Taşıt tutmasının nedeni

Açık bir yolda gidiyorsunuz ve ortada telaşlanacak hiçbir neden yokken, kulaklarınız birden kırmızı alarm vermeye başlıyor. Yanış duymadınız, her şey kulaklarınızda başlıyor. Her bir kulağın içinde, bir dizi sıvı dolu odacıklardan oluşan, semisirküler kanal denen yarı dairesel kanallar bulunuyor. Başınız hareket ettikçe, kanallardaki sıvılar da hareket ediyor ve kulağınızdaki mikroskobik tüylere çarpıyor. Ardından nöronları beyninize sinyal gönderiyor. Mesaj ise kısa ve öz: Bedeniniz hareket halinde.

Eğer arabayla yolculuk yapıyorsanız, direksiyona geçmeye çalışın. Aracı sizin sürmeniz hem kontrolü elinize aldığınız hissi yaratır, hem de gerçekten hareket halinde olduğunuzdan gözleriniz daha çok görsel işaret algılar. Pencereyi açmayı da unutmayın. Temiz hava, mide bulantınızı yatıştırır.

Beyniniz, çatışan duygu sinyalleriyle kuşatılmış durumda. Bu karmaşadan asıl etkilenense, beyin sapında bulunan, denge merkezinden sorumlu bölge (vestibüler sistem). Bilin bakalım, bu bölgenin en sevdiği komşusu kim? Kusma merkezi (Gerçekten, teknik ismi bu.)

Yürürken ya da koşarken de beyninize bu mesaj iletiliyor ama o mesaj gözlerden alınan görsel işaretlerle uyuştuğunda sorun olmuyor. Ancak, gerçekte hareket halinde değilseniz işler karışıyor. Kulaklarınız “Hareket ediyor!” diyor; gözleriniz “Hala yerinde duruyor!” diyor. Çünkü, çevrenizdeki her şey (önünüzdeki yolcu koltuğu veya okuduğunuz kitap) durağan.

Önlem olarak, yola çıkmadan önce araç tutmasını engelleyen ilaçlardan almak, belirtileri yatıştırmanıza yardımcı olabilir. Henüz faydası bilimsel olarak kanıtlanmasa da, bazı kişiler aküpresür (bedendeki belli akapunktur noktalarının ovulması ve parmakla üzerine basılmasına dayanıyor) tekniğine çok inanıyor. Bunun yanında, uzmanlar nedenini henüz bilmese de katı haldeki zencefil (zencefilli bir meyve suyu olmuyor ama şeker olabiliyor) midenin sakinleşmesini sağlayabiliyor. Eğer hiçbir şey işe yaramıyorsa, varacağınız yere ulaştıktan beş dakika sonra kendinizi iyi hissetmeyi bekleyebilirsiniz.