Anayasa Mahkemesi'nin, Can Dündar ile Erdem Gül kararında, Adalet Bakanlığı'nın uyarılarını dikkate almadığı ortaya çıktı.

Bakanlık uyardı, AYM bildiğini okudu

Adalet Bakanlığı tarafından Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen görüşte, iç hukuk yolları tüketilmeden karar verilmemesi gerektiği vurgulanmasına rağmen AYM bu görüşleri dikkate almadı.

TUTUKLULUK SÜRECİ HUKUKA UYGUN
Adalet Bakanlığı'nın mahkemeye gönderdiği görüşte, tutukluluğun ve tutukluluğa itirazlara ilişkin kararların yasalara uygun olarak verildiğine dikkat çekilerek, "Tüm süreçlerde başvurucuların hazır olan müdafilerinin huzurunda ifade verdikleri, kendilerine yöneltilen sorular karşısında etkin bir şekilde savunma ve beyanda bulunma imkânına sahip oldukları, usul ve esasa ilişkin şikayetlerini ayrıntılı bir şekilde yaptıkları anlaşılmaktadır" denildi.

Bakanlık görüşünde, "Yukarıda belirtilen tüm hususlar göz önüne alındığında başvurucuların sorgulama aşamasında suçlamalar hakkında bilgilendirildiği, haklarındaki iddiaları çürütmesini sağlayacak imkanların kendilerine sağlandığı, dosyadaki temel olay ve olgulardan haberdar oldukları ve yöneltilen suçlamalara dayanak oluşturan delillerden tutukluluklarının hukukiliğinin denetlenmesi bakımından özel bir öneme sahip olanları öğrendikleri ve bunlara karşı etkili bir şekilde itiraz imkanı buldukları anlaşılmaktadır" ifadelerine yer verildi.

İÇ HUKUK YOLLARI TÜKETİLMEDİ
Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi'nin iç hukuk yolları tüketilmeden karar verilemeyeceğini de ısrarla vurguladı. Bakanlık, "Başvurucular, Sözleşme’nin 10. maddesine dayanarak, hukuka aykırı olarak ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğinden şikâyet etmektedirler. Dosya içeriğinden hukuka aykırı olarak ihlal iddiasında bulunan başvurucular hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme, Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme ve açıklama” iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü anlaşılmaktadır" denildi.

Bakanlık devamında ise Anayasa mahkemesi Kanunu'na atıf yaparak, "6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluyla AYM’ye başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Nitekim AYM ifade özgürlüğünün ihlali iddiasıyla yapılan bir başvuruda, bireysel başvuruda bulunmak için ihlale neden olduğu iddia edilen işlem veya eylem için idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiğini belirterek başvuruyu kabul edilemez bulmuştur" ifadelerine yer verdi.
OGÜNhaber