20'inci yüzyıl kadınlar açısından güzelleşme ve zayıflama açısından altın çağ olarak nitelendiriliyor.

Güzelleşmek uğruna bu hale geliyorlar

Bu hastalık genellikle ergenlik döneminde, nadiren de erişkin çağında başlar.Çok genel olarak denebilir ki, aşırı zayıflama tutkunu her bireyde oluşabilir.

Bu durum genellikle kişinin çok şişmanladığı kanısı ile mübalağalı bir şekilde rejim uygulaması ile başlar.

Önceleri kontrol edilebilen iştah bir süre sonra yok olur ve zayıflama normal ölçüleri aşar.

Çağın hastalığı olarak adlandırılan yeme bozukluğu sendromu olan 'Anoreksiya Nervoza', sadece genç kızlarda değil, artık erkeklerde de görülüyor.Tedavisi zor olan vakalarda hayatî tehlike söz konusudur.

Ayrıca anoreksiya yoğun psikolojik sorun yaşayanlarda da görülebilir.

Diyet yapma, kilo verme takıntısı olmayan insanlarda dahi çok problemli bir hayat yaşama evrelerinde yeme bozukluğu söz konusudur.

Sonuç olarak kısa vadede çok kilo kaybetme söz konusudur ve bu hastalığın bütün etkilerini yaşarlar.

20'inci yüzyıl kadınlar açısından güzelleşme ve zayıflama açısından altın çağ olarak nitelendiriliyor.

Kadınlar güzel kalma uğruna günlerce hiçbir şey yemeden hayatlarına devam ediyor.Sonuçta arzuladıkları vücut ölçülerine ulaşıyorlar ancak bu kez ortaya başka bir sorun çıkıyor.

Vücut vitaminsiz ve proteinsiz kaldığı için kemikler vücuttan fırlamaya başlıyor.

Mankenlere özenen bir çok genç kızın karşılaştığı en büyük sorun, günlük yaşama da yansıyor.

Hastalığın adı ise, Anoreksiya Nervoza, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bozukluk.
OGÜNhaber