Filistin’in İsrail’in haksız, hukuksuz ve insafsız saldırılarına maruz kaldığını ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “İşgalci İsrail, tam anlamıyla bir soykırım yapıyor. Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te ve Filistin’in diğer bütün şehirlerinde bir milleti, topyekûn yok etmeye çalışıyor” sözlerine yer verdi.
Diyanet Başkanlığı tarafından düzenlenen 43. İl Müftüleri İstişare Toplantısı turzim bölgesi Kundu’da bulunan Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisinde gerçekleştirdi. Program çerçevesinde 81 ilin müftüsüne seslenen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Bugün dünyamız, sosyal, kültürel, siyasi ve iktisadi açılardan devasa krizlerin kuşatması altında, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. İnsan hayatının, onurunun, hukukunun hiçe sayıldığı, güçlü olanın zayıf olanı ezdiği, kan donduran görüntülerin yürekleri parçaladığı bir gündemin içerisindeyiz. Bir asra yakındır kanayan yaramız Filistin, bugünlerde yine işgalci İsrail’in haksız, hukuksuz ve insafsız saldırılarına maruz kalıyor. Müslümanların idaresi altında asırlarca tam anlamıyla Dârüsselâm olan Kudüs ve çevresi, Siyonizm’in 75 yıldır devam eden işgali neticesinde bugün insanlığın vicdanını parçalayan acılara sahne oluyor. Daha açık ifadeyle Siyonist bir terör örgütü, tüm dünyanın gözü önünde cinayetler işliyor. İşgalci İsrail, tam anlamıyla bir soykırım yapıyor. Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te ve Filistin’in diğer bütün şehirlerinde bir milleti, topyekûn yok etmeye çalışıyor” sözlerine yer verdi.
Filistinli bebekler gün yüzü görmeden ölümle tanıştığına dikkat çeken Erbaş, “Kucaklarında cansız yavrularıyla annelerin feryadı gök kubbeyi titretiyor. Her gün yüzlerce aile, dünyanın gözleri önünde bütün fertleriyle birlikte yok oluyor. Yazıklar olsun ki, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası bütün kuruluşlar, bu vahşeti seyretmekle yetiniyor. Lanet olsun ki, ABD ve Avrupa ülkeleri ise İsrail’in işlediği katliamlara koşulsuz destek açıklamaları yapıyor. Böyle bir vahşetin karşısında, savunduğunu iddia ettiği bütün değerleri ayaklar altına alan Batı, artık iflas etmiştir. Gazze’de, Kudüs’te, Filistin’de yaşananlar, kendisini dünyanın efendisi zanneden zalim bir terör devletinin insanlık için nasıl bir musibete dönüştüğünü bizlere gösteriyor. İsrail’in Filistin’de uyguladığı vahşetin ardında, esasen kirli ve sapkın bir inanç vardır. Bu inanca göre onlar, kendilerini dünyanın efendisi görüyorlar. Yeryüzünü kendi özel mülkleri kabul ediyorlar. İslam coğrafyasında, tanrının kendilerine vadettiğine inandıkları ve “arz-ı mev’ûd” kavramıyla ifade edilen bir coğrafyayı ele geçirip orada cenneti yaşayacaklarına inanıyorlar” ifadelerini kullandı.
Filistin’in işgal edilmesinden bu yana İsrail’e tam destek veren bazı güç merkezlerinin önde gelenlerinin de aynı batıl inanca mensup olduklarını sözlerine ekleyen Başkan Erbaş, “Bütün dünyayı felakete sürükleyen Yahudi Siyonizm’inin arkasında Evanjelizm, yani Hristiyan Siyonizm’i vardır. Bu yüzden Gazze’nin masum çocuklarının vahşice katledilmesi, onlar için bir anlam ifade etmiyor. Zira onların sözlüğünde hak, hukuk, ahlak, vicdan gibi kavramlar, sadece Siyonizm’in çıkarlarını garanti altına almak için kullanılan araçlardır. Bilmeliyiz ki bunlar, Gazze’yle, Kudüs’le, Filistin’le yetinmeyecekler. Sapkın inançlarının peşinde bütün yeryüzünü yaşanmaz hale getirmeye devam edecekler. Önemle ifade etmeliyim ki bu çağın en büyük talihsizliği, zulme, haksızlığa, katliamlara ve soykırımlara zemin hazırlayan küresel bir sömürü sisteminin her alanda hayatı kuşatmış olmasıdır. Bugün insanlığın en temel sorunu küresel ırkçı emperyalizmdir. Dolayısıyla yeryüzü yeni bir ahlaka, hukuka ve medeniyete muhtaçtır. Bugün zulüm ve kötülükle kirletilen küresel maşeri vicdanın tedavi edilmeye ihtiyacı var” dedi.
İslam’ın evrensel hakikatlerinin, insanlık için en büyük imkân olduğunu belirten Erbaş, “Zira İslam, dünyanın her yerinde, herkes için aynı evrensel değerleri savunan ve yaşatmaya çalışan bir barış ve esenlik dinidir. Nitekim İslam’ın hakikatleriyle inşa edilen asil bir medeniyetin himayesinde insanlık, Maveraünnehir’den Endülüse, Hint Alt Kıtası’ndan Batı Sahra’ya kadar uzanan devasa bir coğrafyada, asırlar boyu huzur ve güven içinde yaşamayı tecrübe etmiştir. İslam coğrafyası, din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin bütün farklılıklarıyla bir arada yaşamanın en güzel örneklerine sahne olmuştur. Dünyanın uzun bir süredir hasret kaldığı bu tabloyu yeniden inşa etmek, yeryüzünü daha adil, daha huzurlu ve güvenli bir yer haline getirmek elbette mümkündür. Bunun için Müslümanların, inanç ve medeniyet değerlerini idrak ederek azim ve umutla, aydınlık bir istikbal inşası için çalışması gerekir. Ezilmişlik duygusundan sıyrılarak cesaret ve özgüven ile imkanlarını seferber etmesi gerekir. Anlamsız tartışmaları terk ederek vahdet bilinciyle güçlü politikalar üretmesi gerekir” dedi.
Gençlerin Kudüs bilincinin mutlaka güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Erbaş, “Kudüs davası büyük bir davadır. Eğer bu topraklarda Kudüs davasından habersiz tek bir genç, tek bir insan olursa bunun vebali hepimizin üzerindedir. Gençlerimizin enerji ve heyecanını doğru yönlendirerek din, iman, vatan ve mukaddesat uğruna mücadele ve mücahede aşkıyla taçlandırmalıyız. Her türlü zulüm ve haksızlık karşısında tevhit ve vahdet şuuruyla hareket kabiliyeti kazanmalarını sağlamalıyız. Bu noktada toplumun manevi rehberliğini üstlenen siz değerli müftülerimize, hocalarımıza, bütün teşkilat mensuplarımıza büyük görevler düşmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak omuzlarımızdaki bu asil görevin sorumluluğuyla hareket etmek zorundayız. Dünyanın yaşadığı bunalımlardan kurtuluşun bir yolu varsa o da budur. Bizlere düşen, bu ideal uğrunda basiretle, ferasetle, var gücümüzle çalışmaktır. Bu gidişat, elbet son bulacaktır. Zulümle abad olunamayacağını zalimler de görecektir. Yaptıklarının hesabını hem bu dünyada hem de ahirette mutlaka verecektir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Filistin için çalışmaya devam ettiklerini ifade eden Başkan Erbaş, “Biliyorsunuz cuma hutbelerimizde doğrudan konuyu el aldık ve Filistin’e destek çağrısı yaptık. 90 bini aşkın camimizde sabah ve yatsı namazlarında Kur’an ve dua programları icra ediyoruz. Farklı dillerde yazılı ve görsel yayınlarla dünya kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıyoruz. İslam dünyasındaki dini liderlerle çevrimiçi bir toplantı yaptık. 91 ülkeden 200 katılımcıyla yaptığımız toplantı sonucunda bir sonuç bildirgesi ilan ettik ve çalışmaları takip ve organize etmek üzere bir komisyon oluşturduk. Din ve diyanet hizmetlerinde bizleri hedefimize ulaştıracak en önemli unsur, nitelikli, azimli ve bilinçli insan kaynağıdır. Bu bağlamda personel motivasyonu son derece önemlidir” açıklamalarına yer verdi.
Konuşmasında 6 Şubat tarihinde yaşanan deprem felaketine de değinen Erbaş, “O gün yaşadıklarımız, ülkemizdeki deprem gerçekliğin mutlaka ciddiye alınması gerektiğini yeniden hatırlatmıştır. Dolayısıyla yaşadıklarımızı doğru değerlendirerek en uygun davranışı ortaya koymak ve yarınlarımızı ferasetle inşa etmek zorundayız. Toplantımızda bu hususları da müzakere edeceğiz inşallah Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, başta Gazze’deki katliama maruz kalarak şehadete erişen kardeşlerimiz olmak üzere, ülkemizdeki depremlerde hayatını kaybeden bütün kardeşlerimize ve aziz şehitlerimize rahmet diliyorum. Yaralılarımıza ve gazilerimize acil şifalar temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.