2. Bakü Zirvesi’nin sonunda Bakü Deklarasyonu kabul edilecek.
OGÜNhaber