Koronavirüs salgını, tekstil, hazır giyim ve moda sektörlerini de olumsuz etkiledi. İstihdam ve dış pazar sorunları sebebiyle iç pazara yönelen sektör, e-ticaret ile soluk aldı. Tekstilci iş insanı Fahri Şahin, koronavirüs pandemisi sonrası tekstil ve moda sektörünün durumuna ilişkin bazı değerlendirmelerde bulundu.
Türk tekstil sektörünün önemli isimlerinden Bordo Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fahri Şahin, koronavirüs (Kovid-19) sebebiyle sorunlar yaşayan Türk tekstil sektörünün son durumu hakkında değerlendirmeler yaptı. E-ticaretin sektör için can simidi olduğunu ifade eden Şahin, "E-ticaret olmasa sektörü ayakta tutmak çok zor olurdu." dedi.
Çin’den dünyaya yayılan koronavirüs salgınının uluslararası pazarlarda değişime yol açtığını ve ticari dengelerin sarsıldığını hatırlatan Şahin, "Bu durumdan tekstil ve moda sektörünün etkilenmemesi düşünülemez. Sektörde istihdam ve üretim sorunları ortaya çıktı. Şu anda online perakende satışlar dışında fiziksel mağazaların hemen hemen tamamı kapalı durumda." dedi.
"E-ticaret olmasa sektörü ayakta tutmak çok zor olurdu." diyen Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı: "E-ticaret aracılığı ile en çok satılan ürünlerin başında tekstil ve moda ürünleri geliyor. Bu sebeple koronavirüs, online perakende satışlarının önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Koronavirüs sonrası da tekstil ve hazır giyim firmalarının e-ticarete daha fazla önem verecekleri aşikâr. Çünkü online satışları olmayan firmalar koronavirüs günlerin büyük sıkıntılar yaşamaya başladı.".
"Doğal antibakteriyel tekstil ürünlerinin önemi artacak"
Koronavirüsün giysilere kolaylıkla nüfuz edebildiğini ve tekstil ürünlerinin üzerinde uzun süre kalabildiğini hatırlatan Şahin, bu durumun tekstil sektörünü dönüştüreceğini söyledi.
Şahin, "Kovid-19, doğal antibakteriyel ürünlerin önemini bir kez daha ortaya koydu. Doğal antibakteriyel özelliklerdeki bambu, yün, keten ve pamuk gibi tekstil hammaddeleri daha büyük önem kazandı. Koronavirüs sonrası doğal antibakteriyel özelliklerdeki bu ürünler önemini daha da artıracak. Tekstil sanayicilerimiz ve tüketicilerimiz, bu konuyu çevre dostu bir yaklaşımla dikkate almalıdır. Sağlıklı ve doğal tekstil lifleri olan bambu, yün, keten ve pamuk gibi ürünler, kimyasal işlemlerle yapılan tekstil ürünlerine tercih edilecektir." diye konuştu.
Şahin ayrıca "Moda sektörü bu salgından ders alarak daha çevreci ve hassas düşünmeye başlayacaktır. Tüketiciler de antibakteriyel ürünleri tercih edecektir. Bu sebeple firmalar organik ve geri dönüştürülebilir, sürdürülebilir ürünlere odaklanmak zorunda kalacaktır." değerlendirmesi yaptı.
"Türkiye, Çin’e göre avantajlı bir konumda"
Fahri Şahin, Türkiye’nin hazır giyim, tekstil ve deri ürünleri ihracatının 30 milyar dolar civarında olduğuna dikkat çekti. Bu miktarın 10 katı büyüklüğünde tekstil ihracatına sahip Çin’e göre Türkiye’nin avantajlı bir konumda olduğunu kaydeden Şahin, şu ifadeleri kullandı; "Türkiye, Avrupa’ya yakınlık, kısa sürede üretim ve ürün hazırlama potansiyeli gibi sebeplerle tekstil devi Çin’e karşı avantajlı bir konumda. Koronavirüs yayılmaya başladığı ülke olan Çin’in kaybettiği pazarlar Türkiye’ye yöneliyor. Tekstil, hazır giyim ve moda sektöründeki marka ürünlerimiz, koronavirüs etkisiyle Avrupa pazarında daha çok tercih edilmeye başlandı. Bu durum, tekstil sanayicilerimiz açısından büyük avantaj oluşturuyor."
"Avrupa, Türkiye’nin Çin’e alternatif olduğuna ikna edilmeli"
Çin ürünlerine soğuk bakan pazarlardaki talebin, Türkiye’nin tekstil ihracatına olumlu etkisinin artarak devam edeceğini vurgulayan Şahin, "Türk tekstiline, hazır giyim ürünlerimize talep giderek artıyor. Çin menşeli tekstil ürünlerinde yaşanan pazar daralması, bizim için fırsat oluşturdu. Çin ürünlerinden uzaklaşan ülkeler Türkiye’ye geliyor. Türk pamuğu gibi bize özgü tekstil hammaddeleri ve ürünlerinin üretimi ve talebi giderek artıyor." sözlerini kaydetti.
Fahri Şahin, tekstil alanında Türkiye’ye 2 milyar dolar civarında yeni sipariş beklendiğinin; Avrupa’dan gelen ve gelecek olan yeni siparişleri karşılayacak yeterli kapasiteye sahip olduklarının altını çizdi. Şahin, birçok Avrupa ülkesinde tekstil firmalarının salgın sonrası için Türkiye’de partner aradığını belirterek, "Türkiye pandemi sonrası büyük ilgi görecek. Türkiye’nin bu fırsat iyi değerlendirmesi gerekiyor. Fiyat, kalite ve zaman formülü doğru bir şekilde çözülmeli. Böylece Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin Çin’e en iyi alternatif olduğuna ikna edilmeli." diye konuştu.
Şahin, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneğinin (TGSD) koronavirüs salgını sebebiyle tekstil sektöründe alınan önlemler ve sektörün sorunları hakkında proaktif bir davranış sergilediğine dikkat çekti. Tekstilci iş insanı, salgının etkilerinin 6 ay kadar daha devam edebileceğini; mayıs ayından sonra normalleşme adımlarının atılabileceğini de sözlerine ekledi.