Seramik sanatçısı Büşra Yıldırım, küçük yaşta tezhiple başladığı sanat hayatına, önüne çıkarılan engelleri aşarak büyük ilgi gören seramik tasarımlarıyla devam ediyor.

Çamur beni kendine çekti

Fusska nasıl ortaya çıktı? Sanatçı, Karadenizli bir aile olduklarını ve Karadeniz meyvelerini çok sevdiklerini, bu nedenle Lazca "böğürtlen" anlamına gelen Fusska kelimesini marka adı olarak seçtiklerini söyledi. Tabak, fincan, dekoratif eşyalar tasarladığını ve tezhip eğitiminden de aldığı yeteneklerini birleştirerek ürettiği seramikleri yine kendisinin dekorladığını kaydede Yıldırım, Fusska için ortaya çıkardıkları modern tasarımların büyük ilgi gördüğünü ifade etti. Yıldırım, kullandığı çamurun hiçbir kimyasal barındırmayan doğal bir malzeme olduğunu, kırmızı çamuru Bilecik, Kınık ve Menemen'den aldıklarını aktardı.

İSTANBUL / AA - AA muhabirine konuşan Yıldırım, sanatkar bir ailede yetiştiğini ve 13 yaşında tezhip eğitimi almaya başladığını söyledi. Bir müzehhip olarak Enam-ı Şerif cüzü tezhiplediğini de ifade eden Yıldırım, böyle bir geçmişe sahip olmasına rağmen, üniversite için özel yetenek sınavlarında 3 kez derece elde ettiği halde başörtüsü kullandığı için mülakatlarda elendiğini anlattı. Seramik sanatçısı Yıldırım, başörtüsü yasağının kalkmasının ardından başladığı Marmara Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Tezhip ve Minyatür Ana Sanat Dalı'ndan 2016'da mezun olduğunu dile getirdi.

"Çamura temas ettikten sonra bırakamadım" Seramikle tanışma hikayesini "Çamur beni kendine çekti" diye özetleyen Yıldırım, "Okulda çok farklı sanat dallarını denedim ancak çamura temas ettikten sonra bırakamadım." ifadesini kullandı. Yıldırım, çamurun insana hizmet eden bir malzeme olduğunu, hiç bilmeyen insanların dahi çamuru eline aldığında kullanılabilir bir ürün elde edebileceğini aktardı.

Gıda ile temas eden ürünlerde, kurşunsuz, gerekli güvenlik şartlarını taşıyan boya ve sır malzemesi kullandıklarına dikkati çeken Yıldırım, Hollanda'da kendi ürünlerinin satıldığı bir nokta olduğunu, yine yurt dışında ürünlerinin pazarlanması için bazı girişimlerde bulunduklarını söyledi. Yıldırım, yurt dışı ve yurt içinde bazı özel projeler hazırladıkları, ayrıca festivallere katıldıkları bilgisini verdi. Yerli üretimin ilk adımları Sanatçı Yıldırım, şu ana kadar ithal edilmek suretiyle yurt dışından yüksek maliyetle ülkemize getirilen büyük saksılar gibi bazı peyzaj ürünlerinin yerli üretime geçirilmesi konusundaki ilk adımları çok yakında atacaklarını aktardı. Eşi Zahit Yıldırım'ın 15 yıldır görsel sanatlarla ilgilenen bir tasarımcı olduğunu belirten sanatçı, eşinin kendisine inandığını ve verdiği destek sayesinde ilk atölyesini açtığını dile getirdi.

Yıldırım, bu çalışmanın artık kendi emeğinden fazlasını gerektirdiğini, bu noktada da eşinin tedarik, pazarlama ve tasarım aşamasında büyük rol üstlendiğini söyledi. "Eşimin en büyük desteği minik bebeğimizle ilgilenmesi" Büşra Yıldırım, bebekleri olduktan sonra farklı yerlerde bulunan ev ve atölyeyi birleştirerek aynı binaya taşıdıklarını anlattı.

"Eşimin en büyük desteği ben çalışırken atölyede minik bebeğimizle ilgilenmesi." diyen Yıldırım, önceleri günde yaklaşık 12 saat çalışırken, şu anda bebeğe vakit ayırmak için günde 9 saat çalıştığını ve işinden çok büyük keyif aldığını ifade etti.

Yıldırım, Fusska atölyesinde tek günlük ve uzun süreli seramik eğitimlerinin de olduğunu kaydetti.

"Eşimin en büyük desteği ben çalışırken atölyede minik bebeğimizle ilgilenmesi." diyen Yıldırım, önceleri günde yaklaşık 12 saat çalışırken, şu anda bebeğe vakit ayırmak için günde 9 saat çalıştığını ve işinden çok büyük keyif aldığını ifade etti.

"Çamura temas ettikten sonra bırakamadım" Seramikle tanışma hikayesini "Çamur beni kendine çekti" diye özetleyen Yıldırım, "Okulda çok farklı sanat dallarını denedim ancak çamura temas ettikten sonra bırakamadım." ifadesini kullandı. Yıldırım, çamurun insana hizmet eden bir malzeme olduğunu, hiç bilmeyen insanların dahi çamuru eline aldığında kullanılabilir bir ürün elde edebileceğini aktardı.
OGÜNhaber