Farklı teknik ve yöntemler denediklerini anlatan Toy, çocuklardan seçtikleri eserleri kopya etmeleri yerine kendi eserlerini ve hikayelerini oluşturmalarını istediklerini dile getirdi.
Toy, kız öğrencilerin sultan resimlerini, erkek öğrencilerin ise donanmaya ait gemilerin resimlerini yaptığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Resim yapma hakkını çocuğa bırakmak, onun iç dünyasıyla ilgili birtakım ipuçları veriyor. Çocukluk yaşlarında resim şu açıdan çok önemli; çocuklar iç dünyalarında kimseye anlatamadıkları derin duyguları resim yoluyla ifade edebiliyor. Eskiz defteri veya sanatçı defteri dediğimiz defterlerine her türlü çizim yapma hakkına sahipler. Buraya geldiklerinde seçtikleri tablolar üzerinden bakıyoruz. Seçtikleri renkler dışa dönük mü, canlı mı, yoksa içe dönük karamsar renkler mi hemen belli oluyor. Seçtikleri renkler ve yüzlerdeki ifade biçimlerine bakıyoruz. Daha derin tahliller yaptığımızda çocukların bazı korkularını, anlatamadıkları içsel, psikolojik durumlarını resimleriyle tespit edebiliyoruz."
Müzede çalışmanın çocuklara keyif verdiğini vurgulayan Toy, çocukların 1 saat kaldıkları müzeyi hayatın bir parçası olarak görmelerini sağlamayı ve eserlerdeki düşünceyi, duyguyu özümsemesini istediklerini anlattı.
Toy, çocukların yıllar içinde resimlerini kendi karakterleri ve mizaçlarına uygun olarak geliştirdiğini aktardı.
Atölye çalışmasına katılan 9 yaşındaki Elif Nisan Öztürk, resim yapmayı çok sevdiğini belirterek, "Müzede dolaşıyoruz, en sevdiğimiz resmin benzerlerini çiziyoruz defterlerimize. Her yerde resim yapabilirim, derste, okulda, evde. Büyüyünce ressam olmayı istiyorum." dedi.
Etkinliğe kardeşi Ali Emir ile katılan 8,5 yaşındaki Ayşe Özaltın da "Biz buraya resim yapmak için geldik. Beğendiğimiz palmiye ağacının resmini yaptık. Küçüklüğümden beri çok resim yapıyorum. Resim yapmayı çok seviyorum. Kardeşim resim yapmayı okula gidince sevmeye başladı. Burada da çok güzel resimler var. Müzisyen ya da ressam olmayı istiyorum." ifadelerini kullandı.