Alman ve Çek iki foto modelin de yer aldığı 12 kişilik ekip,
terörden temizlenen 3 bin 800 rakımlı Berçelan Yaylası ile 2 bin 800 rakımlı
Şüvekür Yaylası'nda kamp kurup sonbahar-kış koleksiyonunun çekimlerini yaptı.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Hicran Önal, çekimleri
Hakkari’de yapmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Önal, ”Sonbahar-kış
koleksiyonumun çekimlerini Hakkari’de yapmamın nedeni, öncelikle kendi
memleketim, kendi toprağım olması. İstanbul’da doğup büyüdüm. Ama aslen
Hakkariliyim. Ülkemin her bir karışı, her bir toprağı birbirinden güzel. Ama
burası pek bilinmiyor. Çünkü burası genellikle terörle anılıyor. Buranın
aslında ne kadar güzel olduğunu her bir taşının, çiçeğinin kokusunun ve
renginin ne kadar güzel olduğunu göstermek istedim. Doğasının ve havasının ne
kadar mükemmel olduğunu bizi takip eden insanların bilmesini istedim. O yüzden
burada çekimlerimi yapmayı tercih ettim. Biz 12 kişilik bir ekiple geldik.
Berçelan Yaylası'nda ilk çekimlerimizi yaptık. Gerçekten mükemmel bir doğası
var. Keşke herkes görebilse. Havası, suyu inanılmaz. Bir yanda kar var, diğer
yanda çiçekler var. Cennet gibi bir yer” diye konuştu.
MİHA markasının prodüktörü Salman Özdoğan ise üretimlerinin yerli olması üzerine ülke sınırları içerisinde kalmasını düşündüklerinden dolayı büyük bir ekiple Türkiye’nin saklı kalmış en uç şehri olan Hakkari’ye gelmeyi tercih ettiklerini söyledi. Özdoğan, ”Bu sene MİHA markasının sonbahar-kış koleksiyonunun çekimlerini planlarken geniş dağlara ve yaylalara ihtiyacımız vardı. Tamamı İstanbul’dan 12 kişilik bir ekiple geldik. Dün Berçelan Yaylasında'ydık. Yaklaşık 4 bin rakıma çıktık. Koleksiyonumuzun moda fotoğraflarını ve editorial videolarını çektik. Hayatımızın en büyük anısı ve macerasıydı bizim için. Çok kolay bir çekim oldu. Hiçbir güvenlik problemi yaşamadık. Ülkemizin topraklarında olduğumuzu bilerek bu çekimleri gerçekleştirdik. Bizim için büyük bir gurur kaynağı. Burada olmaktan mutluyuz. Bu çekimlerle de MİHA bir dünya markası olma yolunda ilerleyecek. Çünkü ölçülü giyim üzerinden yürüyen bir markayız. Türkiye’nin en uç köşesinde nasıl yaşanılabilir ve saklı bir cennet olduğunu gösterdiğimize inanıyorum” dedi.