Adalet Bakanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Deniz Feneriyle ilgili Almanya'da inceleme yapması için Almanya'dan tarih verilmesinin beklendiğini açıkladı.

Deniz Feneri açıklaması



    






Almanya'dan cevap geldikten sonra cumhuriyet savcılarının Almanya'ya giderek dosyaları inceleyebileceği ve ifade alma işlemine katılabileceği belirtilerek, Bakanlığın Ankara cumhuriyet savcılarını engellemesinin sözkonusu olmadığı bildirildi.

Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada 29 Ekim 2010 tarihli bazı basın yayın organlarında, Deniz Feneri davasıyla ilgili olarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Almanya'dan talep edilen dosyaların bir örneğinin Türkiye'ye gönderilmesinin fotokopi masraflarının yüksek olması nedeniyle Adalet Bakanlığı'nca engellendiği ve soruşturmayı yürüten savcıların dosyaları incelemek için Almanya'ya gitmelerine yine Adalet Bakanı tarafından izin verilmediği yönünde gerçeği yansıtmayan iddialar gündeme getirildiği belirtildi.

Almanya'da görülen Deniz Feneri e. V. davasının Türkiye uzantısıyla ilgili soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğü belirtilen açıklamada, Adalet Bakanlığı'nın iki ülke adli makamları arasındaki adli yardım taleplerinin ilgili mercilere ulaştırılmasına aracılık etmek dışında hiçbir görev ve yetkisinin bulunmadığı belirtildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Alman adli makamlarına yönelik talep ve yazılarının geciktirilmeksizin Almanya'ya ulaştırıldığı gibi Almanya'dan gelen yazıların da aynı şekilde bekletilmeksizin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği kaydedilen açıklamada, Almanya'dan gelmesi geciken bazı evrak ve belgelerin gönderilmesi için Adalet Bakanlığı tarafından zaman zaman tekit (kuvvetlendirme, üsteleme) yazılarının da yazıldığı kaydedildi.

Haberlere konu olan iddialarla ilgili olarak ise, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15 Şubat 2010 günlü adli yardım evrakının Almanca tercümeleri ile birlikte Adalet Bakanlığı tarafından 16 Şubat 2010 tarihinde Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Almanya'ya gönderildiği ifade edilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Almanya'dan beklenen cevabın gecikmesi üzerine 25 Mart, 1 Haziran ve 4 Ağustos 2010 tarihlerinde Berlin Büyükelçiliğine tekit yazıları gönderilerek adli yardım talebinin akıbeti sorulmuştur. Bakanlığımıza 23 Ağustos 2010 tarihinde ulaşan Almanya Federal Dışişleri Bakanlığı'nın yazısında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şu şekilde iki seçenek sunulmuştur.

1- Söz konusu davaya ilişkin evrakın toplam 700 klasör olduğu, fotokopi maliyetinin 100 bin euro tutabileceği, maliyetin Türkiye tarafından üstlenilmesi halinde dosyalardan bir örnek çıkarılarak gönderilebileceği veya,

2- Başsavcılık yetkililerinin Almanya'ya giderek dosyaları yerinde inceleyebileceği ve gerekli belgelerin örneklerinin alınabileceği belirtilmiştir.

Berlin Büyükelçiliği aracılığıyla alınan bu yazı Bakanlığımızca aynı gün (23 Ağustos 2010) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştırılmıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Almanya'dan istenen dosyaların fotokopilerinin gönderilmesi yerine savcıların Almanya'ya giderek dosyalarda inceleme yaparak örnek alması ve ifade alınması sırasında hazır bulunması seçeneğini tercih etmiştir.

Başsavcılığın bu talebine ilişkin 3 Eylül 2009 tarihli yazısı aynı gün Alman makamlarına iletilmek üzere Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'ne gönderilmiştir. Şu anda Başsavcılığın bu talebiyle ilgili olarak savcıların Almanya'ya giderek inceleme yapmaları amacıyla Almanya'dan tarih verilmesi beklenmektedir.

Almanya'dan bu cevap geldikten sonra Cumhuriyet savcıları Almanya'ya giderek dosyaları inceleyebilecek ve ifade alma işlemine katılabilecektir. Görüldüğü gibi Bakanlığımızın Ankara Cumhuriyet savcılarının inceleme yapmak üzere Almanya'ya gitmelerini engelleme ya da geciktirme gibi bir tutumu kesinlikle söz konusu değildir."










OGÜNhaber