Osmanlı Devletinin Avrupa'daki ilk kültürel ve tarihi mirası olan Patara Telsiz Telgraf İstasyonu 113 yıl sonra gün yüzüne çıkıyor.

Osmanlı Devletinin ilk telsiz ve telgraf istasyonu gün yüzüne çıkıyor

İstasyonun Sultan 2. Abdülhamid'in önemli eserlerinden bir tanesi olduğuna dikkat çeken Patara Kazı Başkanı Prof.Dr. Havva İşkan, "Araştırmalar sonucu bu yapıların Osmanlı Devletinin ilk telsiz telgraf istasyonu olduğunu öğrendik ve büyük bir mücadeleye giriştik. Elimizde Kaşıkçı Elması değerinde bir tarihi miras var Patara'da" dedi. 
Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine aktarılan bir kültürel ve tarihi miras olan Patara Telsiz Telgraf İstasyonu, bir asrı geçen telsizcilik tarihinin ilk ve en önemli eserlerinden biri. Osmanlı Devleti topraklarında kurulan ilk istasyonları olan Patara-Derne istasyonları aynı zamanda en uzak mesafeye sahip Avrupa'nın ilk istasyonu. Bu yıl düzenlenecek törenle istasyon, açılışının 113’üncü yıl dönümünde Patara ören yerinde anılacak. Patara Telsiz Telgraf İstasyonu kapsamında Antalya Gazeteciler Cemiyetinde (AGC) bir araya gelen Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Acar, Kaş Kaymakamı Ulaş Akhan, Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş, Patara Kazı Başkanı Prof.Dr. Havva İşkan, Akdeniz Üniversitesi Araştırma Görevlisi Diren Çakılcı tarihi esere ilişkin önemli bilgiler verdi.

Kaş'ın Antalya'nın nadide yerlerinden biri olduğunu ifade eden Kaymakam Ulaş Akhan, turizmle tanınmasının yanı sıra tarihi ve kültürel hazinelerin de dünyaca tanınmasında önemli rol oynadığını kaydetti. Akhan, "Teke yarımadasını kuşatan Likya Uygarlığının olması, belki de dünyanın ilk meclis binasının yer alıyor olması Patara'yı çok tanınır bir hale getirmişti. Biz Patara'da yaklaşık 5 bin yıl önceye giden tarihi açığa çıkarmakla ilgili çalışamalar yürütüyorduk. Hocalarımızın yaklaşık 30 yıllık bir emeği söz konusuydu, bu emek sonucu çok değerli tarihi ve kültürel gerçeklikler ortaya çıkarıldı. Bugün devamını getirdiğimiz Osmanlı İmparatorluğunun son yüzyılında teknolojiyi ne kadar yakından takip ettiği, özellikle iletişim konusunda dünyada bile ilk sayılabilecek önemli yatırımlara nasıl imza attığını keşfetmiş olduk. Buradaki telsiz telgraf istasyonu bugün bizim için çok ilkel bir şey sayılabilir ama yapıldığı dönem itibariyle belki de en modern ve en uzun mesafeyi birbirine kavuşturan bir istasyon. Hem Türkiye için hem de dünya için önemli bir teknolojik atılım olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu. 
Akhan, bu yıl düzenlenecek törenle, 5 bin yıllık tarihi gözler önüne sermek istediklerini dile getirdi.

Kaş Belediye Başkanı Ulutaş ise, böyle bir eserin var oluşunun ve ortaya çıkarılmasının hem Kaş ve Patara'nın tanıtımına hem de turizme katkısı olacağını söyledi. Ulutaş, "Oradaki tarihi değerlerin ortaya çıkması için hep birlikte destek olacağız. Elimizden geldiğince tarihe, kültüre ve değerlerin açığa çıkmasına destek olacağız. Bundan bu tür organizasyonlarla Kaş'ımızın, bölgemizin sesini duyurmaya devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi. 

Kazı Başkanı İşkan: "Kaşıkçı Elması değerinde tarihi miras" 
1988 yılında beri Patara'da çalışan Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. İşkan, Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun vizyoner görüşü, kaymakam, belediye başkanı ve il kültür müdürlüğünün desteği sayesinde 2019 yılında bu mirasın uluslararası boyuta taşındığının altını çizdi. Burada çok ciddi bir zaman dilimi geçtiğini hatırlatan İşkan, çok sayıda bilim insanının tek idealinin kentin ortaya çıkarılması olduğunu aktardı. İlk yıldan bu yana Patara'da bazı yapı kalıntılarının dikkatlerini çektiğini söyleyen İşkan, Gelemiş köyünün yaşlılarının bu yapılardan "Alman evleri" olarak söz ettiğini anlattı. Araştırmalar sonucu bu yapıların Osmanlı Devletinin ilk telsiz telgraf istasyonu olduğunu öğrenince büyük bir mücadeleye giriştiğini belirten İşkan, "Elimizde Kaşıkçı Elması değerinde bir tarihi miras var Patara'da" dedi.

Osmanlı Devlet arşivlerini araştıran Çakılcı, o dönemde tutulan kayıtlardan istasyonların kuruluş süreçlerine ilişkin birçok belge ve veriye ulaştıklarını söyledi. İstasyonların, Sultan 2. Abdülhamid'in önemli eserlerinden bir tanesi olduğunu ifade eden Çakılcı, "Sultan 2. Abdülhamid ve ekibi Osmanlı devletinin elindeki son Afrika toprağı olan Libya ile Trablusgarp ile irtibatı kolaylaştırmak ve hızlandırmak için bu istasyonların temelini atmışlar" diye konuştu. 
Bu istasyonların Almanya'da Siemens fabrikalarında inşa ettirilmesinden dolayı yerli köy halkının "Alman evleri" dediğini paylaşan Çakılcı, bölgede Alman mühendislerin de yaşadığını söyledi. Deneme kayıtlarından itibaren inceleme yaptıklarını kaydeden Çakılcı, Trablusgarp ile idari, askeri, ekonomik devlet yazışmaların olduğunu ifade etti. Diğer yandan uluslararası alanda, Akdeniz'de seyir eden yük ve ticaret gemilerinin bu istasyonlar aracılığı ile Avrupa'daki başkentlerle iletişim kurduklarını belirterek, "Akdeniz ortasındaki bir fırtınayı bu istasyona aktarıp diğer limanlara haber verebiliyor veya bir kazadan bilgi verebiliyor" şeklinde konuştu. Çakılcı, tarihe sahip çıkıldıkça ileriye daha güçlü ve cesaretle bakılacağını belirterek, buranın en kısa zamanda bir telsiz telgraf müzesine dönüştürülmesini temenni etti.
OGÜNhaber