Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinde Hz. Süleyman Camisi'nin çevresindeki 115 dönümlük alanda yapılan restorasyon çalışmasının ardından alan, vatandaşların beğenisini kazandı.

Hz. Süleyman Camisi'nin restorasyonu beğeni topladı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, Sur'un yeniden ihya edilmesi amacıyla tarihi Hz. Süleyman Camisi'nin çevresinde yürütülen çalışma ile öncesinde çok çirkin yapılar ve gecekondularla dolu, yıkık harabe, içine girilemez olan 115 dönümlük alanda yapılan restorasyon çalışması sonrasında halkın hizmetine açılmıştı.

Kentsel dönüşümden sonra yapılan çalışmaların ardından vatandaşlar tarafından yoğun bir şekilde ziyaret edilmeye başlandı.

Diyarbakır’ın en önemli manevi mekanlarında biri olan Hz. Süleyman camii, Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1115-1160 yıllarında yapılmıştır. Nasıriye camii , Hz. Süleyman Camii ve Kale camii olmak üzere üç isimle anılır. Caminin bitişiğinde Diyarbakır’ın fethinde şehit olmuş Süleyman ibni halid dahil , 27 sahabe bu bölgede , 13 sahabe ise surların farklı yerlerinde şehit olmuş burada meşhedleri bulunmaktadır. Diyarbakır’ın fethi Hz. Ömer zamanında Caminin bulunduğu bölgeden başlamıştır.

Türbeye açılan güneydeki pencerenin üzerinde 1631-1633 yıllarında yazılan kitabede Halid bin Velid’in oğlu ile 24 Sahabe’nin kubbenin altında metfun olduğu belirtilmektedir.

Kitabenin metni şöyledir; "Halid oğlu fatih-i Amid Süleyman Hazreti, Yiğirmidört sahabeyle olup bunda şehit, Kubbenin altında metfundur sahabe cümlesi, Bu müşerref yerde mesken kıldırlar vekt-i medid, Murtaza Paşa Silahdara Huda ihsan edüp, Bir müzehhep perde astı üstüne anın cedid, Kıldı ihya zib ü ziynette der ü divarını, Kim okursa fatiha ruz-i ceza ola said"

Kuzey- Güney doğrultusunda dikdörtgen plan şemasında inşa edilen cami oldukça sadedir. Bazalt taş tamamen yapıya hakimdir.

Cami, sahabeler türbesi, Namazgah, kare minaresi ve çeşme dizisinden oluşan bir yapı topluludur.

Yapının minaresi de kare formlu minare olması bakımından dikkat çekicidir.

Diyarbakır’ın müslümanlar tarafından fethinden günümüze kadar önemini kaybetmeyen ve halkın maneviyat aleminde değerini fazlasıyla koruyan bu sahabe türbeleri, Diyarbakır’ın manevi sembolüdür.

OGÜNhaber