Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Mekke’de düzenlediği basın toplantısında, “Filistin’in, Gazze’nin kurtuluşu için birlik-beraberlik içinde feraset ve dirayetle hareket etmek, imkanlarını birleştirmek ve küresel düzeyde güçlü inisiyatifler almak zorundayız” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Filistin’in kurtuluşu için dirayetle hareket etmek zorundayız”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Mekke’de basın toplantısı düzenledi. Tarihin başladığı yer ve vahyin merkezi olan mübarek şehir Mekke-i Mükerreme’de olduklarını belirten Erbaş, “Vahiyle hayatın buluştuğu yerdeyiz. İnsanlık tarihinin burada başladığını biliyoruz. Yeryüzündeki ilk mescid Kâbe, burada inşa edildi. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in tevhit ve teslimiyet destanı burada, vahyin kalbinde, Mekke-i Mükerreme’de yaşandı. Alemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselam burada, Mekke’de doğdu. Hayat rehberimiz, Kur’an-ı Kerim burada nazil oldu. İslam’ın tebliği bu şehirde başladı. Tarihin akışı burada istikamet buldu” dedi.
İnsanlığın talihinin burada başladığını vurgulayan Erbaş, “Burası, Cenab-ı Hakk’ın fazlı, keremi, ihsanı ve ikramıyla bereketlenen şehirdir. Burası, bağrından insanlığın en güzel örneği, en büyük rehberi Efendimiz Muhammet Mustafa’yı çıkaran şehirdir. Bu yüzden buraya Mekke-i Mükerreme diyoruz, değerli, cömert Mekke” diye konuştu.

“İslam medeniyetinin temelleri, Efendimiz tarafından bu topraklarda atılmıştır”
Mekke-i Mükerreme’nin asırlar önce cehaletle, cahiliyenin insanlıktan, ahlaktan yoksun adetleriyle kuşatıldığını kaydeden Erbaş, “Peygamber Efendimizin ve vahyin gelişiyle insanlık tarihine damga vuracak yeni bir düzenin, adalet ve merhamet medeniyetinin merkezi olmuştur. İslam medeniyetinin temelleri, Peygamber Efendimiz tarafından bu topraklarda atılmıştır. Risaletin ilk 13 yılına sahne olan bu topraklar, Mekke’den Medine’ye, Medine’den medeniyete giden ve bir asır içinde de Orta Asya’yı Endülüs’e bağlayan ilim, irfan ve hikmet yolunun hareket noktası olmuştur” ifadelerini kullandı.
Şehrin tarihi derinliğine ilişkin konuşan Erbaş, “Bu mübarek şehrin sokaklarında dolaşırken söz konusu tarihi derinliğe ve bu topraklardan neşet eden yüksek insani değerlere daha yakından bakmanızı isterim. Zira çağı evrensel hukukla, insanı güzel ahlakla buluşturan bu değerlerin yeniden yeryüzüne rehberlik etmesi noktasında siz kıymetli basın mensuplarımızın büyük katkıları olacaktır. İnanıyorum ki burada kaldığınız sürece, hac ibadetinin, vahdet bilincinin, iman kardeşliğinin güzelliğini ve yüce dinimiz İslam’ın değerlerini insanlığa tanıtan haberler, paylaşacaksınız” şeklinde konuştu.

“Hac, azim ve kararlılıkla kendine, özüne varma yolculuğudur”
Ayeti kerimede beyan edildiği üzere Hz. İbrahim’in lisanıyla insanların Mekke’ye, Beytullah’a, hacca davet edildiğini ifade eden Erbaş, “Elbette bu davet, sadece bir mekâna, bir şehre, bir beldeye yapılan davet değildir. Bu davetin en temel amacı, insanları hakikatle buluşturmaktır. Bu manada hac, bir öze dönüş fırsatıdır. Bir arınma, yenilenme iklimidir. İnsanın âlemlerin rabbine yönelerek samimi tövbe, dua ve yakarışlarla ilahi affa mazhar olma; azim ve kararlılıkla kendine, özüne varma yolculuğudur” dedi.
Hac ibadetinin imanın ve güzel ahlakın tahkim edildiği bir yolculuk olduğunu söyleyen Erbaş, “Zira hac; iman, teslimiyet ve güzel ahlakı mezceden, birleştiren bir ibadettir. Hac, ümmet bilincini pekiştiren evrensel bir kardeşlik buluşmasıdır. Her yıl iman ve tevhid ekseninde Mekke’de, Arafat’ta buluşan Müslümanlar, bütün farklılıkları ortak bir paydada buluşturan İslam kardeşliğini tüm dünyaya ilan etmektedir. Dolayısıyla hac, Müslüman hayatının temel ilkelerini bünyesinde toplayan, birçok hikmeti içinde barındıran ve sayısız güzelliklere vesile olan bir ibadettir” diye konuştu.

“Hac, vahyin rehberliğinde iman ile diriliştir”
Hac yolculuğunun aynı zamanda bir eğitim süreci olduğuna da vurgu yapan Erbaş, “İhram, tavaf, safa, merve, sa’y, vakfe, şeytan taşlama gibi birçok şeair, sembol ile öne çıkan hac ibadetinde, her şeairin her sembolün ifade ettiği büyük manalar vardır. Hac, bu semboller üzerinden bize varoluşun hikmetini, yaratılış gayesini, kulluk bilincini, insani değerleri, güzel ahlakı öğretmektedir. Aklı ve kalbi arındırarak hayatı imar ve inşa etme şuuru kazandırmaktadır. Hac, bir diriliştir. Vahyin rehberliğinde iman ile diriliştir. Sünnetin rehberliğinde güzel ahlak ile diriliştir” ifadelerini kullandı.
Bu bilgi ve şuur ile yapılan hac ibadetinin hayata çok kıymet kazandıracağını belirten Erbaş, “Ahiretteki karşılığı ise cennet olacaktır. Çünkü Peygamber efendimiz ’mebrur bir haccın karşılığı cennettir’ buyurmaktadır” diye konuştu.

“İnsanlığı içine düştüğü bunalımlardan kurtaracak değerlerin neşet ettiği topraklarda bulunuyoruz”
Dünyanın zor ve sıkıntılı süreçlerden geçtiğine değinen Erbaş, “Savaşların, çevre sorunlarının, toplumsal krizlerin kıskacında bunalan insanlık, bir çıkış yolu arıyor. Şimdi bizler, insanlığı içine düştüğü bunalımlardan kurtaracak ahlak ve değerlerin neşet ettiği topraklarda bulunuyoruz ve söz konusu kurtuluş ilkelerini yeniden insanlığa takdim etme sorumluluğunu taşıyoruz. Elbette bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirebilmenin yolu, tevhide inananların vahdette buluşmasından geçmektedir. Bu yüzden her vesileyle ve tüm uluslararası toplantılarda ifade ettiğim gibi bugün Müslümanlar olarak vahdet şuurunu güçlendirmeye ihtiyacımız var. Yani Müslümanlar birlik-beraberlik içinde feraset ve dirayetle hareket etmek, imkânlarını birleştirmek ve küresel düzeyde güçlü inisiyatifler almak zorundayız” dedi.

“Müslümanlar haccın öğrettiği değerleri hayata taşıyabilirse tüm yeryüzü feraha kavuşacaktır”
Dünyanın her yerindeki mazlumların yüzünün gülmesi için buna mecbur olduklarını ifade eden Erbaş, “Çevre felaketlerinden, insani dramlara kadar yeryüzünü kuşatan küresel sorunların çözümü için buna mecburuz. İslam’ın adalet ve merhamet ilkeleriyle insanlığı buluşturmak ve bunalımlar çağından umuda, sevince ve aydınlık yarınlara güçlü bir yol açmak için buna mecburuz. Filistin’in, Gazze’nin kurtuluşu için buna mecburuz. İşte görüyorsunuz, gözü dönmüş katiller sürüsü, en vahşi hayvanları bile utandıracak kadar barbarca ve aşağılık politikalarla soykırım yapmaya devam ediyor. Şayet Müslümanlar haccı tam manasıyla idrak edebilir ve haccın öğrettiği değerleri hayata taşıyabilirse tüm yeryüzü feraha kavuşacaktır” şeklinde konuştu.

“Tarik-i Mekke projesiyle vatandaşlarımızın havaalanında hiç bekletilmeden intikalleri sağlanıyor”
Hac mevsiminde burada bütün Müslümanlarla buluştuklarını, vahdet zeminini ve ümmet bilincini güçlendirdiklerini kaydeden Erbaş, “Bu bağlamda hac ibadeti bize büyük bir heyecan ve imkan sunuyor. Hac, elbette zorlukları olan meşakkatli bir ibadettir. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak vatandaşlarımızın, her yönüyle en güzel şekilde hac ibadetini yerine getirmeleri ve evlerine dönmeleri için azami gayret gösteriyoruz” dedi.
Hac ibadetini irşat, eğitim sürecine dönüştürmek istediklerini vurgulayan Erbaş, “En yetkin hocalarımızdan 76 kişilik özel bir irşat ekibimiz var. 430 kadın irşat görevlimiz var. Yine 378 kafile başkanı ve bin 736 din görevlisi hocamızla irşat faaliyeti yürütüyoruz. Toplam 4 bin 128 kişilik bir ekiple Mekke’de ve Medine’de hacılarımıza hizmet ediyoruz” şeklinde konuştu. Söz konusu ekiplerin de sağlık alanında hizmet veren 503 kişilik bir sağlık ekibi bulunduğunu kaydeden Erbaş, “Bu sene 84 bin 942 vatandaşımız hac ibadeti için kutsal topraklara geliyor. Bu sayının yüzde 53’ü kadın, yüzde 47’si erkeklerden oluşuyor. Bugün itibarıyla hacı adaylarımızın büyük çoğunluğu Mekke ve Medine’ye intikal etti. Birkaç gün içerisinde tüm hacı adaylarımız kutsal topraklara gelmiş olacak inşallah” dedi.

“Kutsal topraklarda bulunan 7 vatandaşımız vefat etmiştir”
Bu sene hacca gelenlerin yaş ortalamasının 60 olduğunu açıklayan Erbaş, “Şu ana kadar hac için kutsal topraklarda bulunan 7 vatandaşımız vefat etmiştir. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına Rabbimizden sabrı cemil niyaz ediyorum” diye konuştu.
Hac ibadetini en güzel şekilde yerine getirmesi noktasında Suudi Arabistan hac bakanlığıyla iyi bir iş birliklerinin olduğunu aktaran Erbaş, “Tarik-i Mekke projesiyle vatandaşlarımızın havaalanında hiç bekletilmeden intikalleri sağlanıyor. Buradan, hacılara yönelik hizmetleri için dost ve kardeş ülke Suudi Arabistan’ın yetkililerine de çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin Kurban Bayramı’nın hilalin görülmesindeki farklılık sebebiyle tüm İslam aleminde aynı güne denk gelip gelmeyeceğine yönelik sorusu üzerine Erbaş, Türkiye olarak yıllardan beri Ramazan ve Kurban bayramlarını önceden belirlenmiş bir şekilde hesapladıklarını ve ilan ettiklerini belirtti. Erbaş bu sene büyük bir birliktelik içinde İslam ülkelerinin aynı gün Kurban Bayramını idrak edeceklerine yönelik inancını dile getirdi.
OGÜNhaber