Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nda "Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Altıncı Yılında Türkiye İletişim Modeli Sempozyumu" düzenlendi.

'Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Altıncı Yılında Türkiye İletişim Modeli Sempozyumu' düzenlendi

Sempozyumda başkanlığın, 2017'deki referandum sonucunda hayata geçen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, idari ve siyasi dönüşümünün en önemli kurumsal yeniliklerinden birisi olarak ihdas edildiği belirtildi.

Panele Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç, Maltepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Edibe Sözen, Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı ve Haber Global Genel Yayın Yönetmeni Taha Dağlı katıldı.

Açılış konuşmasında Dezenformasyonla mücadele konusunda söz alan Sözen, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ve AA Teyit Hattı'nın asılsız haberlerle ilgili anlık çözümler ürettiğini belirtirken, "Yalan ve asılsız haberler, dünyanın gerçek gündemlerinden birini oluşturuyor. Yapılan araştırmalara göre, yalan haberlere inanma oranı, doğru haberlere inanma oranına göre 6 kat daha fazla. X'te yapılan bir araştırmaya baktığımızda da yalan haber yüzde 70 daha fazla dolaşıma girebiliyor. Aşağı yukarı bütün ülkeler bu konuya ilişkin çeşitli tedbirler gündeme getiriyorlar." dedi.

Sözen, şunları kaydetti:

"İletişim modelimizde ne olmalı, en genel başlığı itibarıyla söylemek istersem, uzay hakkında bilgiye sahip olmamız lazım. TÜRKSAT'ın çalışması, astronotların uzaya gönderilip çalışma yapması gibi. Bilginin güncellenmesi lazım. 21. yüzyıl, teknolojinin egemen olduğu bir yüzyıl. Bilginin bu anlamda güncellenmesi lazım. Ve zaman meselesi. Uzay, bilgi, zaman üzerinde çalışma yapan ülkeler, önümüzdeki yıllarda kendilerini çok daha ön planda tutacaklar ve çağın koşullarına yön verecekler."

Sempozyumda çeşitli oturumlar düzenlendi
Açılış konuşmalarının ardından "Gazetecilerin Gözünden İletişim ve Medya Ekosistemi" oturumu düzenlendi.

Sempozyumun öğleden sonraki kısmında ise "Yöneticilerin Gözünden Türkiye İletişim Modeli", "Yeni Medyanın Gücü ve Etkisi", "İletişimde Hakikat Mücadelesi ve "İletişim Başkanlığı Çalışanlarının Gözünden Türkiye İletişim Modeli" oturumları yapıldı.

Altun: Türkiye İletişim Modeli hakikatin aydınlık yüzünü savunan bir kale gibidir
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, başkanlık olarak geride bıraktıkları 6 yıllık süre zarfında gerçekleştirdikleri çalışmaların en önemlisinin Türkiye İletişim Modeli olduğuna vurgu yaparak şunları kaydetti:

"Türkiye İletişim Modeli, 360 derece bir iletişim anlayışıyla ülkemizin, ekonomiden kültür ve sanata, dış politikadan turizme, sanayi ve teknolojiden eğitime kadar hemen her alandaki potansiyelini göz önünde bulunduran yenilikçi ve proaktif bir iletişim stratejisidir. Türkiye İletişim Modeli, aynı zamanda bünyesinde çok sağlam bir ilkesel duruş ve tavır barındıran bir yaklaşımdır. Biz bu modeli inşa ederken sadece ülkemizin değil, tüm insanlığın ortak faydasını gözeterek hakikatten, adaletten ve hakkaniyetten taraf olmayı düstur edindik. Bunu yaparken de Türkiye'nin dünya sahnesindeki tarihi rolünden ve bu role liderlik eden Sayın Cumhurbaşkanımızın tarz-ı siyasetinden ilham aldık."

Türkiye İletişim Modeli'nin, sadece kurumsal bir değişim değil, aynı zamanda bir milletin uyanışının sembolü olduğunu ifade eden Altun, "Türkiye İletişim Modeli, hakikat ötesi çağda yalan ve dezenformasyonun tüm gücüne karşı, hakikatin aydınlık yüzünü savunan bir kale gibidir." dedi.

Altun, Türkiye İletişim Modeli'ni diğer modellerden ayıran en önemli özelliğin, milletin sesi olma iddiasını hiçbir zaman elden bırakmaması olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"Her zaman milletin değerlerine, inançlarına, beklentilerine ve hassasiyetlerine öncelik veriyoruz. Türkiye İletişim Modeli, yalnızca bir iletişim stratejisi değil, aynı zamanda Yeni Türkiye'nin vizyonunun, dinamizminin ve küresel liderlik iddiasının da bir yansımasıdır. Bu model, Türkiye'nin yükselişini iletişim alanında da perçinleyecek ve ülkemizi, iletişimin yüzyılında lider ülkeler arasındaki hak ettiği yere taşıyacaktır."

"Hedeflerine emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye var"
Türkiye'nin, uluslararası alanda güçlü, onurlu, dinamik ve dışa açık bir şekilde yoluna devam ettiğini dile getiren Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Artık karşımızda içine kapanık, kendi iç çelişkilerine hapsolmuş bir Türkiye yok. Artık, uluslararası alanda güçlü, onurlu, dinamik ve dışa açık bir Türkiye var. Artık, gücünü milletinden alan, hedeflerine emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye var. Kendi değerlerine sahip çıkan, haksızlıklar karşısında susmayan, mazlumların ve mağdurların sesi olan bir Türkiye var. İşte bu yeni ve güçlü Türkiye, dünyada hem istikrarın hem de barışın teminatı olma noktasında tarihi bir rol üstleniyor."

Altun, iletişimi kuvvetli, vizyoner, demokratik ve insan merkezli kurumsal sistemin önemine işaret ederek şunları anlattı:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın tevdi ettiği vazifeyle bizler, Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda bir iletişim yüzyılı olduğunu hem söylüyoruz hem de bu iddiamızı yaptığımız çalışmalarımızla da destekliyoruz. Hamdolsun bu 6 yıllık süreçte yaptığımız çalışmaların karşılığını da alıyoruz. Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, 'Küresel Yumuşak Güç Endeksi 2024' verileri çalışmalarımızın karşılığını ortaya koyan göstergelerden sadece bir tanesidir.

Bu verilere göre Türkiye, medya ve iletişim alanında bir önceki yıla kıyasla 10 basamak yükselerek 193 ülke arasında 18'inci sıraya çıkmıştır. Yine 'tanınırlık' ve 'itibar' kategorileri de dahil olmak üzere yumuşak gücü tanımlayan önemli alanlarda, son dört yılda en fazla gelişme gösteren 2'nci ülke olduk. Kültür diplomasisi faaliyetlerimizin temellerini oluşturan ve söz konusu endekste yer alan 'kültür ve miras' kategorisinde ise Türkiye ilk 10 ülke arasına girdi."

Karagöz: Temelleri çok güçlü atılmış, kuruluş misyonuna ve vizyonuna uygun olarak kendisini sürekli yenileyen bir Anadolu Ajansı var
Burada, "Yöneticilerin Gözünden Türkiye İletişim Modeli" konulu panelde konuşmacı olan AA Genel Müdürü Serdar Karagöz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının kuruluşunun 6'ncı yılı olmasına rağmen, kuruluş aşamasında oluşturulan sağlam altyapı sayesinde üzerinden sanki onlarca yıl geçmiş gibi hissedildiğini söyledi.

Karagöz, AA'nın, 1920'de devrin en münevver, en donanımlı insanları tarafından kurulduğunu ifade ederek, "Bugün 104 yaşındayız. Temelleri çok güçlü atılmış, kuruluş misyonuna ve vizyonuna uygun olarak kendisini sürekli yenileyen bir Anadolu Ajansı var." değerlendirmesinde bulundu.

Bilgi teknolojilerinin geldiği nokta sayesinde hayatın kolaylaştığını belirten Karagöz, bu kolaylığın beraberinde zorlukları da getirdiğine dikkati çekerek, "Artık hayatımızda pek çok şey daha kolay; bilgi, sağlık hizmeti, iletişim... Ama bunun beraberinde bilgi kirliliğini, dezenformasyonu da aynı şekilde beraberinde yaşıyoruz." ifadesini kullandı.

Karagöz, yapay zeka sürecinin hızla hayatın içerisine dahil olmaya başladığına dikkati çekerek, "Yapay zekayı bütün gelişmiş medya kurum kuruluşları gibi biz de tüketiyoruz. Yapay zekayla seslendirme, yapay zekayla haber metinlerinin oluşturulması, yapay zeka ile canlandırmalar gibi pek çok içerik üretiyoruz. Arkadaşlarımız zaman zaman bunları raporlar haline getiriyorlar. Ben de bunların heyecan verici olmadığını, heyecan verici olanın yapay zekayı tüketmek değil, yapay zekayı üretmek olduğunu onlarla paylaşıyorum." şeklinde konuştu.

Sobacı: Türkiye İletişim Modeli, algı operasyonlarına karşı geliştirildi
TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da konuşmasında Türkiye İletişim Modeli'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının kurulmasıyla ortaya çıktığını söyledi.

2. Dünya Savaşı'ndan sonra Batı dünyasının öncülüğünde şekillenen küresel, ekonomik ve siyasal sistemin, küresel ölçekli sorunların çözüm adresi olarak gösterildiğini anlatan Sobacı, gelinen noktada Batı'nın inşa ettiği bu küresel sistemin mevcut sorunları çözemediğini, tersine yeni sorunlar eklediğinin gözlemlendiğini dile getirdi.

Sobacı, küresel sistem ve devletlerin, küresel alanda yaşanan krizlerin üstünü örtmek, insani krizleri olağanlaştırmak ve küresel sisteme yeniden meşruiyet kazandırmak için iletişim araçlarıyla algı operasyonlarına başvurduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Bu dönemi karakterize eden iletişim, tahrif edilmiş bir iletişim. O yüzden biz bugün algoritmaları, yankı odalarını, dijital tekelleşmeleri, enformasyon savaşları gibi kavramları daha fazla duyuyoruz. Böyle üstünü örtme çabası varken Türkiye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasal liderliğinde aslında küresel sistemin krizde olduğu, reforme edilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Bunu yaptıkça algı operasyonlarına daha fazla maruz kalıyor ve hedef ülke konumuna oturtularak operasyon yapılması gereken bir ülke haline geliyor. İletişim Başkanlığının geliştirdiği Türkiye İletişim Modeli tam da buna karşı bir cevaptır. Türkiye İletişim Modeli, algı operasyonlarına karşı geliştirilmiş oldu."

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç da Türkiye'ye yönelik dezenformasyon, manipülasyon ve algı operasyonlarına karşı hakikat mücadelesi verildiğini belirterek, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve yöneticilerinin, sık sık saldırılara maruz kalmasının sebebinin de Türkiye'de yürütülmek istenen beşinci kol faaliyetlerini önleyen çalışmaları olduğunu ifade etti.

Erkılınç, şunları söyledi:

"Pandemi, deprem, sel, maden kazaları, orman yangınları gibi kriz dönemlerinde, terörist İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırımda, Azerbaycan'ın haklı Karabağ mücadelesinde, Rusya-Ukrayna savaşında, Suriye ve Irak'ın kuzeyi ile Libya ve Akdeniz'de cereyan eden olaylarda sergilenen doğru, hızlı, şeffaf ve başarılı iletişim faaliyetleri, ülkemizle birlikte dost ülkelerin de imajının korunmasında çok büyük bir rol oynamıştır. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi ve Türkiye Marka Ofisi'nin yürüttüğü faaliyetler, bölgesinde güçlenen Türkiye'nin aynı zamanda kendi özünü yansıtan iletişim modelinin inşasına kıymetli katkılar sunmuştur."

Yancı: Haklılığınızı anlatamazsanız çok ciddi problemler yaşarsınız
Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı ise iletişimin bir devletin en önemli savunma aracı olduğunu söyledi.

İletişim kanallarına sosyal medyanın eklendiğine dikkati çeken Yancı, internetle birlikte, kaynak sayısının artması nedeniyle doğru bilgiyi ulaştırmanın zorlaştığını belirtti.

Yancı, sosyal medyada bir kontrol mekanizmasının tam manasıyla olmadığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Oradan istediğiniz şekilde provokasyon, dezenformasyon yapabilirsiniz. İstihbarat teşkilatları ve terör örgütlerinin çok seveceği bir alan oluştu. Bu alanın oluşmasıyla beraber iletişimin de önemi çok daha fazla arttı. Sosyal medyanın Gezi sürecinde çok aktif kullanıldığını gördük. Çok eskiye gitmeye gerek yok, geçtiğimiz haftalarda Kayseri'de yapılan provokasyonları gördük. Eğer doğru bilgiler, doğru şekilde ve hızlı verilmemiş olsaydı belki şu anda çok daha farklı şeyleri konuşuyor olacaktık. Bu örnek bile iletişimin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bunun için Türkiye İletişim Modeli çok kıymetli."

Haber Global Genel Yayın Yönetmeni Taha Dağlı ise 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından, Türkiye'nin terörle mücadelesini sürdürdüğü dönemlerde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının öneminin ortaya çıktığını belirtti.

Suriye'de terör örgütlerine yönelik Zeytin Dalı Harekatı sonrası, terör örgütleri mensuplarınca sıkça algı operasyonu yürütüldüğüne dikkati çeken Dağlı, şunları söyledi:

"Bunlar aynı zamanda Batı siyasetinde ve kamuoyunda da destek görüyordu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının kurulduğu dönemin hemen ertesinde dezenformasyonla mücadele sürecine tanık olduk. Askeri gücü, istihbaratı ve diplomasi gücü olan bir devletiz. Bugün olmazsa olmaz unsurlardan iletişim gücü de bu denklemin içerisine eklenmiş durumda. Sahada ne kadar güçlü olursanız olun, eğer yaptıklarınızı, haklılığınızı anlatamazsanız çok ciddi problemler yaşarsınız."

Programın sonunda katılımcılar fotoğraf çektirdi.
OGÜNhaber