Hücrelerin yaşlanması sırasında zarda oluşan hasarlarla DNA zincirlerinde rastgele kırılmalar ve bağlanmalar meydana gelebileceğine dikkati çeken Boyacıoğlu, şöyle devam etti: "Enzim ve yapısal proteinlerin zarar görmesi, hücrenin ölmesi, kanser, sinir sistemi fonksiyonlarının yitimi ve kalp damar hastalıkları ile diyabet ve bağışıklık sistemi bozukluklarının oluşmasının temel nedenidir. Antioksidanlar, bu olumsuz etkileri düzenleyerek biyomoleküllere verilen bu hasarın azalmasını sağlar. Serbest oksijen radikallerinin oluşumu, hava kirliliği, sigara kullanımı, kötü beslenme alışkanlıkları, alkol tüketimi, yetersiz ve kalitesiz beslenme, strese bağlı olarak artar. Antioksidanlar, kanser, sinir sistemi fonksiyonlarının yitimi ve kalp damar rahatsızlıkları gibi hastalıkların oluşmasına yol açan bu serbest radikallerin vücuda verdikleri zararı önlemede en önemli görevi üstlenir. Antioksidanlar, vücuttaki serbest radikallerle bağ kurarak onları bağlar. Böylece serbest radikallerin vücuda vereceği potansiyel zararlar önlenmiş olur."